Çevre Mühendisleri Odası, İstanbul’daki sel olayları ile ilgili bir basın açıklaması yaptı.
“İstanbul sular altında….
Susuzluk, barajlardaki suların kaç gün yeteceği ve su zamları konuşulurken hafta sonu meydana gelen yağışlarla İstanbul sular altında, Büyükşehir Belediyesi bir kez daha sınıfta kaldı.
İstanbul’da önceki akşam saatlerinde başlayan ve şiddetini artıran yağış nedeniyle dereler taştı, mazgallar yerlerinden çıktı, ev ve işyerleri su ve çamurla doldu. Yaklaşık 1500 ev ve işyeri sular altında kaldı. Evlerinde ve araçlarında mahsur kalan vatandaşlar, itfaiye ekipleri tarafından botlarla güvenli yerlere taşındı. Bir kişi sel suları nedeniyle hayatını kaybetti. Yağışların yollarda oluşturduğu su birikintileri nedeniyle kentte 550’ye yakın trafik kazası meydana geldi. Kazalarda 3 kişi öldü, 9 kişi yaralandı. Vatandaşlar, İSKİ ve İtfaiye ekiplerinin yetersiz kaldığını belirterek isyan etti.
Islahı yapılmış ve yapılmakta olan dereler hem can hem de mal kaybına neden oldu.
15 Eylül 2006 tarihinde Alibeyköy Deresi Islah Çalışmasının açılışını yapan Sayın Erdoğan “Alibeyköy Deresi’nin onlarca yıldır ıslah edilmemesi nedeniyle insanların uzun yıllar boyunca mağdur olduğunu ve kendi belediye başkanlığı döneminde de bu bölgede bir çok evin tahliye edildiğini hatırlatan Başbakan Erdoğan, 49 milyon YTL’ye mal olan proje sonucunda İSKİ tarafından 1910 m uzunluğunda bir dere yatağı inşa edildi ve hamdolsun ki Alibeyköy’ün sel problemi tarihe karıştı, inşallah Alibeyköy’de bir daha sel baskını yaşanmayacak.” demişti.
Tarih 13 Ekim 2007 ve Alibeyköylülerle beraber tüm İstanbullular suya doydu. Ne sel baskınları tarihe karıştı, ne de faraşlarla evine dolmuş suyu boşaltmaya çalışan kentli görüntüleri. Tarihe karışan, proje bedeli olarak ifade edilen milyon dolarlar sadece.
Susuzlukla tehdit edilen halk, şimdi de sel baskınları ile tehdit altında….
Tablo ne yazık ki hiç değişmiyor. Sel baskınlarının yaşanmasının ardından gelen açıklamalar ya kaçak yapılaşma ya daha önceki yerel yönetimlerin başarısızlığı ile ifade edilmeye devam ediyor; tıpkı her yağmurda sel baskınlarının devam etmesi gibi… Kaçak yapılaşma denildiği anda sular altında kalan Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullar geliyor ekrana. Daha önceki yönetimler dendiğinde onlarca yıldır devam eden aynı yönetim değil mi sorusu asılı kalıyor zihinlerde.
3 Haziran 2006 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı “Her yağmurda sel felaketleriyle boğuşan İstanbullular için, sel baskınları kader olmaktan çıkmıştır. Dönemimizde çok ciddi ve büyük çevre yatırımları gerçekleştirdik.140 çözümle son hamleyi yapıyoruz. İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi’ni eski güzelliğine kavuşturmak için çalışmalarımıza 2 yıldır hız kesmeden devam ediyoruz. 140 Projenin 35’ini yaptık. Kalanları da 3 yıl içerisinde tamamlayacağız.” demişti.
Çözümlerin tamamının bir yerel yönetim döneminde yapılabileceğinin en net açıklaması en yetkili ağızdan yapılmışken halen devam etmekte olan sel baskınlarına söylenebilecek herhangi bir bahane de kalmıyor.
Sel baskınları ne kaderdir ne de takdiri ilahi. Sel baskınları altyapı eksikliğinden, yatırımların boşa heba edilmesinden kaynaklanmaktadır. Tarihte yerini alması gerekenler almadığı sürece kent ve kentli hakları gasp edilmeye devam edecektir.
Ö. Eylem TUNCAELLİ
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı”
Kaynak: TMMOB
Doğru söze ne denir.Her gelen birşeyler yapıldığını,yapılacağını söylüyor fakat ortada yapılan, elle tutulur bir şeyler görülmüyor.