Chomsky ile salgın sürecine dair: Neoliberalizmin muazzam bir yenilgisiyle daha karşı karşıyayız - MİMDAP
Ana Sayfa Bağlantılar Biz Kimiz İletişim Mimar İş İlanları
ANA SAYFA
Chomsky ile salgın sürecine dair: Neoliberalizmin muazzam bir yenilgisiyle daha karşı karşıyayız
Share 26 Temmuz 2020

 

ABD’li dil bilimci-yazar Noam Chomsky, İspanya merkezli EFE haber ajansından Cristina Magdaleno ile küresel salgın süreci, salgının ABD ile dünyadaki mevcut ve olası yansımalarına dair bir söyleşi gerçekleştirdi. Trump yönetimini “sosyopat soytarılar” olarak tanımlayan Chomsky, hükümetlerin virüs karşısında “çözüm değil, sorun” olduğunu belirtiyor.

 

– Bu küresel salgından nasıl olumlu sonuçlar çıkarabiliriz?

 

 

Birinci ders, kapitalizmin neoliberal versiyonunun, muazzam ve devasa bir başarısızlığıyla daha karşı karşıya olduğumuzdur. Bundan ders almazsak, bir dahaki sefere gerçekleşecek olan bunu benzeri daha kötü olacak. 2003 yılındaki SARS salgınından sonra olanlar gün gibi ortada. Bilim insanları, başka küresel salgınların, belki de koronavirüs türevlerinin geleceğini biliyorlardı. O noktada buna hazırlanmak ve gribin üstesinden gelindiği gibi üstesinden gelmek mümkündü. Fakat yapılmadı.

 

 

İlaç şirketleri kaynaklara sahip ve çok zenginler, ancak bunu yapmadılar, çünkü piyasalar, eli kulağında olan bir felakete hazırlanmanın kârlı olmadığını söyledi. Ve ardından neoliberal çekiç geliyor. Devletler hiçbir şey yapamıyorlar. Çözüm değil, sorun oluyorlar.

 

 

ABD, Washington’a getirilen oyun için tam bir felaket. Sorumlusu kendileri olduğu halde kendileri haricinde herkesi sorumlu tutuyorlar. Enfeksiyona dair Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) enformasyon sağlayamayacak kadar işlevsiz olan bir ülke olarak şu anda salgının merkez üssüyüz.

 

– Trump yönetiminin süreci idaresine dair düşünceniz nedir?

Gözler önüne serilen yöntem gerçeküstü. Küresel salgın Şubat’ta çoktan ortalığı kasıp kavuruyordu, ABD’deki herkes de bunun farkındaydı. Tam da Şubat’ta, Trump incelemeye değer bütçeler sunuyordu. Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolü Merkezi’nin ve sağlıkla ilgili başka kurumların bütçelerinde kesintiler yapıldı. Küresel salgının ortasında bu kesintileri yaptı ve fosil enerji endüstrisi, askeri harcamalar ve ünlü duvarımız için finansmanı arttırdı.

 

 

Tüm bunlar size, devleti yöneten ve ülkenin cefalarını çektiği sosyopat soytarıların durumuna dair bir şeyler söylüyor. Şu anda çaresizce suçlayacak birilerini arıyorlar. Çin’i suçluyorlar, Dünya Sağlık Örgütü’nü suçluyorlar… Ve DSÖ’ye dair yaptıkları şey gerçekten suç. Finansman sağlamayı kesmek mi? Bu ne anlama geliyor? DSÖ dünya genelinde, özellikle de yoksul ülkelerde ishal, annelik gibi durumlarla ilişkili sorunlarla ilgileniyor. Dolayısıyla ne diyorlar? “Tamam, güneyde çok sayıda insanı öldürelim, çünkü belki de bunun bizim seçim görünümümüze katkısı olacaktır.” Bu bir sosyopatlar dünyası.

 

 

– Trump krizi reddederek başladı; bunun, Demokratların uydurması olduğunu bile söyledi. Bu, Trump’ın gerçekler tarafından ilk kez yenilgiye uğratılmışlığı olabilir mi?

 

 

Trump’ın itibar ihtiyacı var. Belki de tarihte kendine en çok güvenen kişi kendisi. Muhtemelen bir elinde “Sizi seviyorum, sizin kurtarıcınızım, bana güvenin, çünkü ben gece gündüz sizin için çalışıyorum” yazılı bir tabela tutarken diğer eliyle sizi sırtınızdan bıçaklayabilir. Ne yaptığına bakmaksızın ona tapınan seçmenleriyle ilişkilenme biçimi bu. Ve Cumhuriyetçilerin takip ettiği yegâne medya olan Fox News, Rush Limbaugh, Breitbart’ın oluşturduğu medya tarafından da destekleniyor.

 

 

Trump bir gün “Bu sadece grip, unutun” dese, onlar da “evet, bu grip ve bunu unutmalısınız” diyecekler. Ertesi gün bunun korkunç bir salgın olduğunu ve durumu ilk fark edenin kendisi olduğunu söylese, ahenkle bağırarak onun tarihteki en iyi insan olduğunu söyleyecekler.

 

 

Bununla birlikte, sabah Fox News izliyor ve ne söylemesi gerektiğine karar veriyor. Bu harika bir olay. Rupert Murdoch, Limbaugh ve Beyaz Saray’daki sosyopatlar ülkenin yıkımına kılavuzluk ediyorlar.

 

 

– Küresel salgın, doğayla ilişkilenme biçimimizi değiştirebilir mi?

 

 

Bu gençlere bağlı. Dünya halklarının nasıl tepki göstereceğine bağlı. Bizi, neoliberal el kitabını şimdikinden bile daha geniş hale getirecek hayli otoriter ve baskıcı durumlara da götürebilir. Unutmayın: sermaye sınıfı geri adım atmıyor. Fosil yakıtlar için daha fazla finansman istiyorlar, birtakım korumalar sunan düzenlemeleri tahrip ediyorlar. ABD’deki salgının orta yerinde, cıva ve başka kirleticilerin emisyonlarını sınırlayan yasalar saf dışı bırakıldı. Bu, daha fazla Amerikalı çocuğun ölmesi, doğanın daha fazla tahrip edilmesi demek. Durmuyorlar. Ve karşıt güçler olmazsa elimizdeki dünya bu olacak.

 

 

 

– Küresel salgının jeopolitiği bakımından güç haritası nasıl?

 

 

Uluslararası anlamda gelişmeler oldukça şok edici. Avrupa Birliği dedikleri şey var. “Birlik” kelimesini duyuyoruz. Tamam, krizi epey iyi yöneten Almanya’ya bakın. İtalya’da kriz çok şiddetli. Almanya’dan destek alıyorlar mı? Neyse ki alıyorlar, ama bir “süper güç” olan ve doktorlarını gönderen Küba’dan. Ya da teçhizat ve yardım gönderen Çin’den. Ancak Avrupa Birliği’nin zengin ülkelerinden destek almıyorlar. Bu bir şeyler anlatıyor.

 

 

Gerçek bir enternasyonalizm sergileyen tek ülke, her daim ABD’nin ekonomik boğma hali altında olan Küba. Ve mucizevi bir şekilde, dünyaya enternasyonalizmin ne demek olduğunu göstermeye devam ettiler. Fakat bunu ABD’de söyleyemezsiniz, çünkü insan hakları ihlallerinden dolayı onları suçlamak zorundasınızdır. Gerçekten, en berbat insan hakları ihlalleri Küba’nın güneydoğusunda, ABD’nin silah zoruyla aldığı ve geri vermeyi reddettiği Guantanamo adı verilen yerde gerçekleşmekte.

 

 

 

Eğitimli ve sadık bir bireyin Çin’i suçlaması, “sarı tehlike”yi hatırlatması ve “Biz mükemmeliz, Çin bizi yok etmeye geliyor” demesi gerekir.

 

 

 

ABD’de Bernie Sanders’ın ya da Avrupa’da Varoufakis’in harekete geçirdiği koalisyon ile ilerici enternasyonalizm için bir çağrı var. Beyaz Saray’dan Orta Doğu’nun gaddar devletleri, İsrail ya da hayattaki en büyük zevkleri, Afrika’dan kaçan insanların Akdeniz’de boğulmasını sağlamak olan Orban veya Salvini gibi insanlar eliyle oluşturulan gerici harekete karşı ilerici unsurları bir araya getiriyorlar.

 

 

 

Tüm enternasyonal “gericilik” bir tarafta toplanmış ve soru şu ki bunlara karşılık verilecek mi? Ve tek umudu, Bernie Sanders’ın inşa ettiği şeyde görüyorum.

 

 

– Ne kaybettiniz?

Yaygın biçimde söylenen şey Sanders’ın kampanyasının başarısız olduğu. Ancak bu tamamen yanlış. Büyük bir başarı oldu. Sanders, tartışmanın kapsamını değiştirmeyi başardı ve yıllardan beri adı anılmayan, yaşamı sürdürmek için elzem olan Yeşil Yeni Anlaşma (Green New Deal) gibi çok önemli şeyler şu anda tartışmanın merkezinde.

 

 

 

Zenginler tarafından finanse edilmedi, arkasında medya desteği yoktu. Parti aygıtı, adaylığı kazanmasını engellemek için kullanılmak zorunda kaldı. İngiltere’de İşçi Partisi’nin sağ kanadının, sineye çekemeyecekleri şekilde partiyi demokratikleştiren Corbyn’i yıkıma uğrattıkları yöntemle aynı şekilde.

 

 

Seçimleri kaybetmeye bile razıydılar. ABD’de bunu çok gördük, ama hareket varlığını sürdürüyor. İlgi görüyor. Büyüyor, yeniler… Avrupa’da onunla karşılaştırılabilir hareketler mevcut, fark yaratabilirler.

 

 

– Bildiğimiz şekliyle küreselleşmeye ne olacağını düşünüyorsunuz?

 

 

Küreselleşmede yanlış bir şey yok. Örneğin, İspanya’ya gezmeye gitmek fena değil. Sorumuz, ne tür bir küreselleşme olduğu. Biri, neoliberalizm altında geliştirilmiş olan. Bu onların tasarladıkları. Bu türü, en zenginleri daha da zenginleştirdi ve şu anda şirketler ve tekellerin elinde muazzam bir güç var. Aynı zamanda, verimlilik esaslı iş modeli gereği ürün ve hizmetleri mümkün olan en düşük maliyetle üretmeye dayanan çok kırılgan bir ekonomi biçimine de neden oldu. Bu mantık, örneğin sizi hastanelerde belirli şeylerin olmamasına götürür, çünkü bu şeyler verimli değildir.

 

 

 

Kırılgan inşa edilen sistem şu anda çöküyor, çünkü yanlış giden şeylerle başa çıkamıyor. Kırılgan bir sistem tasarlar ve üretim ve imalatı Çin gibi sadece bir yerde merkezileştirirseniz… Apple’a bakın. Çok azı Çin ya da Tayvan’da kalan devasa kârlar elde ediyor. Muhtemelen ticari faaliyetlerinin çoğu, az vergi ödemek için benim stüdyo dairem kadar bir ofis açtıkları İrlanda gibi vergi cennetlerine gidiyor.

 

 

Vergi cennetlerinde paralarını nasıl saklıyorlar? Doğal hukukun bir parçası mı bu? Hayır. Aslında, ABD’de Reagan bile illegaldi. Hisse satışıyla aynı. Gerekli miydi? Reagan bunu yasallaştırdı.

 

 

Her şey tasarlandı, sonuçlarını yıllar içinde gördüğümüz kararlar var ve “popülizm” şeklinde yanlış adlandırılan şeyi bulmamızın nedenlerinden biri de budur. Birçok insan öfkeli, dargın ve haklı olarak hükümetten nefret ediyor. Şöyle diyebilecek demagoglar için verimli bir zemin mevcut: senin ve göçmenlerin kurtarıcısı benim falan filan.

 

 

– Salgından sonra ABD’nin evrensel ve ücretsiz sağlık hizmetine daha yakın olacağını düşünüyor musunuz?

 

 

 

Bu tartışmaya şahit olmak çok ilginç. Örneğin, Sanders evrensel sağlık hizmetini, ücretsiz üniversitesi planlamıştı. Onu ideolojik görüngeden eleştiriyorlar. En ilginç değerlendirmeler soldan geliyor. New York Times’taki, CNN’deki ve diğer en liberal köşe yazarları… Hepsi bunların iyi fikirler olduğunu, ancak Amerikalılara uygun olmadığını söylüyor.

 

 

 

Evrensel tedavi her yerde. Şu ya da bu şekilde Avrupa genelinde. Brezilya, Meksika gibi yoksul ülkelerde. Peki ücretsiz üniversite öğrenimi? Her yerde… Finlandiya, Almanya, Meksika… Her yerde. Dolayısı ile, soldan eleştirenlerin söylediği, ABD’nin dünyanın geri kalanı ile aynı düzeyde olamayacak kadar geri kalmış bir toplum olduğu anlamına geliyor. Ve bu, size doğa, kültür ve topluma dair çok şey anlatıyor.

 

 

 

https://www.efe.com/efe/america/cultura/chomsky-estamos-ante-otro-fallo-masivo-y-colosal-del-capitalismo-neoliberal/20000009-4226729 adresinde yayımlanan söyleşiden çevrilmiştir.

Çeviri: Gerçeğin Günlüğü

Kaynak: Gerçeğin Günlüğü

3 Yorum
  1. Evet, kesinlikle neoliberal düzen yani bugün dünyadaki kapitalizm sürümünün son versiyonu halklarına hiç bir şey veremeyen, onların sağlığı için bazı ülkelerdeki sosyal devlet koruma çabaları hariç sınıfta kalmıştır. Ancak çöken bu sistem tasalluttunu devam ettirmekte ve onun kendiliğinden bu alanı boşaltma diye bir anlayışı yok. Mesele bu kar düzeninin böyle süremeyeceğine dair toplumun tepki vermesinde.

    Deniz Kayacan | 26 Nisan 2020

  2. tespitler bundan sonra yaşayacaklarımızı işaret ediyor.

    korhan eser | 13 Mayıs 2020

  3. aslında sistemin toplumsal ihtiyaçlara cevap veremediği ortaya çıktı, kapitalist devlet organizasyonları servetleri bazı kesimlere aktaran araç olarak toplumlara yük haline geldi, ama hiç biri kendiliğinden bu durumdan geri çekilmez.

    Arda Tezkan | 26 Ağustos 2020


Yorum yazmak için


  Avustralya’nın Melbourne kentindeki Penleigh ve Essendon Gramer Okulu’ndaki (PEGS) Müzik Merkezi, McBride Charles Ryan’ın (MCR) PEGS Kampüsleri genelindeki bir dizi girişiminin bir parçasıdır. 

Copyright © 2024 All Rights Reserved | Mimdap.org