Türkiye’de sporun gelişmesi için son yıllarda büyük bütçeler ayrılıyor.
Bu yatırımların en fazla olduğu mekânların başında hiç kuşkusuz İstanbul geliyor. Olimpiyat oyunlarına ev sahipliği yapabilmesi için herkesin gayret sarf ettiği megakentle ilgili bütün projelere onay veriliyor.
Ancak hiçbir yetkili, bu güzide şehre spor yatırımını gerçekleştirmeden soru sorma gereği duymuyor. Bu noktada 4 soru cevap bekliyor:
1- Tesisler nereye inşa edilirse faydalı olur?
2- Bu tesisin geleceğe dönük ne gibi yararları olur?
3- Ne kadar gider ve gelirle kendini ayakta tutabilir?
4- Kaç kişiye hizmet edebilir?
İşte doğru düzgün bilimsel bir araştırma yapılmadan inşa edilen tesisler, bugün atıl kalmaktan kurtulamıyor. Sıralamaya çalıştığımız bu 4 ana maddeye İstanbul’da yapılan ancak atıl durumdaki 4 tesisimizi de eklersek dört dörtlük skandalı rahatlıkla anlayabiliriz. 1.si Formula 1 pisti: Yılda bir-iki kez kullanılabilen pistten hiçbir şekilde istifade edemiyoruz. Hatta milli sporcularımız dahi kullanamıyor. Üstelik yaklaşık 300 milyon dolar harcadığımız pisti 2021 yılına kadar kiralayan Bernie Ecclestone, pistin işletmesinden çekilmek için başvurdu. 2.si Atatürk Olimpiyat Stadı. 120 milyon dolara yapılan stadyumdan şu ana kadar ne takımlar ne de Türk sporcular gerektiği kadar faydalanabildi. 3.sü Sinan Erdem Spor Salonu. Yaklaşık 50 milyon dolar değere sahip salon, yıllardır bitirilemediği için İstanbul’un göbeğinde çürüyor. 4.sü Fatih Silivrikapı’daki buz pisti. 22 yıl önce yüzme havuzu, daha sonra da buz pateni pisti olarak planlanan ve trilyonlarca lira harcanan koskoca tesisten hâlâ Türk sporu bir fayda göremedi.
Kaynak: Zaman