‘İzmir’in Kanal İstanbul’u olarak adlandırılan ve 16 bin hektarlık bir alanı kapsayan Çeşme Turizm Projesi, Danıştay kararıyla iptal edildi. Yıllardır mücadele eden İzmir’deki yaşam savunucuları önemli zafer elde etti.
Aycan KARADAĞ
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılmak istenen ‘İzmir’in Kanal İstanbul’u olarak adlandırılan Çeşme Turizm Projesi’ne karşı mücadele kazanımla sonuçlandı. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Kararı ile Çeşme Turizm Projesi’nin ortadan kalktığını duyurdu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hayata geçirilmek istenen Çeşme Turizm Projesi, İzmir’in doğal ve tarımsal alanlarını hedef aldı. 16 bin hektarlık bir alanı kapsayan proje, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kararıyla iptal edildi. Projeye karşı açılan davalar, İzmir’deki çevre hareketlerinin güçlü birlikteliği sonucunda başarıya ulaştı. Ancak iktidar kanadı, projeyi hayata geçirmek için çalışmalarına devam edeceğini duyurdu.
Çeşme Turizm Projesi, İzmir’in Urla ilçesindeki Zeytineli köyünden başlayarak Alaçatı ve Ildır’a kadar uzanan geniş bir alanı hedef alıyor. Projenin amacı, bu bölgedeki doğal sit alanlarını ve zeytinlikleri değiştirerek büyük bir turizm kompleksi oluşturmak.
Proje için Resmi Gazete’de 12 Şubat 2020’de yayınlanan planlara karşı; TMMOB, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, Ege Çevre ve Kültür Platformu ve 100 yurttaş dava açarak yürütmeyi durdurma talebinde bulundu. İzmirli avukatlar Senih Özay ve Murat Fatih Ülkü de ayrı davalar açarak mücadeleye katıldı. Projeyle ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi de devreye girdi, projenin iptali için dava açtı. Kentte birçok protesto mitingi düzenledi.
İzmir Yaşam Alanları Platformu Yönetim Kurulu Üyesi İlyas Yaman, bu sürecin önemine değindi. Yaman, “Bu kazanım, yalnızca hukuksal bir zafer değil, aynı zamanda birlikte olmanın ve ortak mücadelenin bir sonucu” dedi.
Proje sürecinin başladığı 2020 yılından itibaren, halkın örgütlenmesi ve farkındalığının artırılması için çeşitli çalışmalar yapıldı. Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla kapsamlı imza kampanyası yürütüldü. Yürütülen imza kampanyasıyla projeye karşı kamuoyunda büyük farkındalık oluştu. Toplanan imzalar, davanın dosyasına eklenerek halkın desteği somut hale getirildi.
Yaman, “Bu proje ile Yarımada’da bambaşka bir kent kurulması planlanıyordu. Yerel halk, bu duruma karşı ortak mücadele vermek zorundaydı” şeklinde konuştu.
Yaman, ayrıca projenin yalnızca doğal alanları tehdit etmekle kalmayıp, yerel halkı da dışlayıcı bir yaklaşım benimsediğine dikkat çekti.
KANAL İSTANBUL İLE BENZERLİKLER
Yaman, Çeşme Turizm Projesi’nin Kanal İstanbul ile benzer yönlerine dikkat çekti. Yaman, “Kanal İstanbul gibi bu projenin de amacı, boşalan Hazine’ye nakit sağlamak, yani ülkemizde satılacak bir değer kalmayınca doğal varlıklarımızı satmak” dedi.
Yaman, “Proje ile Yarımada’da yeni yaşam alanları oluşturulması hedefleniyordu, bu da mevcut yerel halkın tasfiyesi anlamına geliyordu” diye konuştu.