Patron Patrona bu hafta araçlara adres bulan akıllı sistemi Türkiye’ye getiren üç genç girişimci, Hilali Uzbek, Ahmet Metin Etyemez ve Turgay Bizeroğlu’nu konuk etti. Otomobile takılacak navigasyon sistemi ile ilgili sorularımızı Hilali Uzbek yanıtladı.
Kendinizden, ortaklarınızdan ve şirketinizden kısaca bahseder misiniz? Faaliyet alanlarınız nelerdir?
– 1997 yılında bilişim sektöründe hizmet vermeye başladık. Dış ticaret alanındaki faaliyetlerimiz ise daha taze sayılır. Ben Mülkiye İktisat Bölümü mezunuyum. Ahmet Etyemez Ziraat Mühendisi, Tugay Bizeroğlu ise Sistem Mühendisi. Fakat bizi biraraya getiren okullarımız değil. Çok eski arkadaşlıkla başlayan dostluk. Dünyaya bakışımız, düşüncelerimiz, hedeflerimiz çok benzer. Sonuçta fikir üretmek ve eyleme dönüştürmek bizim için hızlı ve keyifli oluyor.
Burada bahsedeceğim firmamız, dış ticaret ile ilgili olan TAHO İç ve Dış Ticaret Limitet Şirketi. İş hayatlarımız boyunca hepimiz dönem dönem yurtdışında çalıştık. Dolayısı ile yenilikleri birçok kez ülkemizin dışında görüp, tanıyıp ülkemize getirme şansımız oldu. Ahmet Etyemez, Amerika’da iki senelik ticaret hayatından sonra aile şirketlerinde inşaat taahhüt işleri ile uğraşmış ve daha sonra şirketimizin kurucu ortaklarından olmuştur. Diğer ortağımız Tugay Bizeroğlu eski Siemens Mühendislerinden olup Ankatech Bilişim Teknolojileri Limitet Şirketi’nin kurucusu ve ortağıdır. Ankatech Ltd., Bilişim sektöründe proje bazlı altyapı hizmeti veren bir şirkettir.
Aslına bakarsanız TAHO Ltd.’in henüz genç olan mazisinde güzel bir ivme yakalaması doğru insanlardan kurulmuş olmasının sonucudur. Bizler iş hayatına yeni başlayan herkesin yaşadığı, hatta belki de yaşaması gerektiği sıkıntıları bu sayede minimize edebildik.
Kuruluş hedefi askeri amaçlar içindi
TAHO Ltd.in faaliyet alanı asıl olarak iç ve dış ticaret gibi görünse de orta ve uzun vadeli planlarımız içerisinde Türkiye’de üretim ve sanayi tarafına da yer almaktır. Bu konudaki planlama ve yatırım çalışmalarımız henüz başladı. Şu anda üzerine yoğunlaştığımız konu araç içi navigasyon ve multimedya sistemleridir. Kendi markamız olan NAVERA ile yurt dışında ürettirip ithalatını gerçekleştirdiğimiz ürün grubu genel olarak GPS ile çalışan yol navigasyonu cihazlarından oluşmaktadır.
GPS nedir, bireylerin hayatını nasıl kolaylaştırır?
– GPS, İngilizce “Global Positioning System” kelimelerinin kısaltılmışıdır. Türkçe karşılığı “Küresel Konumlandırma Sistemi” dir. Bu sistem düzenli olarak kodlanmış bilgi yollayan bir uydu ağıdır ve uydularla arasındaki mesafeyi ölçerek dünya üzerindeki kesin yeri tespit etmeyi mümkün kılar. Aslında sistem, ABD Savunma Bakanlığı’na ait, yörüngede sürekli olarak dönen uydulardan oluşur. Bu uydular radyo sinyalleri yayarlar ve yeryüzündeki GPS alıcısı bu sinyalleri algılar. Böylece konum belirlenmesi mümkün olur.
Sistemin ilk kuruluş hedefi tamamen askeri amaçlar içindi, tıpkı internetin geçmişi gibi. GPS alıcıları yön bulmakta, askeri çıkartmalarda ve roket atışlarında kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Ancak, 1980’lerde GPS sivil kullanıma da açılmıştır. Fazla teknik detaya girmeden, herkesin anlayacağı dilde şöyle özetlenebilir: Dünyanın yaklaşık 20 bin km yükseğindeki yörüngesine yerleştirilmiş, 20’den fazla uydu var. Yörüngenin bu kadar yüksek tutulması yeryüzünün herhangi bir noktasındaki GPS alıcısının en az dört uyduyu görmesini sağlıyor. Bunlar 12 saatte bir dünyanın çevresini dolaşıyorlar ve güneş enerjisi ile çalışıyorlar. İlk uydu 1978 yılında fırlatılmış ve ağ 1994 yılında tamamlanmış. Her bir uydu son derece hassas radyo sinyalleri gönderiyor. Bunlar saat, yörünge gibi pek çok parametreyi içeriyor. Sistemin esas çalışma mantığı yeryüzündeki alıcıların bu sinyallerin geliş süresini ölçerek uyduya olan mesafeyi hesaplamasıdır. Bu sayede birçok uydudan gelen bu bilgiler derlenerek dünya üzerindeki konum son derece hassas bir şekilde hesaplanabiliyor.
Bizi ilgilendiren sivil kullanım kısmına dönecek olursak; böyle bir sistemin ne kadar geniş bir kullanım alanı olabileceğini tahmin etmek güç değil. Haritalama, sivil havacılık, referans saat ve hatta görme engelliler için geliştirilen projeler bunlardan birkaçı.
Günlük hayatta en yaygın kullanım şekli, bizim de NAVERA markası ile kullanıcıların beğenisine sunduğumuz, yani “yol navigasyonu” olarak adlandırılabilecek işlevi olan ürünler. Bunlar bahsettiğim GPS kullanarak aracınız ile seyir halinde iken size en doğru rotayı çizen ve bunu sesli ve görüntülü olarak bildiren sistemlerdir.
Çarpık kentleşme geciktirdi
Yabancı ülkelerde hemen her araçta gördüğümüz bu sistemin kullanımı ülkemizde neden yaygın değil veya yeni başlıyor? Bu sistemlere talep ne durumda?
– Evet, yabancı ülkelerde yıllardır kullanılan bu ürünlerin ülkemizde kullanımı yeni başlamıştır. Bunun başlıca sebebi ülkemiz karayollarının sayısal haritalamasının ancak son dönemde efektif olarak kullanılabilir hale gelmesidir. Bunda pek çok etken rol oynamıştır. Ülkemizin geniş coğrafi yapısı ve büyük nüfusuna, düzensiz şehirleşme ve karayolu yapısı eklenince bu geç kalmışlığı anlamak çok zor değil. Mesela Avrupa’da yıllardır bu sistemi kullanan ülkelere baktığımızda son derece planlı bir şehirleşme ve karayoluna sahip olduklarını görüyoruz. Sistemli büyüyen şehirlerde harita verisi oluşturmak çok daha kolay ve kalıcı oluyor. Ancak ülkemizde maalesef birçok şehir plansız büyüdüğünden yollar bir takım zorlama yöntemlerle oluşturuluyor, değiştiriliyor. Planlı bir şehre tepeden baktığınızda kilometrelerce uzanan geniş ve düzenli yollar görürsünüz. Bizde ise maalesef pek çoğu labirenti andırır. Diğer önemli bir sebep ise ülkemizde bu işe ilk giren firmaların bazı stratejik hatalarının sektörün tamamını menfi etkilemiş olmasıdır. İnsanlar ilk deneyimlerinde beklentilerini karşılayamadığından sonrasında çok daha temkinli yaklaşmaktadır. Yine de tüm bu zorluklara rağmen bazı yerel firmalar Türkiye için yıllar süren çalışmalar sonucu son derece düzgün haritalar oluşturmuş ve bu haritaları dünya devi tabir edilebilecek yazılım ve harita firmalarına satmaya başlamışlardır. Kısaca şunu söyleyebiliriz ki, Türkiye’de artık Avrupa ve Amerika’daki anlamda navigasyon sistemi kullanılabilmekte ve her geçen gün daha güncel ve kapsamlı harita verisi sunulmaktadır. Şartlar bugünkü halini alınca, böyle bir ürün artık ciddi boyutlarda talep görmektedir. Malumunuz, ülkemiz bu tip yeniliklere çok çabuk adapte olabilen bir demografik yapıya sahiptir. Bunun en güzel örneği cep telefonunun yaygınlaşma sürecidir.
Ürünlerin özelliklerinden biraz bahseder misiniz?
– Cihazlar çok uzun bir AR-GE çalışması neticesinde şu anki halini almıştır. Bu tabii ki ürünü geliştirdiğimiz kadar geliştirdik anlamında değil, geliştirme süreci hiçbir zaman bitmez. Özelliklerine dönersek cihazlar asıl itibariyle işletim sistemine sahip birer bilgisayar. Ana işlevi elbette navigasyon.
Bunun yanında cep telefonu için kablosuz bluetooth araç kiti, avi, mpg, mp3 gibi neredeyse bilinen tüm formatları okuyabilen DVD entegrasyonu, dokunmatik geniş ekran, 100’den fazla şarkı dosyası kaydedilebilen dahili belleği (512 Mb), sd kart ve USB girişleri ile kapasite sıkıntısı yaşanmadan kullanma olanağı sunuyor. Bu cihazın yerini aldığı, aracın orijinal ünitesinde de mevcut radyo gibi özellikleri zaten saymıyorum. Opsiyonel olarak ise DVB-T TV tuner ve geri vites kamerası sunulmakta. DVB-T Tuner karasal sayısal yayınları izlemeye olanak sağlarken geri vites kamerası manevra esnasında ekrana otomatik olarak arka görüntüyü yansıyor ve karanlıkta dahi park etmeyi kolaylaştırıyor.
Çin’in dünya markası yok
Çin malı önyargısı ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
– Böyle bir önyargı her ürün grubunda var maalesef. Bunun da aslında çok haklı gerekçeleri var. Uzakdoğu, özellikle Çin enteresan bir coğrafya. Dünyanın neredeyse tanınmış tüm markaları Çin’de son derece kaliteli üretim gerçekleştirip ürünlerini dünyaya pazarlamakta. Fakat hala Çin’in dünya markası olabilmiş doğru dürüst bir ürünü yok. Bu bir süreç, Çin de dünya ile birlikte bu süreci yaşıyor. Dünyanın en kaliteli üretiminden en kalitesizine kadar çok geniş bir yelpaze var karşınızda. Doğal olarak medyada hep kötü örnekler yer buluyor. Bu normal bir şey, çünkü diğeri zaten olması gereken. Bizim seyahatlerimizde gördüğümüz, Çin’de artık süreç terse döndü. İhracat için kalite standardı ve sertifikasyonun önemini artık çok iyi biliyorlar. Bizim bu manada içimiz çok rahat, hiçbir zaman bırakın gizlemeyi, bahsinin açılmasından bile tedirginlik duymuyoruz. Çünkü biz ürünümüze güveniyoruz.
Otomobil modeline göre üretim
AR-GE’sini yapmış olduğunuz ürünü piyasadaki diğer GPS cihazlarından ayıran ve farklılaştıran özellikleri nelerdir?
– Piyasada, farklı markalarda ve özelliklerde pek çok ürün bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı -navigasyon işlevini içerenlerden bahsediyorum- PND tabir edilen taşınabilir el cihazlarıdır. Şarj edilebilir, küçük cihazlardır. Fiyatları nispeten düşüktür. Dezavantajı araç içi kullanımda montaj, şarj gerekliliği ve küçük ekranın zorluklarıdır. Diğer bir grup ise bizim de içinde bulunduğumuz PNA tabir edilen araç içi sabit cihazlardır. Fiyatları nispeten yüksek olmasına rağmen navigasyonun yanında radyo, DVD, TV gibi bir çok multimedya özelliği sunar. Ekranı büyük ve okunaklıdır. Piyasada bu gibi özellikleri navigasyonsuz da sunan cihazlar da vardır. NAVERA markalı ürün grubumuzun ayırt edici özelliği ise araç içi sabit sistem olarak tüm bu fonksiyonları barındırırken otomobilin marka ve modeline özel üretilmiş olmasıdır. Kastettiğim, belli marka ve modeldeki otomobillerin orijinal radyo/teyp donanımının yerine bire bir oturan, rengi, şekli, aydınlatması, işlevini yitirmeyen direksiyon kumandaları ile tam bir uyum sağlayan, montaj sırasında kablo revizyonu gerektirmeyen, tüm soketleri o marka ve modele uygun üretilmiş cihazlar olmasıdır. Üzerinde uzun süre AR-GE ve mühendislik çalışması yapılmış olan bu ürün gamı, bu anlamda sadece ülkemizde değil tüm dünyada yeni bir açılımdır.
Hangi marka ve modellere özel ürünleriniz var?
– Şu an için Volkswagen, Ford, Honda ve Toyota grupları için modellerimiz mevcut. Bunlar doğal olarak istatistik verilerine bakılarak tercih edilmiş modeller. Ancak hedefimiz kısa bir sürede ürün geliştirme çalışmalarını tamamlayıp ülkemizde popüler olan Renault, Opel gibi markalara özel modelleri de portföyümüze dahil etmek.
Hedef milli üretim
Ürünlerde sizin AR-GE anlamındaki katkınız nedir? Yani NAVERA ne kadar milli?
– NAVERA üzerinde ciddi AR-GE çalışmaları yapıldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Uzakdoğu’da, özellikle Çin’de konu ile ilgili yüzlerce üretici bulmak mümkün. Biz bu işe başlarken hedefimizi açıkça belirledik. Marka/modele özel ürünler üretebilecek, bizimle ürünün geliştirilmesi sürecinde işbirliği yapabilecek güvenilir bir üretici aradık. Defalarca Uzakdoğu seyahatlerimiz oldu. Fuarlar, fabrikalar gezildi. Aylar süren testler yapıldı. Neticede planlarımızı hayata geçirebileceğimiz üreticimiz ile projemize başladık. Kendi markamızı ve ürün grubumuzu oluşturduk. Cihazlardaki yazılımlar tarafımızca düzenlendi, tüm menüler Türkçeleştirildi. Pek çok teknik geliştirme yapıldı, kullanılan bileşenler tanınmış dünya markalarınca da kullanılan ürünler içinden özenle seçildi. Günümüz global ekonomisinde üretim konusunda Uzakdoğu’ya maalesef mahkum kalınıyor. Bu bir konjonktür meselesi. Başka türlü rekabetçi olma şansınız yok. Bu anlamda biz “milli” kelimesini ancak ülkemizde üretim yaptıktan sonra hatta ihracat gerçekleştirdikten sonra telaffuz etmeyi tercih ediyoruz. Nihai hedefimiz budur ve bunu gerçekleştirmek için tam ekonomik şartların oluşmasını da beklemeyeceğiz. Bu konuda iktisadi mantığın yanında hislerimiz ağır basar ve o ince çizgiyi geçebileceğimizi hissettiğimiz anda fedakarlık yapmaktan kaçmayız.
Zaman ve yakıt tasarrufu
İlk bakışta maliyetli olarak görünen bu sistemler uzun vadede bizlere ne gibi avantajlar sağlar?
– İlk bakışta maliyetli görünmesi kişiden kişiye değişebiliyor. Bu beklentilerle ve sunulan özelliklere aşina olmak ile alakalı. Bazıları maliyetli bulurken birçokları da uygun buluyor. Uzun vadede bu sistemlerin ciddi zaman ve yakıt tasarrufu sağladığını söyleyebiliriz. Özellikle büyük şehirlerde işi gereği sürekli değişik adreslere giden kullanıcılar bunu çok net göreceklerdir.
İleriye yönelik hayatı kolaylaştıracak yeni AR-GE projeleriniz var mı?
– Elbette var. Bu iki yönde gelişecektir. Birincisi mevcut NAVERA ürün grubumuz üzerinde geliştirmeler ve tamamlayıcı ürünler, ikincisi ise grup şirketimiz ANKATECH’in iştigal sahası ile ilgili spesifik kullanımı olan çeşitli ürünler. Navigasyon ve multimedya grubu ile ilgili olarak daha çok filolara yönelik yine GPS tabanlı araç takip sistemleri ve bu sistemlerin kurumların yanıda günlük kullanıcılara indirgenmesi, mobil internet erişimi, ev otomasyonu ile ilgili pek çok düşüncemiz var. Bunlar zamanla olgunlaşacak ve bazıları üzerinde yoğunlaşılacaktır.
Kaynak: Hürriyet
gps türkiye ye geç geldi. teknolojik gelişmelere ayak uydururduk genelde . ama gps te öyle olmadı nedense…