Mimarlık dünyası, önemli değerlerinden birini, jørn Utzon’u geçtiğimiz gün kaybetti. Sydney Opera Binası başta olmak üzere pek çok projeye imzasını atan Utzon’un ölümünün ardından kızı jan Utzon tarafından bir metin kaleme alındı.
jan Utzon, babasını kaybedişinin ardından kâğıda şu sözleri döktü:
“Size büyük bir üzüntüyle 29 Kasım 2008’de babam jørn Utzon’u kaybettiğimizi duyuruyorum. Babam 90 yıllık hayatını dolu dolu yaşadı. Annemle 66 yıllık harika bir yaşamı oldu. Biz çocukları için mükemmel bir baba olmasının yanı sıra, büyük ve doğuştan yetenekli bir mimardı.
Babamla olan geçmişimize baktığımda, büyük bir neşe ve sevgi görüyorum. Bu kadar önemli bir insanla bu kadar fazla vakit geçirebilmiş olmak, benim için tarif edilemez bir ayrıcalık.
O, tanıdığım en pozitif insanlardan biriydi. Sevmediği insanlardan ya da şeylerden bahsetmezdi bile. Sadece onu ilgilendiren pozitif şeylerden konuşurdu. Dedikodudan ve kaba sözden nefret ederdi. Mesleğinin önemli insanlarından bahsederken büyük neşe duyar, sevdiği müzisyenlerden ve sanatçılardan konuşmayı çok sever, insanlar arasında ayrım yapmazdı. Tanıdığım en meraklı insandı, gözünden hiçbir şey kaçmazdı. Çevresinde olup biteni büyük bir netlikle yorumlayabilirdi.
Meksika’daki piramitler olsun, Çin’deki tapınaklar olsun, Danimarka’nın yeşil alanları olsun, ya da sadece bir ağaç dalı, çiçeğin bir yaprağı, sahildeki bir çakıl taşı, tek bir kar tanesi, günışığının ufak bir manzarası, müzik, heykel, resim ya da büyük filozofların insana bakışı; ilham kaynağı olarak gördüğü tüm bu şeylerden kendi dünyasını yarattı. Mükemmel ve mütevazı binalar yaptı. Şimdi o binaların zevkini biz çıkartacağız.
Evde mükemmel bir baba ve kocaydı. Onunla geçen zaman asla sıkıcı olmazdı. Hep anlatacak bir şeyleri vardı. Ormanda yürürken gördüğü bir şey, tanıdığı herhangi biri, kafasında parlayan yeni bir fikir, her ne olursa olsun, ideallerini ailenin geri kalanıyla paylaşmaktan çekinmezdi.
Oyun oynamayı çok severdi. Küçük yaşımdan beri beni yelken ve ski yapmaya götürürdü. Yakınımızdaki göllerden birinin yüzeyi buz tuttu mu, üzerinde kaymaya giden ilk o olurdu. Onunla pek çok yere seyahat ettik. Bize her anlamda destek oldu. Sayesinde bir çocuğun hayallerindeki çocukluğu yaşadım.
Mimarlar olsun, diğer mesleklerden insanlar olsun, onunla çalışan her kimle konuştuysam, hepsinin babamla alakalı güzel anıları vardır. Hakkında kimseden kötü bir söz işitmedim.
Babama baktığımda, enerjik, hayata karşı istekli ve tutku dolu mutlu bir çocuk görüyorum. İlişkide olduğu herkesin hayatını zenginleştiren ender kişilerdendir. İnşa ettiği binalardaki insan ruhuna ait o dokunuş, o binaları kullanma şansına sahip olan herkesin hayatına pozitif olarak etki etmiştir.
Bir babayı ve kocayı kaybetmenin yanı sıra, çok yaratıcı bir insanı da kaybettik. Ancak o yaptığı işlerle, fikirleriyle, idealleriyle ve ailesine olan sevgisiyle, her zaman aklımızda ve kalbimizde yaşamaya devam edecek”
jørn Utzon: Mimarlıkla dolu bir yaşam
9 Nisan 1918’de Danimarka’nın Kopenhag şehrinde doğan jørn Utzon, 1942’de bu şehirdeki Sanat Akademisi’nden mezun oldu. İsveç’te Paul Hedquist ve Gunnar Asplund, Finlandiya’da Aalto Mimarlık gibi firmalarda çalıştı. 1950 yılında Kopenhag’da kendi mimarlık bürosunu açtı.
Utzon 1956’da Sydney Opera Binası için açılan yarışmayı kazandı. Sydney Limanı’na kurulan yapı, mükemmel çatısı, yelkenliyi andıran yapısıyla bugün dünyanın en önemli yapılarından biri sayılmaktadır.
jørn Utzon, 2003 yılında mimarlık dalında en önemli ödüllerden biri olan Pritzker Ödülü’nün sahibi oldu. Pritzker jürisi, mimar hakkında şu yorumda bulunuyordu:
“Utzon’un işleri şimdiye ve ötesine aittir. Mimarlıkta mükemmel ve imkânsız olana ulaşmanın mümkün olacağını kanıtlamıştır. Her zaman için zamanının ötesinde olmuştur. Yapıtlarıyla geçtiğimiz yüzyıla damgasını vurmuş, zamanın eskitemeyeceği binalara imza atmış büyük bir mimardır.”
Utzon, hayatı boyunca başka pek çok önemli ödülün de sahibi oldu. 1985’te Order of Australia ödülünün, 1988’de Avrupa kültürüne katkılarından dolayı Sonning Prize’ın sahibi oldu.
Kim, jan ve Lin adında üç çocuğu, pek çok da torunu vardı.
Bitirişi jørn Utzon’un sözleriyle yapalım:
“Bir insanın meslektaşları tarafından takdir edilmesi kadar büyük bir onur olamaz. İnsanlığın hayatını zenginleştiren bir şeyi yaratmış olmak, mükemmel bir his”
« GALERİ: jørn Utzon’un belli başlı yapıtları »
Kaynak: Arcspace, Wikipedia
Derleme: mimdap