GÖKÇE TORUN / Birgün
Gaziosmanpaşa,sosyal, ekonomik ve fiziksel sorunları kadar potansiyelleri de olan bir yerleşme. İlçedeki öncelikli sorunlar eğitim, sağlık ve güvenlik.
Ekonomik açıdan işsizlik büyük bir sorun oluşturmakla birlikte, özellikle dönüşüm yapılması düşünülen Sarıgöl ve Yenidoğan Mahallelerinde düşük gelir grupları göze çarpıyor. Genç nüfus fazla, kalifiye işgücü ise çok az. Üstelik ilçe sürekli olarak göç almaya devam ediyor. GOP, genel olarak göçenler tarafından bir geçiş yerleşmesi olarak kullanılıyor ve gelir durumunu düzelten kesimler ilçeden ayrılmayı tercih ediyor. Ancak bunu başarabilenlerin oranı yüksek değil. Yerel ekonomik yapı, tek bir sektöre -perakende ticaret odaklanmış, diğer hizmetler ise gelişmemiş durumda. İlçenin öne çıkan bir kimliğinden bahsetmek güç. Birbirinden kopuk kimlikler bir arada var olmaya çalışıyor. Suç oranları oldukça yüksek. Güvenlik sorunu ilçenin sosyo-ekonomik yapısını olumsuz yönde etkiliyor. Bu sorunların çözümünde önemli bir etken olabilecek örgütlenme ve katılım bilinci ise hemen hemen hiç gelişmemiş durumda. Tüm bu sorunlara rağmen, ilçede önemli potansiyeller de var. Bunlar arasında; TEM’in ilçeyi İstanbul’un önemli merkezlerine bağlaması, GOP’un İstanbul’un en kalabalı k ve hızla büyüyen ilçelerinden birisi olması, genç nüfus potansiyeli, ulaşım kolaylığı, tekstil sektörünün varlığı ve etnik çeşitlilik sayılabilir.
Genel olarak ilçede plansızlıktan kaynaklanan düzensiz bir gelişme hâkim. Yıllardan beri süregelen göç ve sağlıksız yapılaşma, beraberinde sosyal ve ekonomik sorunları da getirmiş. Bu sorunları çözmek; var olan potansiyelleri değerlendirmek adına gerekli adımlar ise atılmamış. Son dönemde, GOP belediyesi 3K dönüşüm projesi ile mevcut sorunlara çözüm arayışına girdi. Ancak bu proje ile gözler önüne serilen yerel yönetimin ilçenin sorunlarına bakışı oldukça tartışmalı…
AMAÇ, İLÇEYİ ELİTLEŞTİRMEK
İlk bakışta gerçekten de kentli için yapıldığı izlenimi veren bir proje olarak gözükse de, hedef ve stratejilerin içeriğine bakıldığında asıl niyetin tamamen ilçeyi elitleştirmek ve istimlak edilmesi düşünülen yerlerdeki insanları kentin dışına iterek bu bölgeleri temizlemek olduğu ortaya çıkıyor. 3K projesiyle yerel yönetimin ortaya koyduğu hedeflerin içeriği; toplu konut alanları oluşturmak, ticareti canlandırmak, donatı alanlarını arttırmak ve sosyal-kültürel amaçlı büyük projelerle dönüşüme ivme kazandırmaktan ibaret. Yaşayanların sorunlarına doğrudan müdahale etmek ve çözüm geliştirmekten ziyade, sorunlu kesimleri ilçe dışına çıkarıp yerlerine sorunsuz addedilen kesimlerin yerleştirilmesi projesi bir anlamda. Örneğin proje kapsamında istimlak edilecek alanlardan birisi, Sarıgöl Mahallesi’nin sorunlu alanlarından biri. Bu bölgede uyuşturucu kol geziyor ve sosyal sorunlar oldukça yoğun.
Bu yönden bakıldığında bir müdahalenin yapılması anlamlı gelebilir. Ancak mahallede yaşayanların tamamı bir anlamda “istenmeyen” ilan ediliyor ve konutlarından bir bedel karşılığında çıkarılıyorlar. Konutlarından edilen kesimlerin yeni konut ihtiyacının nasıl karılanacağı ise belli değil. Bu belirsizlik, sağlıklı bir kentsel dönüşüm uygulaması nın ruhuna aykırı bir tutum. Daha önemlisi ve vurgulanması gereken ise, bir alanın boşaltılması suretiyle sorunların giderileceğinin düşünülüyor olması!
Diğer yandan yerel yönetimin 3K Kentsel Dönüşüm Projesi’nin kapsamı genel olarak kentsel, kültürel ve kurumsal dönüşüm olarak tanımlanmıştır. Bu kapsam ülkemizde kentsel dönüşümün algılanma sorunsalını ortaya koymaktadır. Aslında kültürel ve kurumsal dönüşüm olmaksızın kentsel dönüşüm gerçekleşemez. Dahası kentsel dönüşümün gerçekleşebilmesi için ekonomik ve sosyal alanlarda kalkındırma içeriğinin olması gereklidir. Ülkemizde kentsel dönüşüm salt fiziksel dönüşüm; yani yapıların kat yükseklikleri, estetikleri, fiziksel kaliteleri olarak algılanmaktadır. Bu anlayış, fiziksel dokunun iyileştirilmesi ile sosyal sorunların tasfiye/transfer edilmesi gibi kentsel dönüşümün aslına uygun olmayan bir yanılgının sürekli tekrarlanmasına neden olmaktadır.
SIĞ POLİTİKALAR
Proje kapsamında düşünülen toplu konut alanları (TOKİ ortaklığıyla), taş ocaklarının kültür merkezi olarak dönüşümü, Alibeyköy Havzası’nın bir kısmının gölet, bir kısmının spor amaçlı, orman alanlarının ise rekreasyon ve turizm amaçlı kullanımı gibi kararlar sosyal ve ekonomik bir dönüşümden ziyade noktasal ve fiziki çözümlere yönelik sığ politikalar olarak göze çarpmaktadır. Bu uygulamalar kenti elitleştirmekten öteye gidemez; var olan ağır sosyo-ekonomik temelli sorunlara çözüm oluşturamazlar. Elbette bu çapta büyük projelerin ilçede bir istihdam ortamı yaratacağı açıktır ancak bu istihdamın ne kadarı nın GOP’tan karşılanacağı da tartışmalıdır. Proje sonunda elde edilecek artı değerin bölüşümünde, yıllardır orada oturanların payı düşünülmemiş, aksine sorunun kaynağı yanlış saptanarak fatura yaşayanlara çıkarılmı ştır. Dolayısıyla, kentsel dönüşüm, bir artı değer oluşturma ve oluşan artı değerin kamuya aktarılması için bir araç olarak değil, bir nevi ehlileştirme ve elitleştirme aracı olarak görülmüştür. Çok daha köklü bir çözüm oluşturmaya yönelik olarak, yerel halka ve genç nüfusa meslek edindirmeye yönelik her hangi bir politika, söz konusu projenin kapsamı nda yer almamaktadır. Bununla birlikte yerel tekstil sektörünü canlandırmak ve bu çerçevede bir istihdam alanı yaratmak üzerine hedef ve strateji geliştirilmemiş; çok genel anlamda ticareti geliştirmek dışında bir sektörel öneri getirilmemiştir.
AKTİF KATILIM ÖNGÖRÜLMEMİŞ
Projede katılıma önem verildiğinin vurgulanması na rağmen, aktif bir katılım modeli öngörülmemiş. Mevcut katılım pratikleri çerçevesinde sadece özel sektör ve Büyükşehir Belediyesi’nin aktif bir rol üstleneceği söylenebilir. Yerel halkın katılımını sağlamaya yönelik bir çaba görülmemekle birlikte, projeyi koşulsuz kabul etmeleri adına bir tutumun sergilendiğ i bile söylenebilir. İlçedeki sivil toplum kuruluşları daha çok hemşeri derneklerinden ibaret ve çoğu aktif değil. Katılımı düşünülebilecek STK’lar ve diğer gruplardan hiç söz edilmiyor. Sonuç olarak sivil toplumun desteğiyle hazırlanabilecek bir proje şansı yok oluyor. Kentsel dönüşümde en önemli noktalardan biri, proje alanında yaşayanların söz sahibi olması, alınacak kararlara katkı sağlaması dır. Fakat bu önemli nokta göz ardı edilerek projenin hem gerçekliği hem de uygulanabilirliğ i tartışmalı hale geliyor.
1980’lerden itibaren hızlı göç, çeşitli kentsel sorunlar ve kapsamsız ıslah imar planları yla sağlıksız bir kentleşme süreci geçiren GOP, bundan sonra da dönüşüm projeleriyle aynı süreci yaşamak zorunda kalacak gibi görünüyor; ki bu yeni süreç, çözümü sorunları n başka bölgelere transferine bağladığından, İstanbul’da çok daha sağlıksız bir geleceğ e işaret ediyor…
Belirttiğiniz hususlar için elbette teşekkür ederek katıldığımı ve aynı şekilde yetkililere de ulaşması temennisiyle aslolanın sağlıklı ve etkin, bugünü kurtaran değil geleceği kucaklayan, oluşturulacak yerleşim projelerinde hedeflerin düşük gelir gruplarının asıl rahata kavuşturmak olduğu bir gop ve yönetimini arzuluyoruz. Yapılan planlar elbette güzel ama bunlar sonraki aşamalar olmalı ve “düşük gelirine göre vergi yükü son derece ağır” kesimce; rahatı hedef alınan çok daha kalıcı siyasi ve idari bir yönetimin varlığı halk tarafından da kucaklanır. Malesef hala asfalt atmak yol yapmak fiillerini doğru dürüst icra edemeyen, altyapıları sorunlu bir belediyecilikten kurtulacak bir gop dileğiyle..