|
30 Haziran 2010 |
ICPMA İstanbul 2010 Kongre ve Konferansı 24-25 Haziran tarihlerinde yapıldı. Konferans’ta mega projeler yöneticileri tarafından sunuldu ve tartışıldı.
ICPMA Uluslararası Proje Yönetimi Birliğinin Onuncu Genel Kurulu ve Yıllık Konferansı İstanbul’da yapıldı. Ulusal ve uluslararası proje yönetimi yapan Pro-GE tarafından düzenlenen toplantılarda Pro-GE Yönetim Kurulu Üyesi ve Eş-Başkanı Selçuk Alten ICPMA Yönetim Kuruluna seçildi.Dünya’nın 10’u aşkın ülkesinden 60’a yakın proje yöneticisinin katıldığı konferansta hem teknik sorumluların hem de kamuoyunun merakla izlediği birçok büyük proje sunuldu ve tartışıldı.
Özellikle İstanbul bağlamında çok önem arz eden iki can alıcı konu “Kentsel Ulaşım” ve “Tarihi Çevre Koruması” sorunları İstanbul projeleri ve benzeri öteki projelerle birlikte sunuldu.
Geçen yüzyıl boyunca en önemli ulaşım aracı olan demiryolları, makaslar, peronlar ve garlar hep kent merkezlerinde ya da merkeze kolay erişilebilir noktalarda yer almış ve zamanın teknolojisi nedeni ile çok yer kaplamış durumdadır. Gelişen daha temiz ve hızlı demiryolu çözümleri bu alanları kentlere daha verimli bir biçimde geri verme süreçlerini başlatmıştır. Hamburg, Stuttgart gibi büyük projeler artık Türkiye’de de Gaziantep, Sivas hatta Ankara ve İstanbul gibi kentlerimizin gelişim gündemindedir. Bu bağlamda Edgar Lehner ve Wilhelm Reisman’ın sundukları Viyana Batı Garı geliştirme projesi tam anlamı ile kamu ve özel yatırım işbirliği ile hayata geçirilen ve artık kullanılmayan demiryolu girişlerinden kente yakın iki bantı kentsel kullanımlara açan ve bu alana yeniden hayat getirecek bir uygulama olarak ilgi uyandırdı.
Wilhelm Reisman
Antonio Campos y Matos Portekiz’de demiryollarının kendi yaşam sürelerinde verimliliğinin arttırılması konularını irdelerken, Demiryolu ulaşımının yer yer verimli çalışmadığı, kimi kez de Dublin gibi Güney-Kuzey sürekliliğinin olmadığı konularda Louis Gunnigan önemli katkılar sağladılar.
Louis Gunnigan
Doğal olaral İstanbul’daki Marmaray Projesi Büyükşehir’in Doğu Batı bağlantısını sağlayacak olan proje olarak çok ilgi uyandırdı. Hüseyin Belkaya en samimi biçimde projenin karşılaştığı engelleri ve bunların nasıl başarıyla aşıldığını anlattı. Projenin mühendislik, kent içi ulaşım, deniz ekolojisi ve arkeoloji yönünden olağanüstü bulguları tüm katılanların ilgisini çekti.
Hüseyin Belkaya
Rıfat Akbıyıklı’nın Türkiye’deki demiryolu ulaşımının karşılaştırmalı sunuşu bu konuda ülkemizin yapması gerekenleri bir kez daha anımsattı.
Rıfat Akbıyıklı
Jose Cruz Peña’nın sunduğu Madrid Metrosu’nun 1993’de 391 milyon yolcu olan kapasitesinin 2007 yılında 736 milyon yolcuya çıkarılan kapasite büyümesi gerçek bir başarı öyküsüydü.
Jose Cruz Peña
İkinci günün açılış konuşmasını yapan İlhan Tekeli, kültürel mirasların sürdürülebilirlik yaklaşımı ile korunması konusunda kapsamlı bir sunum yaptı.
İlhan Tekeli
Jurij Rihar ve Igor Lipanje’nin sunduğu Slovenya’da tarihi yapıların çağdaş kullanımlar için yaşatılması projeleri çok çeşitli ve coğrafi açıdan yaygın bir açılım sergilemekteydi.
Zeynep Ahunbay da Türkiye ve Balkanlar’daki tarihi yapılar konusunda bir antoloji sundu. Özellikle Ayasofya’nın restorasyon çalışmaları yabancı katılımcıların ilgiyle izlediği bir konu oldu.
Zeynep Ahunbay
Porie Saikia-Eapen’in sunduğu kentsel gelişimi destekleyen kentsel ulaşım ve değişim konusu New York özelinde belgelerken, Haluk Gerçek İstanbul bağlamında konunun salt üst yapı çözümleri ile geçiştirilemeyeceğini vurgulayarak ciddi bir kentsel alan kullanımının yapılandırılmasının önemine değindi.
Haluk Gerçek
Selçuk Alten proje yönetimini Pro-GE’nin yaptığı Bilgi Üniversitesi Santralistanbul yerleşkesinin artık kullanılmayan bir elektrik santralından endüstri tarihi değerlerini koruyarak nasıl bir çağdaş kültür, sanat ve eğitim kuruluşuna kazandırıldığını proje alanında anlattı, ve arkasından grup yerleşkeyi gezerek anlatılanları yerinde görme olanağı buldu.
Yazı: Pro-GE
Görseller: Mimdap
Bir manada vizyon toplantıları şeklinde gelişen ve içinde ileride uygulamaya konacak önemli fikirler bulunan bir toplantı olmuş. Tarih yazımı gibi sanki.
Cem Ersevil | 1 Temmuz 2010beyin fırtınası dedikleri galiba. notlarını yetkililer almışlardı ve bir kenarda unutmazlar umarım.
lütfü caymaz | 5 Temmuz 2010