Topkapı Sarayı’nın son 50 yılda ihmal edildiğini belirten Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Topkapı Sarayı kamu ve özel kurumlarca yağmalanan bir saha olmuştur” dedi.
Prof. Dr. İlber Ortaylı kaleme aldığı, Bank Asya Kültür Hizmetleri’nce yayımlanan “Mekânlar ve Olaylarıyla Topkapı Sarayı” adlı kitabın önsözünde çarpıcı tespitlerde bulundu. Ortaylı, Topkapı Sarayı’nın turizmin tahaccümü (saldırısı) altında bulunduğunu vurgulayarak “Şurası çok açıktır, Osmanlı sarayındaki bazı eserlerin bir an evvel kurulacak milli bir müzeye nakledilmesi gerekiyor” dedi.
Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın yazdığı ve Bank Asya Kültür Hizmetleri’nce yayımlanan “Mekânlar ve Olaylarıyla Topkapı Sarayı” kitabı, düzenlenen iftar yemeğiyle önceki akşam basına tanıtıldı. En büyük iki isteğinden birisini gerçekleştirerek sarayla ilgili mekân-olay ilişkilerini konu alan kitabı hazırlayan Prof. Dr. Ortaylı, 312 sayfalık prestij kitabında sarayın merak uyandıran pek çok mekânına ışık tutuyor.
Topkapı rehberi çıkacak
Kaynak Yayınları’ndan piyasaya çıkan kitapta, Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim merkezi olarak yabancıların büyük ilgisini çeken ve Mukaddes Emanetler’i de bünyesinde barındıran Topkapı Sarayı’nın çeşitli ilginç mekânları çeşitli fotoğraflar ve tarihi bilgilerle meraklılarına sunuluyor.
Prof. Dr. Ortaylı, “Saray için küçük bir rehber yapmak lazımdı. Bu, mütevazı bir rehberdir. Gelecekte inşallah sizlerin de tenkitlerini göz önüne alarak bu prestij kitabı bir ‘paperback’ dediğimiz formda size sunmak istiyoruz. Ardından da çocuklar için yazılmış bir Topkapı rehberi çıkacak” diye konuştu. Bank Asya Genel Müdürü Ünal Kabaca da kitapta, Topkapı Sarayı’nın geçmişinin, işlevinin, öneminin ve bölümlerinin tüm ayrıntılarıyla sade ama çarpıcı bir dille anlatıldığını belirterek “Bu etkili anlatıma, Topkapı Sarayı’nın bugüne kadar pek az yerde görüp rastlayabileceğiniz nadir fotoğrafları da eşlik ediyor” dedi.
Önsözde çarpıcı tespitler
Prof. Ortaylı, kitabın önsöz yazısında Topkapı Sarayı’nın Fatih Sultan Mehmet tarafından 1460’ta yaptırıldığını ve bazı ilavelerle 19. yüzyıl ortalarına kadar Osmanlı padişahları ve saray halkının burada ikamet ettiğine dikkat çekiyor. 1924 yılından itibaren müze olarak ziyareti açık olan sarayın özellikle 12 bin Çin, 900 adet de japon porseleninin önemli bir koleksiyon olduğunu anlatan Ortaylı, ayrıca 16. ve 17. yüzyıl Türk kumaş koleksiyonları, halılar, silah koleksiyonları ve Avrupa porselenlerinin de müzenin zengin bölümlerini oluşturduğunu belirtiyor.
“Osmanlı padişahlarının baba ocağı, 19. yüzyılı ve 20. yüzyıl başını doğrusu terk edilerek geçirmiştir” diyen Ortaylı, sadece bugünkü hazine dairesinin burada muhafaza edilmeye devam edildiğini, sarayın bahçelerinin ise 19. yüzyılda çok ihmal edildiğini anlatıyor.
Kaynak: Referans