Bir kadın mimar: Francine Houben, bir firma: Mecanoo Delf

Francine Houben tarafından yönetilen Mecanoo, son otuz yılda Avrupa mimarlığını derinden etkilemiştir.  Firma yüzlerce projede öncü bir konumdadır. Teorileri ile dünyayı etkilemekte, Mecanoo Mimarlık ajansı ise  bu baskın eğilimin bir parçasıdır.

1984 yılında kurulan ajans, kurucu üyelerinden birisi olan Francine Houben (1955) tarafından yönetilmektedir. Yönetim asistanları: Aart Fransen ve Francesco Veenstra. Françine Houben “Benim için her şey hızla değişti” diyor. “Ben hiçbir zaman yüzlerce kişilik ekiplerde ekip başı olacağımı ve projeleri dünya çapında gerçekleştireceğimi düşünemezdim demektedir. Houben için “sürdürülebilirlik ve kalite” aynı parametreleri yansıtmaktadır. Buna ilaveten yaratıcı bir ruh ve Hollandayı tanımlayan kentsel mekanlar için özel bir ilgi Houben’in tanıtılması için yeterli olmaktadır.

Kendisi Hollanda’da Delft Teknoloji Üniversitesinden mezun olmuş. Firmada çalıştığı yıllar boyunca yaratıcı bir kimlik ve gerçek bir kişilik kazandığını düşünüyor. Firmanın iyi organize edilmesi sürdürülebilirlik ve kalkınma kavramlarının gerçekleşebilmesi için ilk adım ve olmazsa olmaz koşul olduğu görüşünde.

Gerçekleştirdikleri, projelendirdikleri yapılar çok farklı yapılar: Bunlar arasında kamu binaları, müzeler, üniversiteler, kütüphaneler, tiyatrolar, konut ve şehir planları var. Hacimli projeler – genellikle büyük ölçekli olanlar – çok çeşitli konum ve programlarda gerçekleşmekte.

Firma uzun süredir artık tüm dünyaya çalışmakta, elde ettiği küresel boyutla çok farklı coğrafyalarda projeler gerçekleştirmektedir.

2007 yılında,
Mecanoo Tayvan’da, Kaohsiung’da, Wei-Wu-Ying parkta bir mega tiyatro tasarımı için bir sipariş aldı. Bunun yanı sıra Çin’de Shenzhen’de Longgang iş merkezi  projesi de geldi.

Mecanoo mimarisiyle  gerçekten duyu organına hitap etmeye çalışmaktadır. Her teknik detay insan eylemini dönüştüren ayrı bir hareket olarak projeye yansıtılmış, Her eylem detaylarıyla geliştirilmiş, projeye aktarılmış strüktürden mimariye ve kente bir ilişki sağlanmıştır. Mimarinin toplumun sorunlarını çözmek için bir araç olduğu firmanın genel kabulüdür. Francine Houben son derece iyimser bir şekilde gelecekte milletler ve kültürler arasındaki ilişkilerin yoğunlaşacağını düşünmektedir. Yeni mimar nesilleri çalışmalarını geliştirmek için daha çok biraraya geleceklerdir.

Montevideo Kulesi, Rotterdam – Hollanda (2003-2005)

Kule farklı geçişler sağlayan ve  üst üste gelen katmanlarla şehrin ufuk çizgisinde bir dönüm noktası oldu.  Kentin Hollanda-Amerika ilişkisine sıkı sıkıya bağlı morfolojisi ilham kaynağı olmuş ve New York ve 50’li yıllarda Chicago gökdelenlerini anımsatan bir görünüm kazanmıştır.

Biçimsel olarak yapı farklı çizgiler, biçimler, çözümlerle tanınmakta; mimari ritmi ve onun tek örnek olmasına katkı sağlamaktadır.

3. Fiftytwodegrees, Nimègue – Hollanda (2005-2006)

Bu karmaşık Philips Yarıiletkenler (şimdi NXP) araştırma merkezi  firmanın ilginç çalışmaları arasında yer almaktadır. Projenin esin kaynağı ise 52 enlemdir.
Benzer şekilde kendi tasarımcılarının emelleri için, tüm dünya kapsayan 52 °. Onun kavisli şekli, karma malzemelerle yapılmış olması, (beton ve çelik), pikselli yüzeyi ona soyut bir görünüm kazandırmaktadır.

4. La Llotja, Lleida – İspanya (2006-2010)

Bir tiyatro salonu ve konferans tesisleri (37.500 m²) içerecek şekilde tasarlanan bu karmaşık yapı aslında Lleida’nın manzarasının bir kopyasıdır. Büyük yekpare taş bina İspanyol toprağından çıkmış gibi görünüyor ve çeşitli birimleri kapsamaktadır. Onun yatay çatı biçiminde büyük bir bahçe yer almakta, ek mekan ve yaz aylarında serin havanın alınmasını sağlamaktadır.

5. Patio Residences, Malaga – İspanya (2008-2010)

Gelişme sekiz avlu etrafında ve sekiz yedi farklı bina biçiminde yerleşen 170 konuttan oluşmaktadır. Sürdürülebilirlik projenin ana hedefidir: güneş panelleri enerji tasarrufu sağlarken beş ve altı katlı boşluklar doğal havalandırmayı gerçekleştirmekte ve mekanların içlerine kadar güneş ışığının girmesini sağlamaktadır. Güneyin  inşaat geleneklerden gelen  yerel malzeme ve dokuları kullanarak geliştirilen proje ile İspanya, sosyal konut alanında yeni bir tür oluşturuyor.

6. Kop van Oost, Groningen – Hollanda (2008-2011)

Bu dinamik konut programı 40 m2 bir öğrenci konutundan 400m2’lik apartman dairelerini aynı kompleks içinde gerçekleştirdi.Siyah tuğla yapının dört köşesi farklı özelliklerde, doğuda ve batıda yer alan pencerelerin yanı sıra güneyden kuzeyde ve güneyde geniş balkonları bulunmakta.

7. Sahne Sanatları Ulusal Merkezi, Kaohsiung – Tayvan (2010-2013)
65 hektarlık şehir parkı, içine yerleşen bu 141 000 m²’lik  tiyatro kompleksi adanın en büyük kompleksi.  Bina, geniş taçları ile tanınan Banyans ağaçları tarafından biçimlendirildi.

Bir, büyük şişkin ve havalandırmalı çatının hemen altında, konser ve opera salonları yer alacak. Çatı bir açık hava tiyatrosu şeklinde aşağıya doğru  döner kayar. Çatıda yer alan bitki örtüsü ise bina içindeki termal düzenlemeye katkıda bulunur.

8. Birmingham Kütüphane – İngiltere (2010-2013)

Bu şeffaf ve kırılgan cam bina şehrin zanaat geleneğinden esinlenilmiştir. Ve bunu yansıtmaktadır. Mekanik asansör ve kütüphanelerin merkezinde inşa edilen merdivenler
doğal ışık ve havalandırma getirirken diğer taraftan da  sekiz yuvarlak mekanı bağlamaktadır.  Bina gri su sistemleri ve ısı pompası eklenmesinden sonra BREEAM sınıflandırmasına girmektedir.  Binanın şeffaf olmasına karşılık, atriyumlar tarafından üretilen enerji, güneşten korunma, doğal havalandırma ve yalıtım onun BREEAM sınıflandırmasına katılmasını sağlamıştır.

9. Delft istasyonu – Hollanda (2012-2015)

Bu büyük proje, bir yeraltı metro istasyonu, belediye tesisleri, ofisler, mağazalar, restoranlarla bağlamına uygun bir şekilde tasarlanmıştır.
Kompakt binanın tasarımı cephelerinde ortaya konulmaktadır. Cam cephesinin gökyüzünü çok farklı şekillerde yansıtması binaya görsel zenginlik kazandırmaktadır.

Bir kemer gibi tasarlanmış çatı mavi renkli Delft seramikleriyle kaplıdır ve binaları birbirine ve istasyonun ana salonuna bağlamaktadır. Bina yüksek enerji verimli ve esnek olacak şekilde tasarlanmıştır; cepheleri fotovoltaik paneller, ısı depolama sistemi ve güneş kontrolü ile kaplıdır.

10. Longgang master planı, Shenzhen – Çin (devam ediyor)

Bu gelişme hızla büyüyen Çin şehirlerinden biri olan Shenzhen için çalışılmaktadır. Yeni ve  dinamik bir iş merkezinin master planı. Konut, ticaret merkezi, otel,
ofisler, kamu tesisleri benzersiz bir su, tropikal bitkiler ve eğlence aktivitelerine yakın konumda tasarlanmıştır

Shenzhen Çin’in en hızlı büyüyen şehirlerinden birisidir. Son 20 yılda, bir balıkçı köyünden nüfusu 14milyona ulaşan bir metropole dönüşmüştür. Sağladığı olanaklar açısından yakında dünyanın ilk 5 kentinden birisi olması bekleniyor. Masterplan 24 saat aktif, ticari, canlı bir iş merkezi için temel oluşturacak. Proje kapsamlı bir program içermekte ve yaklaşık 8000 ev ve 400.000 m2 ticari  fonksiyonlar içermesi istenmekte. Bir mega alışveriş merkezi, bir otel, ofisler…  Şehir merkezinde yürüyüş alanları ve meydanlar, geniş bulvarlar ve bir ağ oluşacak.
Yeni iş merkezi ise iki paralel bulvar arasında, Longgang merkezinde bulunuyor. Bitişiğinde ise bir şehir parkı bulunmakta. Uzun Xiang Bulvarı özgün ekseni ve formlarıyla kentle ilişki kurmakta. Shen Hui Boulevard, Shenzhen hafif raylı sistemi ile bağlantılı olacak ve bölgenin en önemli ekonomik arterini oluşturacaktır.

Yeni alışveriş merkezi, çarpıcı görünümüyle, dört ayak üzerinde 100.000 m2 kapalı alanıyla  yatayda inşa ediyor: buz pateni pisti, sinema, ofis, otel, otel, daire ve loft daireler yine bu alanda yer almakta.

Program:8.000 konut, 961.700 m2 brüt tutarında yeni bir iş merkezi, 100.000 m2 alışveriş merkezi, ticari fonksiyonlar 400.000 m2 ve muhtelif yapılar (okul, bakımevi)
Tasarım yılı : 2008 İşveren: Çin Vanke Şirketi, Shenzhen, Çin

Kaynak: Archieurope
Çeviri: Mimdap

6 Comments

  1. 2 sene önce Roterdam da Montevideo Kulesini görüp, beğeniyle bol bol fotoğraflamıştım,mimarının hanım olması da hemcinsim ve meslektaşım olarak beni gururlandırdı,kıskandım….Ayrıca Roterdam da hayran olduğum o kadar çok yapı gördümki…,yüksek binalar,asma köprüler,zeminlerin demir profillerle güçlendirilmeleri,..mimarisi ve mimarlarıyla gurur duyacak şanslı bir şehir

  2. Bugün Türkiye’de gördüğümüz bir çok çok katlı ve güncel mimarinin fikirlerinin buralarda olduğunu görmek şaşırtıcı değil. Francine Houben sahiden kaliteli bir tasarımcı. Ne iyi olmuş ve bize tanıtmışsınız.

  3. gerçekten çok başarılı ve pırıltılı, incelikli bir tasarım anlayışına sahip güncel-modern bir çizginin de sahibi.

  4. Türkiye’de de çok kolay zannetmeyin. Genellikle bürolarda yeni başlayanlara özellikle çay servisi yaptırırlar, fakültelerde erkeklerden fazla olmaları onlara çok büyük bir avantaj sağlamaz.
    Eşitlik bizde de insanların kafasında henüz yerleşmemiştir. Bir çok büronun sahibinin bayan olduğunu gören müşteriler büroları terk etmiştir. Ama sonuç olarak evet bir farkımız var, ama bu erkeklerin hoşgörüsünden çok Atatürk’ün bu gün bıyıklıların bıyık büktüğü devrimleri sayesinde.

  5. Avrupa’da erkeklere ayrılmış bir meslekte bir kadının başarılı olması emin olun bizim ülkemizde bir kadının başarılı olmasından (cinsiyet ayrımcılığı beyaz Türkler arasında daha azdır) çok daha anlamlı. Hele bu boyutta bir başarı kazanmak için bir savaş vermiş olmalı.
    Çok güzel çalışmalar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir