Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir’in yeni ve daha sağlıklı içme suyu kaynaklarına ulaşabilmesi için geliştirdikleri 10 projeyi kamuoyuyla paylaştı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, su konusundaki tartışmalara açıklık getirmek ve soruna ilişkin çözümleri İzmirlilerle paylaşmak amacıyla, “İzmir’de Suyun Bugünü ve Yarını” konulu bir basın toplantısı gerçekleştirdi.
İzmir’de “Arsenikli Su” iddialarına karşı mevcut durumu, süreci, Büyükşehir Belediyesi’nin daha önceden almış olduğu tedbirleri ve geleceğe yönelik yeni çözüm önerilerini anlatan Başkan Kocaoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni yıpratmaya yönelik politik amaç ve içerik taşıyan açıklamalara bilimsel gerçeklerle yanıt vermek istediğini söyledi.
Şu anda Tahtalı Barajı, Balçova Barajı, Halkapınar Kuyuları, Menemen Kuyuları ve Pınarbaşı kuyularından kente su verdiklerini belirten Başkan Kocaooğlu, İzmir’in içme suyunda Karşıyaka ve Bornova bölgelerine su veren bazı kuyularda kuraklıkla artış gösteren arsenik değerleri dışında, insan sağlığı açısından en küçük bir problemin olmadığını ve İzmir’in önümüzdeki süreçte su sıkıntısı yaşamayacağını söyledi.2 Temmuz 2008 tarihli İZSU ve İl Sağlık Müdürlüğü İzmir içmesuyu şebekesindeki arsenik sonuçlarını açıklayan Kocaooğlu, “Bornova ve Karşıyaka bölgesinden alınan su örneklerinde bazı noktalarda arseniğin litrede 10 – 17 mikrogram civarında çıktığı görülmüştür. Kentimizin diğer bölgelerindeki bütün veriler, sağlıklı su standartlarına tamamen uygundur” diye konuştu.
İzmirlilerin sağduyusuna teşekkür
20 gün boyunca kentin kuzey bölgesindeki bazı kuyularda artan arsenik değerleri nedeniyle bu bölgelerde oturan vatandaşların sıkıntılı bir süreç yaşadığını belirten Başkan Kocaoğlu, alınan önlemler ve uygulamaya konan acil eylem projeleriyle arsenik sorunun tümüyle ortadan kaldırılması konusunda çok önemli adımlar attıklarını vurguladı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştireceği yatırımların sadece bugünün sorunlarını değil, atan kuraklık tehdidiyle birlikte gelecekte daha da büyümesi öngörülen sıkıntıları çözeceklerini vurgulayan Kocaoğlu, bu süreç içinde bazı kesimler tarafından tahrik edilmeye çalışılan İzmirlilere, meslek örgütleri ve tüm ilgililere sağduyulu yaklaşımlarından ötürü teşekkür etti.
Bu sağduyulu yaklaşımın İzmir’in farkını bir kez daha gösterdiğini vurgulayan Kocaoğlu, “Sorunun çözümünde en büyük dayanağımız işte bu sağduyu olmuştur” diye konuştu.
Ankara’nın suyunu aklayarak, İzmir’in suyunu karalama kampanyasından siyasilerden ellerini çekmesini isteyen Başkan Kocaoğlu, hiçbir zaman eğilip bükülmediğini, İzmir halkına hiçbir zaman yalan söylemediğini ve bundan sonra eğilip bükülmeyeceğini söyledi.
Bakan’a cevap
Sağlık Bakanlığı’nın İzmir’in suyu ilgili son açıklamasına da değinen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, talep ettikleri muafiyetin, aynı bakanlık tarafından çıkarılmış yönetmeliğin kendilerine verdiği bir hak olduğunu söyledi.
Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmeliği’nin “Muafiyetler” başlığı altında belirtilen 12. maddesine göre ikinci ve üç yılı aşmayan üçüncü bir muafiyet dönemi talep edilebildiğini söyleyen Kocaoğlu, “Sudaki arsenik değerlerinin düşürülmesi için belediyelere 2005 yılından itibaren 3 yıllık süre verilmiştir. İzmir’in içme suyu kaynaklarında daha önce yaşanmayan arsenik sorunu ise ilk kez 2007 yaz aylarından itibaren ortaya çıkmıştır. Kuyulardaki arsenik artışının ilk işaretlerini alır almaz harekete geçen Belediyemiz, bu konuda bilim adamlarıyla ortak çalışma başlatmıştır. Ancak o dönemde, Sağlık Bakanlığı’nın adaptasyon için öngördüğü 3 yıllık muafiyet sürecinin de sonuna gelinmiştir. Sağlık Bakanlığı’na yaptığımız başvurumuzun gerekçesi de işte budur” diye konuştu.
Bu tabloya rağmen, Sayın Bakan’ın “İzmir Belediye Başkanı bana resmi yazı yazıyor. Ölçümde arsenik yüksek çıkıyor, bana üç yıl süre verin diye. Ben izahta güçlük çekiyorum” sözlerini asıl kendilerinin izahta zorlandığını ifade eden Kocaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü; “2007 yaz aylarına kadar hiç rastlamadığımız arsenik sorunu için 2005 yılında nasıl bir başvuru yapabilirdik? Ayrıca biz, yönetmelikte muafiyet süresi olarak 3 yıl belirtildiği için böyle bir talepte bulunduk. Bu, hazırlıklarımızın tamamlanması için 3 yılın sonunu bekleyeceğimiz anlamını taşımamaktadır.
Aksine, daha önce başladığımız çalışmalar 4 ay içinde bitecek ve İzmir’in bazı bölgelerinde karşılaştığımız arsenik sorunu da tümüyle ortadan kalkacaktır.
Sayın Bakan’ın, ‘Ankara Belediye Başkanı hakkında yayınlar yapılıyor. Peki İzmir’in suyu ne olacak? Bunu toplum tartışmıyor. Bu görmezden geliniyor’ şeklindeki ‘tahrik içeren’ sözlerini de, bulunduğu makamın ağırlığıyla bağdaştıramadığımızı özellikle vurgulamak istiyorum.”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu yaptığı basın toplantısında, İzmir’in su kaynaklarının mevcut durumunu anlattı, “Kuraklıkla Başa Çıkma Stratejileri”, yer altı sularındaki değişimler ve içme suyunu yansıması ile ilgili bilgiler verdi. Sağlıklı ve kesintisiz su vermek için alınan önlemleri açıklayan Kocaoğlu, su havzalarını, toprağı, akarsuları ve denizi korumak için yaptıkları çalışmaları da kamuoyuyla paylaştı.
Büyükşehir’in kuraklıkla başa çıkma stratejisi Çamlı, Bostanlı ve Değirmendere olmak üzere 3 yeni baraj projesi hazırladıklarını ve gereken kaynakları ayırdıklarını belirten İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ancak tüm çabalara rağmen, Bostanlı ve Değirmendere barajları için Bakanlık tahsislerini alamadıklarını belirtti.
21,5 milyon m3 rezerv hacimli ve Yarımada bölgesinin su ihtiyacını karşılayacak olan Çamlı Barajı’nın ÇED raporu, barajın “ekonomik olmayacağı” gerekçesiyle önce reddedildiğini vurgulayan Kocaoğlu, “Çevre kirliliği, yüzey sularının azalması ve kuraklık gibi etkenleri göz önüne alarak Sayın Cumhurbaşkanı’na, Hükümet üyelerine, siyasi partilerin genel başkanlarına ve milletvekillerine, 2007 Aralık ve 2008 Mart tarihlerinde olmak üzere iki kez dosya gönderilerek, öneri ve taleplerimizi ilettik.
Ancak ilginçtir ki bu dönemde DSİ yetkilileri, ‘İzmir’in içme suyunun yeterli olduğunu ve yeni baraja gerek bulunmadığını’ açıkladı. Sayın Çevre ve Orman Bakanı ile görüşmemiz ve ısrarlı takibimiz sonucunda, söz konusu barajlarla ilgili dosyalar geçtiğimiz ay yeniden açıldı” diye konuştu.
Başkan Kocaoğlu, ayrıca Kemalpaşa Nif bölgesi için planlanan 12 milyon m3’lük Yiğitler Barajı’nın 6 milyon m3’lük suyunun kullanım hakkına karşılık DSİ’ye işbirliği önerisinde bulunduklarını, inşaatı halen süren ve İzmir’e 60 milyon m3 ilave su sağlayacak Gördes Barajı’nın isale hattının projesi ve arıtma tesisinin projesinin ihalesine çıkarak, arıtma tesisinin yapımını üstlendiklerini bildirerek, “Proje ve kaynakları hazır olan bu yatırımların tamamlanmasıyla, İzmir’in içme suyu ihtiyacını yüzeysel su kaynaklarımızla karşılayıp, yeraltı sularını rezerv olarak tutabileceğiz” diye konuştu.
Güzelhisar’ın suyu 13 Temmuz’da geliyor
Bugün kuyularda karşılaştıkları arsenik oranının hızlı yükselmesini kuraklığa bağlı normal bir salınımla birlikte, ciddi bir çevresel kirlenmenin sonucu olduğunu açıklayan Başkan Kocağlu, kuyulardaki su kalitesinin bozulabileceğinin ilk işaretlerini alır almaz, 2007 yılından itibaren Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü ile bir çalışma başlattıklarını ve imzalanan protokol ile bilimsel çözümler aranmaya başladıklarını bildirdi. Ancak kente saniyede 6 bin 500 litre su veren bir sistemde, böyle bir sorunun araştırılıp doğru çözümlerin ortaya konulmasının zaman aldığını söyleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, “Göksu kuyularında 2006 yılına kadar litrede maksimum 5 mikrogram civarında olan arsenik oranı, 2007 yazında yükselmeye başlamış; yağışlarla birlikte bu oran düşse de 2008 Mayıs’ından itibaren yeniden artmıştır. Aynı süreç Sarıkız kuyularında da yaşanmıştır.
Bu gelişmeler sonucunda, kentin içme suyunun yaklaşık yüzde 40’ını karşılayan söz konusu kuyular devreden çıkarılmıştır. Şu an için kentimizin içme suyunu, Tahtalı ve Balçova barajları ile Menemen – Halkapınar – Pınarbaşı kuyularından karşılıyoruz. Bu kaynaklara ek olarak, 13 Temmuz 2008 tarihinden itibaren Petkim Güzelhisar Barajı’ndan 600 litre/saniye olmak üzere toplam 4.5 milyon metreküp ek su kaynağı kullanacağız” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu İzmirlilere sağlıklı ve kesintisiz olarak su vermek için aldıkları 10 yeni önlem paketini şöyle açıkladı:
1. Halen Göksu havzasında, 2000 litre/saniyelik su kapasitesi bulunmaktadır. Buraya öncelikli olarak, 4 ay içinde devreye girecek 2000 litre/saniyelik arıtma kuruyoruz.
2. Sarıkız’da kuracağımız 1200 litre/saniyelik arıtma, 4 ay içinde faaliyete geçecek. Halkapınar’daki 1500 litre/saniyelik arıtma da aynı süreçte devreye girmiş olacak. Bu arıtmaların hepsi, gerektiğinde bir başka yere taşınabilecek özellikte. Ve devreye alındıklarında, bu kaynaklardan verdiğimiz sudaki arsenik oranı sadece 0-3 mikrogram düzeyine çekilecek.
3. Şu anda Tahtalı Barajı, Balçova Barajı, Halkapınar kuyuları, Menemen kuyuları ve Pınarbaşı kuyumuzdan kente su veriyoruz. Ayrıca Petkim yönetimi ile anlaşarak Güzelhisar Barajı’ndan 4 ay süreyle, yani kuyu arıtmaları tamamlanıncaya kadar, günde 600 litre/saniyelik arıtılmış suyu şebekemize vermek üzere protokol imzaladık. Buna göre 13 Temmuz’dan itibaren Petkim suyunu sisteme aktarmış olacağız.
4. Bu arada kapatılan Göksu ve Sarıkız sularının eksiğini Tahtalı Barajı ile takviye ediyoruz. Tahtalı’da pompaj sistemiyle alamadığımız yaklaşık 14 milyon metreküplük dipsuyunu alabilmek için gerekli yatırımlar başlatılmıştır.
5. Kenti besleyen iki ana su deposu olan Halkapınar ve Cumhuriyet depoları arasındaki 2 metrelik kod farkının giderilmesi için by-pass hattı yaptık. Böylece Halkapınar deposundan Karşıyaka’nın yüksek kesimlerini besleyememe sıkıntısını ortadan kaldırmış olduk.
6. Cumhuriyet deposunu sürekli dolu tutabilmek amacıyla 15 Temmuz tarihinde bitecek terfi hattı yapım çalışmasını başlattık.
7. En önemli yüzey suyumuz olan 305 milyon metreküp kapasiteli Tahtalı barajı dolduğunda, kent 3-4 yıl susuzluk çekmeyecek. Bu düşünceden hareketle, 2006 yılından bu yana bazı su rezervlerini Tahtalı’ya taşımak için çeşitli çalışmaları değerlendiriyoruz. Ahmetli, Oğlanası ve Kısıkköy bölgelerindeki sular ve buradaki kaynaklar ile Ayrancılar’daki kaynak sularını değerlendirerek ek rezerve ulaşmayı planlıyoruz.
Ayrıca bu bölgelerde derin kuyular açarak kapasitelerin artırılması da mümkün. Bu suları da bir hatla, Tahtalı’yı arıtan Görece’deki arıtmamıza ya da doğrudan baraja aktarmayı planlıyoruz. Tarım sulaması bittikten sonra, kış aylarında bölgedeki tüm kaynak sularını bu şekilde toplayacağız. Yani barajı, taşıma yeraltı suyuyla takviye edeceğiz.
8. 4 bölgedeki toplam 21 kuyudan 1200 lt/sn ilave su temini öngörüyoruz. Bunlar Menemen havzasında 300 lt/sn’lik 9 yeni kuyu, Sarıkız havzasında 600 lt/sn’lik 8 yeni kuyu, Halkapınar havzasında 150 lt/sn’lik 2 yeni kuyu, Pınarbaşı havzasında da 150 lt/ sn’lik 2 yeni kuyudur. Ayrıca kent merkezinde Altındağ, Işıkkent ve Bornova’da yeni su kaynakları tespit ettik. Birçok sahada ise deneme artezyen çalışmaları başlatıldı. Rezerve göre bu kuyular da 60 gün içinde devreye girecek.
9. DSİ ile birlikte isale hattı ve 4 bin 500 litre/saniyelik arıtma yapılması konusunda proje ihalesine çıktığımız Gördes Barajı, önümüzdeki kış aylarından itibaren su tutmaya başlayacak. İzmir’in bu barajdan su almasını hızlandırabilmek için, 110 kilometrelik isale hattının ilk 30 kilometrelik bölümünü tamamlayıp Gördes’ten alacağımız suyu 2 kilometrelik ilave hatla Sarıkız isale hattına bağlayacağız. Ayrıca bu sular için bir konvansiyonel arıtmaya ihtiyacımız var. Yahşielli deposu ile Cumhuriyet deposu arasında yapılacak arıtmayla bölgedeki tüm su kaynaklarımızı konvansiyonel arıtmadan da geçirilebileceğiz. Böylece güneydeki Tahtalı Barajı’nı arıtan Görece’deki konvansiyonel arıtmamızla birlikte, kuzeyde de büyük bir arıtmamız olacak. Bu gerçekleştiğinde, şu anda modüler sistem olarak 4 aylık süreçte yapacağımız arıtmaları, gerektiğinde farklı yerlerde de değerlendirebileceğiz.
10. Sistemi deniz suyuyla besleyecek bir arıtma tesisinin yapımı için araştırmalarımız sürüyor. Konuyla ilgili firmalarla görüşme ve incelemelerimiz devam ediyor.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ayrıca su kaynaklarının ve çevrenin korunması, turizmin geliştirilmesi ve tarımsal üretimde verimliliğin arttırılması için 11 adet arıtma tesisi projesini hızla yaşama geçirdiğini vurgulayan Kocaoğlu, 200 milyon YTL’Lik kaynakla Gediz, Nif ve Küçük Menderes havzaları kirlilikten kurtaracaklarını söyledi.
İzmir’in mevcut su kaynakları
İzmir’in Tahtalı Barajı ve Balçova Barajı olmak üzere iki önemli yüzeysel su kaynağı mevcut. Balçova Barajı’nın Haziran 2007’de 128 metre olan su seviyesi, 2008 Temmuz başında 129 metreye yükseldi.
Tahtalı Barajı’nın geçen yıl 49 metre olan su seviyesi 43 metreye düştü. Haziran 2007’de yüzde 30.5 olan aktif doluluk oranı, bu ayın başında yüzde 13.8’e, su hacmi ise 107 milyon m3’ten, 59 milyon m3’e indi. Barajın yıllık kullanımı 128 milyon m3.
Bir başka ifadeyle, kuraklık nedeniyle Tahtalı Barajı 2007 yılına göre “yaklaşık yüzde 50 daha az su rezervi”ne sahip. Üstelik yağış azlığı nedeniyle, mevcut rezerv hızla düşüyor.
Yüzeysel su kaynaklarının dışında, bir diğer kaynak da yeraltı suları. İzmir’in başlıca yeraltı su kaynakları ise, Sarıkız-Göksu kuyuları, Menemen-Çavuşköy kuyuları, Halkapınar-Çamdibi ve Pınarbaşı kuyuları. 5216 Sayılı Yasa ile Büyükşehir görev alanına giren ilçe, belde ve köy yerleşimlerinde su temini ise iki yüzeysel su kaynağından ve çoğunlukla da yerel kuyulardan sağlanıyor. Bu yüzeysel su kaynakları Ürkmez ile Güzelhisar barajlarıdır.
Mevcut su kaynaklarının içme suyu teminindeki oranı
BALÇOVA BARAjI % 01,76
TAHTALI BARAjI % 35,92
YÜZEY KAYNAKLARI TOPLAMI % 37,68
SARIKIZ ve GÖKSU KUYULARI % 38,64
MENEMEN ve ÇAVUŞKÖY KUYULARI % 04,53
HALKAPINAR ve ÇAMDİBİ KUYULARI % 18,37
PINARBAŞI KUYULARI % 00,78
YER ALTI KAYNAKLARI TOPLAMI % 62,32
Kaynak: İzmir Büyükşehir Belediyesi