İlkbaharın ikinci ayı yaşanırken, başkentlilerin doğanın canlanışıyla birlikte dinlenmek, güzel vakit geçirmek için gideceği parkların büyük bölümündeki durum içler acısı.
Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek ‘in, kendi projesi olan ve şaşaalı açılışlarla hizmete soktuğu parklara gösterilen “azami özen” dikkat çekerken, başkentin simgesi olan şehrin göbeğindeki parkların bakımsızlıktan yanına bile yaklaşılmıyor. Anakent Belediye Başkanı Gökçek, kentin çeşitli yerlerine astırdığı ilan panolarında da başkentlilerin gidebileceği dinlence alanlarının reklamını yapıyor. Bu alanlar arasında, Ankara denince akla gelen parkların olmadığı, sadece Gökçek’in projeleri olarak yaşama geçen mekanların yer aldığı görülüyor. Gökçek’in parkları ile Ankara’nın yıllara meydan okuyan ünlü parkları arasındaki ayrım oldukça net farkedilirken, Güvenpark, Kurtuluş Parkı, Abdi İpekçi Parkı, Gençlik Parkı gibi simge mekanlara “üvey evlat” muamelesi yapıldığı gözden kaçmıyor. Cumhuriyet Ankara, başkentin parklarının bahara ne kadar hazır olduğu ve tamamı Anakent Belediyesi’nin sorumluluğunda olan parkların hepsine aynı özenin gösterilip gösterilmediğini araştırdı. Ortaya çıkan tablo şöyle:
Abdi İpekçi Parkı – Sıhhiye
Başkentin simgelerinden biri olan park, değil bahara, hiçbir mevsime hazır olmayan bir görüntü sergiliyor. Her yanı çöp dolu parkın ortasında, Anakent Belediyesi’ne ait büyükçe bir çöp konteyneri de üzeri açık şekilde duruyor. Çimlerin üzerinin, parkın içindeki yolun, ağaç diplerinin çöple dolu olduğu parktaki en kötü görüntü ise havuza ait. Suyunun büyük bölümü çekilen havuz, tıpkı bataklık gibi… Yer yer konulan küçük köprülerin altı başta olmak üzere, havuzun büyük bölümü çöp dolu. Kötü koku nedeniyle yanına yakl aşılamayan havuzun, su dolu bölümünde ise fıskiyenin demirlerindeki pas dikkat çekiyor. Parkla ve Ankara ile özdeş simgelerden Eller Anıtı’nın ise bakımsızlığı ve kirliliği gözlerden kaçmıyor. Parkın birçok noktasında çimler kelleşmiş ve yağan yağmurun da etkisiyle çamurlaşmış durumda. Oturakların büyük bölümü ise tahrip olmuş, tahtaları kırılmış. Parkın içindeki yollarda da yer yer çökmeler, kırılmalar meydana gelmiş. Özellikle yağmur yağdığında buralar, küçük göletler halini alıyor ve yurttaşlar için parkta yürümek eziyet haline geliyor. Parkın güvenliği ise yok denecek boyutta; güvenlik görevlilerinin sayısı az. Abdi İpekçi Parkı, her haliyle kendi başının çaresine bakmaya bırakılmış bir görüntü ortaya koyuyor.
50. Yıl Parkı – Akdere
Başkentlilerin “Çamlık” olarak da bildiği alan, aslında kente hakim görüntüsü ve yeşilliği ile Ankara’nın ortasında yurttaşların en sık gittiği dinlence mekanları arasında yer alabilecek kapasiteye sahip. Ancak parkın bugünkü hali, “yanından bile geçmemek gerek” dedirtiyor. Paslı, kırık dökük çöp kovalarının, paslanmış oturaklarının ötesinde, öbek öbek çöp yığınlarının yer aldığı parkın en önemli sorunu ise güvenlik. Hiçbir güvenlik görevlisine rastlanmayan park, alkol almak isteyen grupların mekanı haline gelmiş. Birkaç metre arayla yakılan ateşler ise parkı kirletirken, sık aralıklarla simsiyah ve kötü bir görüntü ortaya koyuyor. Parkın içindeki yollarda ise bakımsızlıktan dolayı yürümek oldukça zor…
Kurtuluş Parkı – Kurtuluş
Başkentin göbeğinde, adeta Ankara’nın akciğeri görevini gören ve ulaşım rahatlığı nedeniyle yurttaşların uğrak noktalarından olan parktaki durum hiç de iç açıcı değil. Adım başı çöp yığınına rastlanan parkta, sağlam bir lamba bulabilmek ise neredeyse olanaksız. Aydınlatma direklerinin tamamına yakını ya sökülmüş ya kırılmış ya da lambalarının olduğu kısımları tahrip edilmiş durumda. Parktaki çeşmeler kırık ve üzeri yazılarla kaplı olduğu için görüntü kirliliği oluşturuyor. Yurttaşlar, kovalardan taşan çöplerin ortasında, dinlenmeye çalışıyor ancak parka yer yer kötü koku hakim. Yürüyüş yolları da bakıma ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor; birçok noktada kırılmış, çatlamış, içine kirli su dolmuş…
Göksu Parkı – Eryaman
Tek bir çöpe dahi rastlanmayan, güvenliğin en üst seviyede olduğu parkı, Anakent yönetimindeki diğer parklarla kıyaslamak mümkün değil. Gösterilen özenle dikkat çeken parkta, çok sayıda işletme bulunuyor ve özellikle yaz aylarında bu işletmeler ciddi kâr ediyor. Arabayla girişin ücrete tâbî olduğu parkta, alkol yasak.
Güvenpark – Kızılay
Ankara’nın en önemli Cumhuriyet miraslarından olan ve birinci derecede SİT alanı kabul edilen parktaki Güven Anıtı, yürek acıtıyor. Bakımsızlıktan yemyeşil olan anıt, içler acısı bir görüntü ortaya koyuyor. Çöp kovalarının bir bölümünün paslandığı, tahrip olduğu parkta, fıskiyeli havuzun suyunun kirliliği rahatsız ediyor. Anıtın diğer yanındaki havuzda çok az miktarda, çamurlu ve yosunlanmış su bulunuyor. Parkın öteki köşesindeki küçük havuzda ise hiç su bulunmuyor ve bir masaya kadar içine konan havuz, sanki gereksiz eşya deposuymuş gibi kullanılıyor. Güvenliğin yetersizliği ve mermer oturakların tahrip oluşu da ayrıca dikkat çekiyor.
Gençlik Parkı – Ulus
Bir dönem Ankaralıların vazgeçilmezlerinden olan, özellikle yaz gecesi eğlenceleriyle dolup taşan park, şimdilerde Melih Gökçek mağduru olarak, “terkedilmişlik” kaderinden kurtulmayı bekliyor. Parkı yurttaşların kullanımına kapatarak yıktığı 4 yıl öncesinden bugüne, tek bir çalışma dahi yapmayan Gökçek yönetimi, moloz yığınları, ciddi güvenlik sorunu ve çürümeye terk edilen oyuncakları ile başkentlileri Gençlik Parkı’ndan mahrum bıraktı. Gökçek’ten parkta ne zaman çalışma başlatılacağına ve bitirileceğine ilişkin çıt çıkmıyor.
Harikalar Diyarı – Sincan
Tıpkı Göksu Parkı gibi bakımlılığı hemen dikkat çeken parktaki göletin su seviyesindeki azalma ise gözden kaçmıyor. Göksu Parkı’nda olduğu gibi burada da içki yasak, güvenlik en üst seviyede ve birçok işletme mevcut…
Kaynak: Cumhuriyet