Yeni Gençlik Parkı Üzerine Eleştiriler

Gençlik Parkı için 2005 de yeniden yapılacağı söylendiği andan itibaren konuyu takip eden başta meslek odaları ve Gençlik Parkı içinde Sanat Kurumu gibi bir çok kuruluşun ve akabinde siyasi partilerin tepkileri oluştu. Gençlik Parkı’nın bugününü değerlendirmeden önce geçmişten bugüne kadar ortaya konmuş bu tepkileri de ileriye yönelik belge oluşturması dileğiyle bir araya topladık ve sizlerle paylaşıyoruz.

2005 yılında ‘Yeni bir Gençlik Parkı yaratmak’ fikrinin, bu parkın tarihi önemini silmek anlamına geldiği halde neden bu fikir üzerinde ısrarla durulduğunu soran Bingöl, “Bunun yerine neden tarihi yapısına tekrar kavuşturma çabası harcanmadı? Proje, parkın yenilenmesi adına farklı proje ve fikirlerin yarıştığı bir rekabet ortamında mı seçildi, yoksa tek bir grubun çalışması sonucu olarak mı belirlendi?” dedi.

Eski Halinden Eser Kalmadı!
Gençlik Parkı’nın özgün halinin yok edildiği ve özelliklerinin bozulması üzerine yoğunlaşan eleştiri ve tepkiler şu şekilde sıralanıyor:

1. Tarihi dokudan eser kalmadı
Melih Gökçek yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi’nce 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda açılışı gerçekleştirilen Gençlik Parkı’nın tarihi dokusundan eser kalmadı. Yenilenen parkta, eskiden olduğu gibi havuzda sandallarla gezinti yapabilmek, havuz kenarında çay içebilmek mümkün değil. Eskiden içki içilebilen restoranların da bulunduğu parkta, artık içki içmek de yasak. Yer yer ağaçların kuruduğu gözlenen parkın aydınlatılmasında da sorunlar bulunuyor. Geceleri parkın birçok noktası karanlıkta kalıyor. (Eylül 2009 itibarıyle…)

2. Açılışı 3 kez ertelendi
Ancak park, son yıllarda önemini ve cazibesini yitirmişti. Anakent Belediyesi parkta, 4 yıl önce yenileme çalışmalarına başladı. Çalışmalar 4 yıl 4 ay sonra tamamlanabildi. Anakent Belediyesi’nce parkın açılışı da 3 kez ertelendi. Yenilenen parkın açılışı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda gerçekleştirildi.

3. Lokantalar yok edildi
Belediye yönetimi yenileme çalışmalarına ilişkin yaptığı her açıklamada, “parkın eskisinden daha güzel olacağını” ileri sürmüştü. Oysa yenilenen parkta, parkın tarihi dokusundan eser yok. Parkta, ailelerin hoşça vakit geçirebileceği çay bahçeleri ve lokantalar bulunmuyor.

4. Heykeller ve Atatürk panosu kaldırıldı
Yenilenen parkta, daha önce havuz kenarında yer alan simgesel kadın ve erkek yontularından da eser yok. Parkın en önemli simgelerinden biri kabul edilen, parkın Opera girişindeki ışıklı Atatürk panosu da Anakent Belediyesi’nce yenileme çalışmaları kapsamında kaldırılmıştı. Işıklı Atatürk panosuna ne olduğu da bilinmiyor.

5. Yenilenen parkın havuzunda eskiden olduğu gibi sandallarla gezinti yapabilmek de mümkün değil.

6. Parkın aydınlatılmasında da birtakım sorunlar bulunuyor
Özellikle geceleri parkın pek çok noktası karanlık. Parkın son halinden yurttaşlar da rahatsız. Pek çok yurttaş, yenilenen parkın eskisini arattığını dile getiriyor.

7. Çocukluğunu Ankara’da geçirmiş, parka dair pek çok anısı bulunan sanatçılar da parkın “bilerek ve isteyerek” bakımsız hale getirildiğini vurguluyorlar.
İlker Çetin / Sanat Kurumu Başkanı

8. Ankara’nın simgesiydi
Gençlik Parkı, sosyalleşmenin, kent kültürün simgesiydi. Şimdi bu simge yok oldu. Yani modernlik adı altında kentin kültür dokusu yok edildi. Modern olduğu söylenen yapılar yapılmaya başlandı parkta ama bu yapılarla birlikte kültürel doku da bozuldu. Şimdiki parkın görüntüsü özetle bana göre böyle.
Sedat Demirsoy / Mavi Sahne Sanat Yönetmeni

9. ‘Bilerek bakımsız bırakıldı’
Bu ülkede uzun zamandır “12 Eylül politikası” yürütülüyor. 12 Eylül dönemini yaşayanlar bilirler. Darbe yapılmadan önce ülkede bir anarşi ortamı vardı. Bu anarşi ortamı bir türlü durdurulamıyordu. Darbe yapıldı ve anarşi bir anda durdu. Siyaset bilimciler bu süreci şöyle değerlendirdiler: 12 Eylül’den önce bilinçli olarak terör tırmandırıldı. “İyi ki darbe yapıldı denilsin diye.” Ben Gençlik Parkı’nın şimdiki durumunu da bu sürece benzetiyorum. Şöyle ki Gençlik Parkı, bilinçli olarak bakımsız hale getirildi ve “varoşlaştırıldı.” Tehlikeli bir yer haline dönüştürüldü. İnsanlar parkın içinden geçemez hale geldi. Oysa benim çocukluğumda Gençlik Parkı, ailelerin hoşça vakit geçirdiği bir yerdi. İl dışından gelen bütün misafirlerimizi önce Anıtkabir’e, sonra Ankara Kalesi’ne, oradan da Gençlik Parkı’a götürürdük. Parkın içinde yer alan havuz bir anlamda “Ankara’nın deniziydi.” Ankaralılar özellikle hafta sonlarında, havuzda sandallarla dolaşırlardı. Şimdi bu durumdan eser yok.

10. Bir de havuzun hemen yanında gemi şeklinde bir lokanta bulunurdu
Ankara’nın bütün entellektüel kişileri bu mekâna gelirdi. Parkın önemli yerlerinden bir tanesi de aile gazinosuydu. Ben Fatma Girik gibi pek çok ünlü ismi bu gazinoda görmüştüm örneğin. Parkta içki içilebilecek mekânlar da vardı ve kimse parkta içki içildiği için en ufak bir rahatsızlık duymazdı. Şimdi parkta içki içebileceğiniz yerler de bulunmuyor.

11. Cumhuriyet izleri silindi
Ankara’ya ilk kez gelen yurttaşlar bu yontularla birlikte fotoğraf çektirirlerdi. Parkın en büyük eylentilerinden bir tanesi de küçük trenlerdi. Bu trenler öyle planlanmıştı ki parkı çepe çevre dolaşırlardı. Trenlerin için iki istasyon bulunuyordu. Biri ışıklı Atatürk panosunun bulunduğu kapıda, diğeri de parkın Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’na (CSO) bakan kapısında. Sonra bu trenler kaldırıldı. Yani park özetle bilinçli olarak bakımsız, önemsiz hale getirildi. Cumhuriyetin izleri birer birer silindi.

12. Ailelerin oturup yemek yiyecekleri ve çay içecekleri yer yok.
Ayrıca parkın içinde yer alan havuzun etrafında çay içilebilecek mekânlar vardı. İnsanlar özellikle hafta sonları yiyeceklerini alır, bu mekânlara gelirlerdi. Herkes yaptığı yiyecekleri bir yandaki masaya ikram ederdi. Sonra yan masalarla koyu sohbetler başlardı. Yazlık sinema havası vardı bu mekânlarda. Şimdi parkta tek bir şey içemiyorsunuz. Çünkü içilecek mekân yok.

13. Parkta çok fazla güvenlik görevlisi dolaşıyor. Bu da samimiyeti azaltıyor.

14. Göl Gazinosu ya da Nikah Dairesi
Parkın en önemli simgelerinden bir tanesi de eski Göl Gazinosu’ydu. Zeki Müren gibi isimlerin konser verdiği gazino… Şimdilerde bu bina Sanat Kurumu tarafından kullanılıyor. Belediye o binayı da yok etmek istedi ancak mahkemelik olduğu için dokunamadı. Mahkememiz devam ediyor ve biz kazanacağımızdan eminiz.

15. Bir de park alabildiğine yeşildi
Pek çok ağaç vardı. Bu ağaçların büyük bir çoğunluğu yenileme çalışmaları kapsamında kesildi. Belediye şimdilerde yaptığı açıklamada 1700 ağaç daha dikeceğini söylüyor parka. Demek ki parkta bu kadar ağaç katledilmiş. Yani bana göre parkın yeni yapısı tarihi dokusunu bozmuş. Nurkut İlhan, Sanat Kurumu

16. “Parkta şu ana kadar yapılan düzenlemeler konusunda kamuoyu tamamen tepkisiz kaldı.
Oysa Gençlik Parkı Cumhuriyet döneminin en önemli yapılarından birini oluşturmaktaydı. Ulus zaten başlı başına bir tarih. Ancak ne yazık ki bu tarih birer birer yok oluyor. Ulus’ta önemi olmayan alt – üstgeçit yapılıyor, eski mimari eserler onarım adı altında özünü yitiriyor.”

17. CHP’nin konuyu takibi
(6 Nisan 2008) CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, Gençlik Parkı’nın yenilenmesi çalışmalarını verdiği soru önergesi ile TBMM gündemine taşıdı.

Bingöl, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu önergesinde, Ankara Büyükşehir Belediyesinin, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş döneminin önemli simgelerinden olan Gençlik Parkı’nı tarihten silmeye çalıştığını savundu.

2005 yılında ‘Yeni bir Gençlik Parkı yaratmak’ fikrinin, bu parkın tarihi önemini silmek anlamına geldiği halde neden bu fikir üzerinde ısrarla durulduğunu soran Bingöl, “Bunun yerine neden tarihi yapısına tekrar kavuşturma çabası harcanmadı? Proje, parkın yenilenmesi adına farklı proje ve fikirlerin yarıştığı bir rekabet ortamında mı seçildi, yoksa tek bir grubun çalışması sonucu olarak mı belirlendi?” dedi.

18. Denetim var mı?
CHP milletvekili Bingöl, parkın yeniden kamusal kullanıma açılması için gerçekleştirilecek düzenlemelerin denetimine yönelik bir kurul oluşturulup oluşturulmadığını öğrenmek istedi.

“Gençlik Parkı’nın tarihi dokusunun bozulmaması için konunun uzmanlarının ve kamuoyunun görüşlerinin de alınması amacıyla bir çalışma yapıldı mı?” sorusunu yönelten Bingöl, önergesinde şu sorulara yer verdi:

“Gençlik Parkı’nın tekrar kullanıma açılması için gerçekleştirilmesi planlanan projenin maliyetine yönelik analiz yapıldı mı? Büyükşehir Belediyesi tarafından proje için bütçe ayrıldı mı? Proje ne zaman ihaleye açılacak, ne zaman tamamlanacak?”

19. Gençlik Parkı’nda Atatürk’e ne oldu ?
CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, beş yıl önce tadilat gerekçesiyle kapatılan ve hizmete açılmadan önce girişteki ışıklı Atatürk panosu kaldırılan Gençlik Parkı’nı TBMM gündemine taşıdı. 7 Ekim 2009 Hürriyet

İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından yanıtlanması istemiyle yazılı soru önergesi veren Ateş, “Panonun kaldırılması, Atatürk’ü devrimlerini ve eserlerini, unutturma gayretinden mi kaynaklanmaktadır” diye sordu.

Gençlik Parkı’nın yenilenme çalışmaları gerekçesiyle 2005 yılında Büyükşehir Belediyesi tarafından kapatıldığını hatırlatan Ateş, parkın ancak 31 Ağustos 2009 tarihinde açılabildiğini kaydetti.

Parkın yeni görüntüsünde tarihi dokuda ve yeşil alanlarda ortaya çıkan tahribat ve azalmanın dikkat çektiğini kaydeden Ateş, “Bununla birlikte parkın ana giriş kapısının hemen arkasında yer alan ışıklı Atatürk panosu ve altında bulunan ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ yazısının kaldırılması Ankaralıların büyük tepkisine neden olmuştur” dedi. Ateş, Gençlik Parkı’yla ilgili şu soruları yöneltti:

20. Beş yılda ne yapıldı
“Gençlik Parkı’nda yapılan çalışmalar neden beş yıl gibi uzun bir sürede tamamlanmıştır? Geçen bu süre içerisinde Ankara’da kaç yeni park hizmete açılmıştır?

Beş yıllık süre içerisinde Gençlik Parkı’nda yapılan işler ve düzenlemeler nelerdir? Hangi firmalara ihale edilmiştir? İhalel, işe başlanma ve bitirlme tarihleri nedir? İşin uzaması nedeniyle ceza kesilen firma var mıdır? Ceza miktarı nedir?
Gençlik Parkı’nın girişindeki kapının hemen yanında yer alan, ışıklı Atatürk panosu neden kaldırılmıştır? Gençlik Parkı Atatürk panosunun unutturulması için mi beş yıl boyunca açılmamıştır?

Gençlik Parkı’nda bir kaide üzerinde Belediye Başkanının imzası yer aldığı halde neden bir Atatürk heykeli veya büstü bulunmamaktadır? Bu durum AKP zihniyetinin bir yansıması mıdır?

Gençlik Parkı’nda bulunan ışıklı Atatürk panosunun kaldırılması, Atatürk’ü devrimlerini ve eserlerini unutturma gayretinden mi kaynaklanmaktadır? Bu parkımıza, başkentimize yakışır bir Atatürk heykeli ne zaman konulacaktır?”

Kaynak: Ulusal basından ve kurum bildirilerinden

23 Comments

  1. Artik internet var gencler birakin evden cikmayi odasindan cikmiyor her ilcenin kendi buyuk parki ve luna parki var ulusa kimse gidmiyor zorunlu olmadikca .Eskiden televizyonda tek kanal vardi internet yokdu millet gezmek icin disari cikiyordu

  2. Gençlik parkı ülkeyi ve şehri yönetenler tarafından bilinçli olarak önce atıl ve yıpranmasına sonrada halkın sosyal hayatındaki kadın erkek birlikte yaşamının yok edilmesi amaçlı güvenlik sağlanması görevleri ihmal edilerek sosyal kültürel başkent hüviyeti yok edildi. Gençlik parkı nikah salonu,( benimde nikahım burada olmuştu),1973’lü yıllarda Haftanın bir iki gecesi Şef Gürel Aykal yönetiminde Ankara Belediyesinin çok sesli orkestrası konserleri, halk tiyatrosu ve göl kenarındaki çay bahçeleri (1980’li yıllarda tam denetlenmeyen birahanelere dönüştürülmesine bilinçli göz yumulması) lunaparkı, gazinoları, lokantaları, vb Ankara halkının her kesimi için ailece yaz akşamlarının, gecelerinin ve hafta sonu günlerinin nefes aldığı sosyal yaşam yeri idi. Önce Vedat Dalokay ve Murat Karayalçın tarafından Başlatılan metro çalışma güzergahındaki çalışmalarla arazi üzerinde kazılar ve parkda halkın çocukları ile ençok eğlendiği pakın tamamında tur atan trenin kaldırılması ilgiyi azalttı.1980 öncesi sağ ve sol çatışmalarının yarattığı can güvenliği ve 1980 ihtilali ile ve sonrası özelliğini kaybetmesine kaderine terk edilmesi fikrini takınan iktidarların ve yerel yönetimin tutumları halkın daha az rağbet göstermesine buradan uzaklaşmasına neden oldular. Yıllardan sonra 2006- 2008 yıllarında Gençlik parkı düzenlemesi sırasında Gençlik parkının Kent üzerindeki yarattığı yaşam biçimine etkisindeki rolü, sosyal hayatına ne gibi etkileri olduğu, sosyoloji bakımından etkileri, tarihi etkisi, vb yönleri araştırmamış bu konuda ki fakültelerin, bilim adamlarının ve STK görüşlerinin alınmamıştır. Özellikle mimari, estetik yönden kötü, insanı yok sayan aileleri, çocuğu kısaca insanı buraya çekecek sıcaklık düşünülmeyen bir mimari hakim kılınmış.İnsanları; aileyi, çocuğu,erkeği ve kadını buradan uzaklaşmasını hazırlayan itici mimari kentle başkentle uyum sağlamamıştır sanki bu hedeflenmiş bir mimari anlayış planlanmış olduğu kanatindeyim.Halkın parasının heba edildiği yapılan işlerden biridir. Hala yıllardır havuzun su kaçağı ve büyük fıskiyenin açıldı günden sonra bir daha çalışmadığı da Ankara halkının parasının nasıl çarcur edildiğinin örneğidir. Ankara Kentin hafızasını silmek sosyal hayatını bozmak ve Cumhuriyetin değerlerine . cumhuriyet döneminde yapılanlara muhalif bir anlayışla yok etme unutturma kinci bir uygulamadır.

  3. Dün Gençlik Parkına uzun yıllar sonra gittim.
    Keşke gitmeseydim.
    Bir yakınımı kaybetmiş gibi hissettim kendimi.
    İ.Melih Gökçek parkın ruhunu öldürmüş. Yazık etmiş tek kelime ile.
    Hüsrana uğradım…
    Mansur Yavaş umarım el atar konuya. Umutluyum.

  4. Nerdeeee o eski gençlik parkı ? Adnan Şenses, Zeki Müren eserlerini canlı okurlardı gençlik parkındaki gazinolarda… Belediye başkanı sevdiğimiz bu sanatçıların eskiden olduğu gibi konser vermelerini sağlamalı !

  5. Gençlik Parkı’nın RUHU gitmiş. Nerede çocukluğumun Gençlik Parkı, nerede şu fotoğraftaki ruhsuz, YAŞAMAYAN yer. Gençlik Parkı cıvıl cıvıl olurdu, tüm Ankara oraya doluşurdu. Gazinolarda Emel Sayın, Zeki Müren en ünlü sanatçılar program yapardı. Lokantalar tıkabasa doluydu havuzun kenarında, kayıklar, KÜÇÜK TREN nerede bunlar? Hatta hatırlıyorum açık hava tiyatrosu bile vardı. Komediler izler kahkahalar atardık. Yazıklar olsun.

  6. arkadaşlar yanlış anlamyında diyosunuzki eskiden böyle güzeldi şöyle rakı içilirdi peki ya sonra ne oluyodu kalabalıkta cepçiler bi bakmıssın aaa para gitti çocukların gözü atlı karıncada kaldı ikitane ağaç altlarında sevişenler köşe başlarında baliciler ırzcılar şimdi bakın bakalım şimdi 1 tane varmı ozamanları insanlar ailesiyle geliyodu eglenmeye ama tedirgin di ya şimdi bakın bakalım varmı öyle bişeyler siz şimdi diceksinizki melihi savunu hayır savunmuyom günahım kadarda sevmem ama adam yaptı helal olsun ama tek başına deyil ilhan gerim isimli gençlik parkının sahibiyle beraber yaptı.

  7. İÇİNDE KAYIKLARIN OLMADIĞI SEMAVERLE ÇAYIN OLMADIĞI BİR GENÇLİK PARKI OLAMAZ MELİH GÖKÇEK BECERİKSİZ BİRİ GENÇLİK PARKINI NE HALA GETİRDİ ANKARALILARA GEÇMİŞ OLSUN BİR DAHA ESKİ GÜNLERDEKİ GİBİ OLAMAZ

  8. ben sevmedim ben çocukken parkın içinden tren dolaşırdı nası bir heycandı ona binmek parkın içini turlardı tünel vardı parkın içinde aile çay bahçeleri vardı gazinolar vardı kürek çakmek ayrı bir zevkti ayrıca oturan iki heykel vardı nerde o heykeller bence o heykeller parkın simgesiydi çok çirkin donuk buz gibi bir park kuğulu parka giderim daha iyi tabi çokta üzücü bir şehir ancak bu şekilde kimliksizleştirilir tebrik ediyorum

  9. can kardeşlerim adam yapmış ne güzel kimisi yazmış içki vs vs diye yahu eski genclik parkını görüorduk ankaralılar bilakiss içen bilmem napan gözümüzün önünde idi ailenle oturup bi yerde cay icemez olmuştuk balicisi ayrı tinercisi ayrı namussuzu ayrı adam iciyorr gelmiş milletin namusuna laf atıor ha icen kendine içer aama zararı evrensel olur 50 tane güvenlik birincisi benim orda güvenligim ben yaptıran kişiyi kayırdıgımdan degil amaa lütfen bunla idare edin bence derim o lafları söleyen kişi yaptırmış olsaydıı ALLAH muhafaza rezillik diz boyı AHLAK SIZLK ALIR BASINI GİDERDİİ tabiki kayıklar olsa idi kapalı bölüm olsaa idi dahaa renk katardı ama yapılmamış iştee bencee güzel olmuşşş belkide bu yazıları yazan kişilerede yol tafifi veyaa bi takık yardımlarda bulunmuşuzdur HAYRLII GÜNLER

  10. Gençlik Parkı Ankara açısından bu gün için az bile. Daha çok kamusal alana ihtiyacı var oysa. Şimdi bu kadar kısıtlılık içinde park yenilensin mi yenilenmesin mi tartışması abestle itigal aslında. Yol bilmezlik denir buna.

  11. Geçmişten günümüze gelen kapalı ya da açık mekanların bugün yaşatılarak korunması esas olmalıdır. Korumayı başka türlü bir tabu haline getirenler anlamsız bir teorik tartışma açmaya ve bir kördüğüm örmeye çalışıyor. Daha pratik bakılabilir esasında. Çözüm esasında olmalı yaptıklarımız. Gençlik Parkı az buz birşey değil sonuç itibariyle anlamsız tartışmalara kurban edilmemeli.

  12. Türkiye’de hüküm süren acul söylem, başkalarını hesaba katmayan ben bilirimci yaklaşım bütün toplumun önünü kapatıyor. En başta büyükşehirin uzlaşmasız kavgacı polemikçi usandırıcı kaba politikacısı bu kadar problemli olmasa kentin bir çok meselesi daha kabul edilebilir bir şekilde karşılanacak.
    Fakat karşısındaki güçlere yani muhalefete ne demeli? Al birini vur ötekine. Onlar da sert, toptancı, redçi, kavgacı. Uzlaşma kültürü olmayan bir toplum inşa ediliyor.
    Bakın bu gün bir parti kapatıldı.Ne için? İşi durmadan abartan söylemler yüzünden demokrasi denilen şey kalmadı ortalıkta.
    Ankara Gençlik Parlından vaz geçmez sonunda. Bir gün bu kavgalar durulur o halk da o parklarda dolaşır. Bu konuşulanlar da tarihe ibret kalır.

  13. Ben eski gençliğimin gençlik parkını istiyorum. Gar gazinosuna yetişemedim nikah dairesiydi bildiğim kadarıyla. Gazinolar istiyorum mesela mezeler rakılar içilen şarkılar dinlenilen. Havuzda sandallar. Bunlar olsun yeter diğer yerlerin temizlenmesi döşeme taşlarının yapılmasına falan birşey demiyorum. Fantastik olmuş ama çay bahçeleride çadır gibi olabilir. Su kenarı gazino bırakmamışsınız onları yerine koyun bence.

  14. bu durum bu ülkenin bir aynası. bir temsili diğer taraftan. bu denli katılaşmış tartışmalar aslında toplumsal zeminde tıkanmaların bulunduğunu gösteriyor. m. gökçek özel bir kişilik adeta parlayıcı yanıcı reaksiyonlara katalizör bir yapıda inanılmaz menfi biri olduğu için bu denli oluşmuş tepkiyi bir an için kabul ediyoruz. doğal sayıyoruz ama bu kadarı olmamalı. bir konu toplumsal zeminde sağduyu ile tartışılabilmeli.
    aslında türkiye taraflaşmıştır her konuda. modern yaşam biçimini kabul edenler etmeyenlerle ayrışmışlardır. ama ne garip ki modern bir park yapmak isteyenlere karşı modern bir parka karşı olanlar yine hayatlarını modern şekilde geçirienler oluyor. dolayısıyla buradaki tenakuzu kaçırmadan yakalamalıyız.
    kamusal alanların yapılmasında, kamu yapılarının korumasında, belediyecilik hizmetlerinde, gündelik yaşamda… her alanda ayrışma birbirine dayatmaya dönen bir boyuta yürüyor gidiyor. on sen sonra gülünç sayacağımız şeyler bence.
    park eksiklerine rağmen güzel olmuş.
    bir daha bakımsız bırakmayın. orayı ıssızlaşytırmayın, hizmet verin. toplum istediği gibi kullansın.

  15. Rampalar dediğiniz gibi yanlış çözümlenmiş. Ancak ağacı rahatsız etmemek adına yapıldığı için son resimdeki rampa düzenlemesi affedilebilir.Her ne kadar hatalar da olsa, böyle tarihi bir parkın düzeltilmesi adına çaba gösterilmiş olması sevindirici.

  16. Kamusal alanların geliştirilmesi ile ilgili doğru bir kentsel politika olmadığı sürece hem gerekli yeni kamusal alanların yaratılması hem de var olan kamsusal projelerin yenielnmesi işleri toplumda kargaşa yaratır. Yenilemenin mantığını bir ortaklaşa kültür ile kurmadan “ben iyisini yapıyorum” diye halkın karşısına çıkarsanız burada olduğu gibi çok sayıda tartışma gündeme gelir. Bir sürü enerji heba olur gider.

  17. Şu M. Gökçek’in olumsuz dayatmacı tutumu yok mu. Bütün bu işlerin bu kadar kötü algılanmasının asıl sebebi o kişi ve onun Ankara halkına karşı böyle sert, yakışıksız tavrı. Yoksa bir parkın daha iyi yapılmasını ve daha kullanışlı hale getirilmesini kim istemez. Ama o belediye başkanı bütün herkesi karşısına almayı kend açısından siyasi tatmin aracı sanıyor. Bu yüzden de bu kadar tepki topluyor yaptıkları. Ben arada bir içinden geçiyorum. Söylendiği gibi bazen in cin top oynuyor ama Cumartesi Pazar askerler, gençler falan dolaşıyor. Ailelerin daha ayağı alışmadı.

  18. parkın eski günleri çok geride. o eğlenceli gazinolar artık hiç bir yerde yok. ruhu gitmiş Gençlik’in. insanlar şimdi açık alanda değil avm lerde eğleniyor. gidin bakın Ankara’da hafta sonları tıklım tıklım. parkta ise sadece birtakım insanlar. dedim ya ruhu gitmiş. geri gelir mi, beklemek lazım.

  19. Daha bence tam olarak açılmış sayılmaz Gençlik Parkı. Bütün dükkanları atıl vaziyette ve henüz kiralanmamış. Lunapark çalışmıyor. İçinde sadece dolaşılabilir. Bu kadar yatırım yapılmış bir yer için şu an çok zayıf bir kullanım var ama dinlenme yerleri kahvehaneler açılırsa her yer eskisi gibi dolar diye düşünüyorum.

  20. ben gençlik parkının yenilenmiş halini gördüm. beni rahatsız eden şeyler olmadı açıkçası. ondört sene kadar önceki durumunu da biliyorum. aslına büyük ölçüde uyulmuş durumda bence. yazınızda söylediğiniz gibi havuzun kenarı gazinolarla kaplı değil artık ve sahil kenarı oturma grupları ve dolaşma yerleri. bana bir tek ulus-opera girişi zayıf geldi. biraz sonradan kondurma dairesel meydancık kaldırımın üstüne ve birde taçkapı. çok uygun gelmedi gözüme. eğer öyle birley tasarlanılacaksa bile az daha büyük olmalıydı. kıt kalmış. birşey istemekle utangaçlık arasında gibi. eleştirilerinizdeki seyirci azlığını farketmemek mümkün değil. işletmeler açılmadı. ekonomik krizden dolayı sanırsam.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir