Türkiye’nin en tanınmış mimarlarından biri olan 2004 yılı Sinan Büyük Ödülü sahibi Behruz Çinici’yi 18 Ekim’de kaybettik.
Uygulanmış projeleri ve aldığı ödüllerle mimarlık alanında önemli bir yeri olan Çinici aramızdan ayrılırken ülke mimarlığına çok sayıda örnek bıraktı ve mimarlığı ile bir döneme damgasını vurdu.
BEHRUZ ÇİNİCİ KİMDİR?
Behruz Çinici. 1932’de İstanbul’da Kadıköy’de, bugün Hasanpaşa olarak adlandırılan Gazhane semtinde doğdu. 1949 yılında Vefa Lisesi’nden sonra İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü’ne girdi. 1954 yılında mezun olduktan sonra İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehircilik kürsüsünde asistan olarak çalışmaya başladı. Maçka Teknik Okulu’nda yapı dersleri verdi. İTÜ’deki akademik görevleri 1962 yılına kadar sürdü. Bu süreçte ulusal ve uluslararası pek çok proje yarışmalarına katıldı, çeşitli dereceler aldı.
Artur Tatil Köyü
1961 yılında,eşi Altuğ Çinici ile birlikte ODTÜ Kampüsü yarışmasını kazanarak uygulamaları için atölyelerini Ankara’da kurdular. ODTÜ proje çalışmalarını mesleki denetimiyle birlikte 18 yıl boyunca sürdürdüler.
TBMM Halkla İlişkiler, Milletvekilleri Sitesi, TBMM Camisi ve Kitaplık kompleksini planladı. uygulamalarını yönetti. 1981 yılında Fransız Mimarlar Odası tarafından “Sir Robert Matthew” Ödülü’ne, aynı yıl ODTÜ tarafından “Pritzker” ve ülke içinde ise “Atatürk” ödüllerine aday gösterildi.
1993 yılında TC Başbakan Şehircilik Mimarlık Başdanışmanlığı’na atandı. Devlet tarafından Büyükelçilik ünvanı verildi. Resmi görev süresi Edirne, Isparta, İzmir, Şanlıurfa’dan Kazakistan’a kadar çeşitli planlama ve restorasyon çalışmaları yaptı. Bu çalışmalar Türk-Kazak Üniversitesi ve İzmir Y.Teknoloji Enstitüsü planlamalarındaki müşavirlik görevleri ile birlikte dört yıl sürmüştür.
1984 yılında Simavi Ödülü’nü, 1986 yılında TC İş Bankası Kent ve Mimarlık Ödülü’nü, 1991 yılında Türkiye Prefabrik Birliği Ödülü’nü, 1995 yılında TBMM Camisi ile Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü, oğlu Can Çinici ile birlikte aldı. 2004 de ise Sinan Büyük ödülüne layık görüldü.
ODTÜ Fen-Edebiyat Fakültesi
ODTÜ İdari İlimler Fakültesi
ODTÜ Kafeterya
ODTÜ Kafeterya
ODTÜ Mimarlık Fakültesi
ODTÜ Mimarlık Fakültesi
ODTÜ Mimarlık Fakültesi
ODTÜ Mimarlık Fakültesi
ODTÜ Rektörlük Binası
ODTÜ Rektörlük Binası
ODTÜ Spor Salonu
ODTÜ Spor Salonu
Tasarım Yaklaşımı
Çinici Mimarlık Atölyesi kendi dijital ortamlarından mimarlık anlayışlarını şöyle tarif ediyorlar: Hızla modernleşen ve değişen bir ülkede piyasa taleplerine uyum gösterip cevap verebilen, mimari tasarımı daima kentsel bir bütünlük içinde ele alan, kent ve çevre sorunlarına duyarlı, inşaat ve uygulama denetimini mimari tasarımın ayrılmaz bir parçası ve devamı olarak hedefleyen bir mimari….
Çinici Mimarlık Firma Tarihi
Yine Çinici Mimarlık sitesinde firmalaşma serüveni şu şekilde sunuluyor:
1963 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kampüs projesi ve uygulamasını gerçekleştirmek üzere Altuğ ve Behruz Çinici tarafından Ankara’da kurulmuştur. Bu tarihten itibaren firma, eğitim ve üniversite yapıları başta olmak üzere, konuttan çeşitli devlet yapılarına kadar uzanan çok geniş bir alanda faaliyet göstererek, proje ve uygulama faaliyetlerinin yanı sıra bazı yapı tekniklerinin türkiye’deki uygulamalarına öncülük etmiş (çıplak-beton ve prefabrik beton panel uygulamaları gibi), yarışma projeleri ve araştırma çalışmaları gerçekleştirmiştir.
Son 35 yılın Türkiye Mimarlığında çok önemli bir Ver edinmiş olan çinici mimarlık ofisi, ulusal ve uluslararası alanlarda önemli ödüllerin sahibidir; Bunlar arasında 1985 Simavi vakfı ve 1986 İş Bankası ödüllerini, 1994 – 4. Ulusal Mimarlık Ödülünü ve TBMM Camii proje ve inşaatı dolayısıyla verilen 1995 Ağa Han ödülünü saymak mümkündür. Proje yönetimine Can Çinici’nin katılmasıyla birlikte İstanbul’da faaliyet gösteren firma son 10 yılda özellikle ‘konut’ ve ‘yat limanı’ projeleri konularında özelleşmiştir.
Çinici’nin mimarlık pratiği
Zanaatkar bir ailede doğan ve uzun yıllar Fatih’te ahşap bir evde yaşayan Çinici, inşa etme tutkusuyla 1949’da İTÜ’de henüz yeni kurulmuş olan Mimarlık Fakültesi’ne kaydolur. Çinici, Ankara’da bakanlık binaları ve TBMM binası dahil olmak üzere birçok yapı inşa etmiş olan Avusturyalı mimar Clemens Holzmeister, Paul Bonatz gibi önemli mimarların ve Mustafa İnan’ın hocalık yaptığı Taşkışla’yı “mimar olarak doğduğu yer” olarak tarif etmiştir.
Çinici, 1954’te Cağaloğlu’ndaki İstanbul Belediyesi’nde kent planlama atölyesinde çalışmaya başladı. 1958’de Ankara’daki DSİ binasını tasarladı; 1958-59’da Eminönü Çarşısı yarışmasını kazandı. Taksim civarında bir pansiyon-büro’da beraber yaşayıp mimarlık yarışmalarına projeler üreten Çinici ve AKM’nin mimarı Hayati Tabanlıoğlu gibi bazı arkadaşları, Türkiye’nin ilk üniversite kampüsü olan Erzurum Üniversitesi kampüsünü 1959’da tasarlayıp uygulattılar.
Çinici’nin kendi deyimiyle ilk on yılını oluşturan 1960’lı yıllar “bugün 30.000’e yaklaşan nüfusuyla bir üniversite kenti olan ODTÜ’yü” yaratmakla geçti. Çinici, göçler ve beraberinde gecekondulaşmanın ülkeyi sardığı 1954-60 arası dönemi, “ülkedeki tarihi, kültürel ve doğal değerler ile kentlerin geleceği için endişelerinin başladığı yıllar” olarak tanımladı. 1958’de Devlet Su İşleri’nin Ankara’daki binasını tasarladı ve uyguladı.
DSİ Bölge Müdürlüğü, Enver Tokay-Behruz Çinici -Teoman Doruk
Mimarlık mesleğinin ikinci on yılında projelendirdiği ve uygulamasını yaptığı Bodrum, Artur, Güllük ve benzeri tatil köyü tasarımları, ilk on yılındaki çalışmalarının deneme ve gelişme aşamasını oluşturdu. Üçüncü on yıllık devresini oluşturan 70’li yıllardaki pratiğini ise “toplumla bütünleşen halk mimarlığı” olarak tarifleyen Çinici, Çorum gibi bazı Orta Anadolu kentlerinde “insan hareketlerini planlama” çalışmalarının ürünü olarak toplu konutlar tasarladı ve uygulattı. Çorum’daki 3000 konutluk “Binevler” projesi bekarlar ve çocuksuz aileler için özel tasarlanmış birimleriyle bu dönemin önemli bir örneğini teşkil ediyor. Çinici’nin dördüncü on yıllık dönemi olarak tanımladığı 80’li yıllarda ise, TBMM Halkla İlişkiler Binası, TBMM Camisi gibi yapılar TBMM kampüsü için tasarlanmış ve uygulanmıştır.
Behruz Çinici, oğlu Can Çinici ile beraber TBMM kampüsü için tasarladığı ve milletvekilleriyle uzun tartışmalar sonrasında “laik-demokratik bir toplumda fanatizme karşı bir savaşımın dini mimarlığa yansımasının eseri olarak, minare yerine kavak yerleştirebilmeyi başardığı” minaresiz cami projesi ile 1995’te Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü aldı. Birkaç yıl önce yıkılıp yerine Park Oran’ın inşa edildiği TBMM Lojmanları ise, gene Çinici tarafından tasarlanmış ve uygulanmış bir projeydi.
Çinici’nin “keyif haritası”: ODTÜ deneyimi
Eymir Gölü’nü içine alan 4200 hektarlık bir alanda, o sıralarda TBMM’nin arkasındaki garaj ve barakalarda 500 öğrencili küçük bir eğitim kurumu olarak faaliyet gösteren ODTÜ için bir üniversite kampüsü tasarlanması amacıyla 1961’de açılan yarışmada 29 yaşındaki Behruz Çinici, öğrencisi ve eşi Altuğ Çinici ile beraber birinci oldu. 8 yıl boyunca üniversite yapılarının inşası için Ankara ve İstanbul arasında trenle mekik dokuyan Çiniciler, kampüsün inşası için aktarılan ödeneğin Demokrat Parti iktidarının siyasi gelgitleri sonucu kesilmesi tehditlerine karşın, fakülte binaları, yurtlar, rektörlük binası, kütüphane, kafeterya gibi yapıları ile kampüsün altyapı donanımı ve ülkedeki ilk ciddi peyzaj çalışmasını sistemli ve birbiriyle ilişkili bir biçimde üretmişler, Türkiye’de modern mimarlığın önemli deneylerinden biri olan ODTÜ’yü yapılaştırmışlardır.
Diyarbakır Üniversitesi Planlama
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’nın o zamanki mevzuatına göre statik, tesisat ve mimarlık ürünleri ayrı süreçlerde geliştirilirken, ODTÜ için Çinici öncülüğüyle geliştirilen şartnamelerle, mimarlık ve mühendislik disiplinlerinin birlikte bir ürün çıkarması gerektiği vurgulandı. ODTÜ deneyimi ayrıca, Türkiye’de yapı tekniklerinin, malzeme bilgisinin geliştirilmesi için önemli bir araç oldu. Pleksiglas, polyester, yapay taş döşeme, beyaz çimento gibi malzemelerin ilk defa uygulandığı alanlardan biri olan ODTÜ’de, mimarlığın estetiği endüstriyel bağlamına oturtularak üretildi.
Çinici, modern mimarlıkta “süs”ten ziyade “işlev”i vurgulayan, sadeliği ve rasyonaliteyi yansıtan, betonun sıvasız halde bırakıldığı “brüt beton”u ODTÜ yapılarında karakteristik olarak uyguladı. Kampüsteki yapıları bir yaya yolu (alle) ile birbirine bağlayarak, üniversite mekanında bir omurga üzerinde kamusal bir deneyimi hedefledi. Bugün ODTÜ’de öğrencilerin gündelik hayatlarını geçirdikleri, eylemlerin yapıldığı, öğrenci toplulukları ve örgütlerinin çalışma alanı olan alle, üniversite yaşamının merkezinde durmakta.
Mimarlık tarihçisi Prof. Dr. Uğur Tanyeli’ye göre ODTÜ, 1960’lı yılların bir mimarlık laboratuarı. 60’lı yılların Türkiye’sinde, “soliste bölüm sonunda tüm becerisini göstermek için bırakılan kadans payı kadar bir mimari özgürlüğün var olduğunu” söyleyen Tanyeli, Çinici’nin “bir keyif haritası” olarak tariflediği, o yılların teknik olanaklarını, işçilik düzeyini, malzeme sınırlarını zorlayan ODTÜ inşası deneyiminin Türkiye’de mimarlık pratiğinin sınırlarını yukarı çektiğini ifade ediyor.
Mimarlık mesleğinde ahlak arayışı
1960-71 arası dönemde ODTÜ’yü vücuda getiren Behruz-Altuğ Çinici ikilisi, o yıllarda bir ilke imza atarak Türkiye’de mimarlık mesleki pratiğini değerlendirdikleri ve eleştirdikleri bir yayın çıkarmışlardı. Yayında, Türkiye’de mimari ürünlerin gerçekleştirilmesinde karşılaşılan bürokratik, siyasi ve ekonomik engellere dikkat çeken Çiniciler, yapı endüstrisinin mevcut durumunu, sosyal, kültürel ve ekonomik yapıyı, mal sahibi, yatırım ve ihale üzerinde belirleyici sistem ve faktörleri, meslek icrasının ahlaki sorunlarını tartışmışlardı. Yayınlarından bugüne geçen sürede yapı üretimi sürecini belirleyen ekonomik, siyasi ve bürokratik aksaklıklarda bir değişme olmadığını şu sözlerle anlatır Çinici: “Bir yanda, gittikçe aşağı çekilmeye çalışılan toplumsal kültür, yasal ve yönetsel çevrelerin kısırlığı içinde yönetici ve işverenler, insan ilişkileri, mimar ile eseri arasında uçurumlar açabilen davranışlar, doğanın ve rantların çıkar çevrelerince yağmalanması karşısında suskun ve ufuksuz siyasal yapı. Ve çaresizlik içinde bürokrasi.”
Mercan Platin Konutları plan ve kesitleri
Behruz Çinici, bu koşullar altında mimarların, “zaman zaman suçlanabilen, hür olmayan, bağımlı bir sanatın emekçileri” olduklarını ifade etmiştir.
Çinici mimarlığı ve siyasi iktidarlar
Mimari üretkenliği ile Türkiye’de önemli yapılara imza atmış olan Behruz Çinici, Çinici ailesinin dostu Prof. Dr. Süha Özkan’ın ifadesiyle “devlet mimarı” tanımlamasına en çok yaklaşmış kişi. Birçok kamu yapısını masrafları karşılığı “devlet hizmeti” olarak tasarlamış ve uygulamış; mimarlığı “ticaret amacıyla yapmadığını” dile getirmiş ve “politika dışı özerk” bir yaşam biçimi haline getirmeyi amaçlamış olan Çinici için Uğur Tanyeli, Çinici’nin mimarlığı bir “gönül adamı” olarak sevdiğini ifade ediyor.
TBMM Halkla İlişkiler Binası
Ancak Demokrat Parti iktidarından başlamak üzere, siyasi iktidarlarla iyi ilişkiler içinde bulunmuş olan Çinici, ODTÜ inşa edilirken su müteahhitliğini üstlenmiş işadamı olan Süleyman Demirel’le yakın ilişkisini, Demirel’in başbakan ve cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde de sürdürmüştür. Ayrıca Cento davetlisi olarak İran’a giderek Tahran Üniversitesi’nde konferanslar veren Çinici, ODTÜ’nün inşası sırasında Cemal Gürsel, Cahit Karakaş, Erdal İnönü gibi isimlerle de ilişkiler kurmuştur. Prof. Dr. Özkan, Behruz Çinici’nin iktidarlarla “işi gereği” yakın ilişkiler kurmuş olmasına rağmen, herhangi bir iktidarın doğrudan yandaşlığını yapmamış olduğunu iddia ediyor.
Mimar Kemalettin mezarı
Behruz Çinici mimarlık pratiğinin yanı sıra, 1954-62 yılları arasında İTÜ Mimarlık Fakültesi’nde Şehircilik Kürsüsü’nde asistanlık, 1963-64’te Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi’nde ve 1993-95 yılları arasında da Eskişehir Anadolu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde hocalık yapmıştır.
Kaynaklar:
-Çinici Mimarlık web sitesi
-Improvisotion-Mimarlıkta Doğaçlama ve Behruz Çinici, editör: Uğur Tanyeli- Boyut Yayınları- İstanbul, 1999
-Sol Haber
yooo
Ülkemizde 20. yüzyılın 2. yarısına modern, çağdaş,akılcı ve yapıcı yaklaşımı ile damgasını vurmuş gönül adamı sevgili Behruz Hocam sana güle güle; senin bu ülkedeki mimarlıkta etik üzerine hizmetlerin unutulmaz. Sevgili hocam; tasarım kültürünü, yaklaşımlarını, tasarım üzerine sohbetlerini ve heyecan dolu tartışmalarını özleyeceğim……
90’lı yıllarda birkaç sene beraber çalışmak nasip olmuştu. Yazıda ve yorumlarda yer alan; kendisi ve mimarisi ile ilgili hususlara katılıyorum. Üretken, çoğulcu, prensipli, çalışkan bir mimar olup, bu doğrultuda adam gibi eserler vermiştir. Allah (cc) rahmet eylesin, yakınlarının ve mimarlık camiamızın başı sağolsun.
1981-2011 ..30 YILLIK DOSTUMU KAYBETTIM. KEDERIM SONSUZDUR. BEHRUZ ZOR INSANDI. ONCE KENDISI ICIN. VE CEVRESINDEKI CALISANLARINDAN , AYNI SAATLERI ,GUNLERI ,SABAHLAMALARI TANIMAYAN OZVERILER BEKLERDI. SEVDIKLERINE KARSI INANILMAZ COMERT, DOGANIN DUNYAYA BAHSETTIGI BUTUN GUZELLIKLERIN ASIGI, AGZINDAN DUSURMEDIGI CIGARILLOSUYLA BASINI ONE EGIP, SEVGIYLE SARILDIGI TAMBURUNU, SALACKATAKI BUROSUNDAN GUNESIN SAHANE BATISINA ESLIK EDERCESINE CALARDI. RAHMETLI ERCUMENT BATANAYIN HAYRANIYDI. COGU ZAMAN ASKA GELIR ELININ ALTINDAN UZAKLARDA OLMAYAN SULUBOYA VE FIRCALARINI ALARAK BIR AQUAREL DOKTURURDU. ISTANBUL GECE HAYATINI TANIR GECE HAYATI DA ONU COK IYI TANIRDI.
NEREYE GITSEK KAPILARDAN KARSILANIR VE BUNU PEK DE SEVERDI RAHMETLI. ONUNLA HIC UNUTULMAYACAK BIR AVRUPA GEZISI YAPMISTIK. KIZDIGI ZAMAN BIR BOMBA KEYIFLI OLDUGUNDA TADINDAN YENILMEYECEK NE TATLI BIR INSANDI.
SEVGILI ESI ALTUGA ” GAVUR DIYE ” TAKILIR VE KIZDIRMAKTAN ZEVK ALIRDI AMA GOZLERINDEN ONA HALA ASIK OLDUGU BELLI OLURDU. EN KUCUK BIR DETAY ICIN 50 ESKIS YAPTIGINI BILIRDIM. TATMIN OLACAGI COZUMU BULANA DEK BIKMADAN UYUMADAN YEMEDEN CALISIRDI. ESI BULUNMAZ BIR INSANDI HERSEYDEN ONCE. TANRI VERGISI YETENEGINI INANILMAZ ICTENLIKLE YAPTIGI RSTIRMA VE GOZLEMLERLE DAHA DA YUCELTMISTI . CORUM BINEVLER PROJESININ TASARIM CALISMALARINDAKI YAKLASIMLARI BASLIBASINA BIR ORNEK OLACAK KADAR DERIN VE ONEMLIDIRLER. TANRIDAN ALTUGA, CAN A VE SEVGILI KIZI AYSEGULE VE TORUNLARINA SABIRLAR DILER ACILARINI PAYLASIRIM .
SAYIN BEHRUZ ÇİNİCİ DOGUŞTAN OLAĞAN ÜSTÜ, DÖRT BAŞI TEKMİL BIR SANATKARDI VE KENDI BAŞINA BİR ŞAHSİYETTİ. MUZİK VE RESIM USTALIĞIDA VARDI. EL YAZISINDAN BİLE SANAT AKARDI. BUNDAN SONRA BÖYLE BİR ÖZEL KİŞİYİ GÖRMEK ZOR OLACAKTIR.
‘USTAM BANA ÇOK KATKILARIN VARDIR. YATTIĞIN YER NUR OLSUN’.
AİLESİNE SABIRLAR VE BAŞ SAĞLIĞI DİLERİM.
Taksim yarışması, Üsküdar meydan yarışması ve tabi ODTÜ binaları Behruz beyin aklımdan çıkmayacak önemli eserleri. Kuşaktan kuşağa kalacak bu ülkenin modern mimrlık tarihi bir bakıma.
Sadece ODTÜ Mimarlık FAkültesi bile yeterli Behruz Çinici’nin mimarlığını anlamak için. Bürüt betonu kullanışı, mekan organizasyonları onu dönemin modernistlerinin başına yerleştiriyor.
Behruz beyin ODTÜ yapıları ve Meclis Camisi uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek eserler ve bunlar mimarlık tarihimizde yerini alacaktır.
Ailesi mimarlık kamuoyunun başı sağolsun.
BEHRUZ ÇİNİCİ, Yakından tanıma şansına eriştiğim çok iyi bir mimar, beyefendi bir insan, olayları ve durumları çok iyi analiz eden bir yorumcu ve mesleğine ve meslek odasına bağlı değerli bir kişi idi.
Vefatından dolayı derin üzüntü içindeyim.
2010 Sinan Ödülünün , ödülü veren kurum Mimarlar Odası MYK Üyesi birine verilmek istenmesi konusunda birklikte tepki koymuştuk. Aynı MYK üyesinin yıllar önce TBMM camisi ve Holzmeister ile ilgili kendisine yaptığı haksız saldırıları ayrıntıları ve belgeleri ile bana anlatmıştı.
Bıraktığı eserlerle, dik ve tavırlı duruşuyla, mimarlık dışındaki sanatlara ilgisi, eğiticiliği ve titiz yaklaşımları ile arkasından gelenlere hep önder olacaktır.
Kendisine Tanrıdan rahmet, yakınlarına sabırlar diliyorum.
Türk Yapı Sanatının başı sağolsun..
Süleyman Boz Mimar/Denizli
Behruz bey son yüzyıl mimarlığımızın yetiştirdiği çok önemli isimlerinden biridir gerçekten. Çok üretken ve yaratıcı birini kaybetmiş olmak üzüntü verici. Meslektaşlarımızın başı sağolusun.
SEVGİLİ REFORMİST DOSTUMU RAHMET VE HASRETLE ANIYORUM.HİÇ KİMSE BÖYLE BİR CAMİ YAPMAYI DÜŞÜNMEDİ.MECLİSİN İÇİNDE BİR BİR REFOMDUR BU YAPTIĞI.DİN YOLUNUN ŞEKİLCİLİKDEN UZAK BİR YORUMUDUR.BU BİLE YETER ONU ANLATMAYA.
Ülkemizin modernizstlerinden en önde geleni ya da ilk bir kaç kişi B. Çinici. Bir kere çok üretken. Çok iyi bir yerden başlamış ve hatırı sayılır eserleri armağan etmiş.
Detaycı fakat keskin çizgileri olduğu muhakkak.
Yolundan devam edecek çok sayıda öğrencisi, hayranı olduğunu zannediyorum.
Onu kaybetmemiz oldukça büyük eksiklik.