Stockholm'de Kentsel Planlama - MİMDAP
Ana Sayfa Bağlantılar Biz Kimiz İletişim Mimar İş İlanları
ANA SAYFA
Stockholm’de Kentsel Planlama
Share 19 Mart 2009

Stockholm’ün cesur planları, bir kentin geleceğin betonlaşmaya bağımlı olmadığını kanıtlıyor.

Kent konseyi Stockholm’de kazanan projeyi henüz açıklamamış olsa da, kentin kalbindeki trafik karmaşasını, köprüleri, alt geçitleri ve marinaları düzenlemeyi amaçlayan Slussen projeleri şimdiden büyük bir kamu hizmeti yapmış görünüyor.

stockholm.se/slussen’de yarışmaya katılan 5 öneriden her biri, çağdaş kentsel planlama fikirlerini gözler önüne seriyor. Öneriler arasında Jean Nouvel’in nefes kesici, Norman Foster’ın kafa karıştırıcı projelerinin yanında, uluslar arası ölçekte tanınmamış genç yeteneklerin şaşırtıcı eserleri de yer alıyor.

Yarışmanın en önemli yanı ise, Avrupalı hükümetlerin geçmişte, kentsel politikaları gerçekleştirmekte ne kadar başarısız olduğunu ortaya koyuyor olması oldu. Tasarımlar, Modernist ya da savaş sonrası plancılarının istemeden yarattıkları ölü zonlara nefes aldırmayı amaçlıyor.

1930’larda inşa edildiğinde Slussen, büyük ölçekli Modernist planlamanın yeniden denendiği öncelikli bir alandı. Tarihi kentin iki yakasını birleştirmek amacıyla yapılmış olan beton giriş rampaları, Malaren Gölü ve Baltık Denizi arasındaki gemi trafiğini düzenlemek amacıyla yapılan dev havuzlar ve yer altı otobüs terminali olmadan önce silindirik bir ofis binasının etrafında dönüyordu.

stockholm-plan-2

Bir bakıma, ulaşım sistemlerini tek bir entegre ağa bağlamak, projeyi başarılı göstermiş olsa da, büyük ölçüde kötü beton yapısından kaynaklı olarak, 10larca yıl önce proje bozulmaya başlamıştı. Birçok plancı, bunu Ortodoks Modernizmi’nden alınacak bir ders olarak görüyordu: sonsuz dönemeçlerden oluşan beton plazalar ve gün ortasında bile gaspa davetiye çıkaran karanlık alt geçitler…

Açılan yarışma bize bu değerlere tarafsız ve taze bir gözle bakmamız için bir fırsat tanıyor. 5 tasarımın en ilgi çekici olanları aşağı yukarı 2 kategoride incelenebilir: karışık trafik sistemine basitlik ve düzen getirmek isteyenler ile alanın karşısındaki tarihi kente canlı bir enerji getirmeye çalışanlar.

Nouvel’in projesi o enerjiye odaklanıyor. Nouvel işe, güney Stockholm ile merkezi iş alanı arasında daha direkt bir bağlantı kurmaya çalışarak araç trafiğini batıya yönlendirmekle başlıyor. Bu otoyolun üzerinde tasarlanan geniş kamusal park ise Malaren Gölü’ne doğru etkileyici manzaralar sunuyor.

stockholm-plan-3

Mevcut köprü, kentin iki yanını birbirine bağlayan ve Ponte Vecchio adı verilen, butik ve restoranlardan oluşan bir yaya yoluna dönüştürülüyor. Bir dizi katlı çatı ile her iki yönde de kentsel dokunun tekrarı sağlanıyor; teraslardan müthiş su manzaraları izlenebiliyor. Tasarım, mimari formlardan çok farklı fikirlerin kentlerdeki sivil gücü oluşturduğunu gösteriyor.

Kopenhag’da nispeten az tanınan genç mimarlık firması BIG’in tasarımında ise “boşluk”, bir kusurdan çok bir üstünlük olarak ön plana çıkarılıyor. Nouvel’in tasarımında olduğu gibi burada da araç trafiğinin büyük bölümü güneye yönlendiriliyor. Ardından da havuzlar ve yürüyüş yollarının üzerine yumuşak bir battaniye şeklinde yeni bir yaya alanı örtülüyor. Bu yüzey, birçok yarıkla kesilerek, beton doku, altındaki ticaret alanlarına yer ayırmak için açılıyor. Bu yüzeyler dev kamusal tribünler oluşturarak yayaların oturup denizi izleyebileceği alanlar yaratıyor.

stockholm-plan-1

Diğer öneriler de bu iki uç nokta arasına yerleşiyorlar. İsveçli mimar Gert Wingardh’ın tasarımı, 930’ların kıvrımlarının yerine, Baron Haussmann’ın Paris için yaptığı arterli planı yeniden canlandırır biçimde düz akslar öneriyor. Trafiğin aktığı köprü, eski kentler arasında daha direkt bir bağlantı yaratmak amacıyla düz tutulmuş. Kentin ızgara sistemi kıyıya kadar genişletilmiş ve Stockholm’ün iki kıyısı birbirine yaklaştırılmış.

stockholm-plan-5

Buradaki en şairane ayrıntı ise suyun yüzeyine değecekmişçesine alçak olarak tasarlanan ve doğal manzaraya daha yakından bakma vaadi sunan yaya geçidi olmuş.

Foster’ın tasarımı ise hayal kırıklığı yaratıyor. Projenin en baskın parçası büyük bir meydana ulaşmadan önce kıvrılan yaya geçidi olmuş. Yayalara ekstra bir manzara dahi sunmayan köprüden geçmek uzun zaman alıyor. Londra’nın Trafalgar Meydanı ölçeğindeki meydan, çevresine uyum sağlaması amaçlanan ancak onu mahveden, gösterişli, geleneksel binalarla çevrilmiş. Ayrıca otomobiller, yayalar ve bisikletler için de tasarlanan bir dizi köprü de hayal gücünden uzak bulunuyor.

stockholm-plan-6

Nyrens Architects tarafından tasarlanan son projenin hiperrasyonel mekanları, 1960 ve 70’lerin Doğu-Blok’unu akıllara getiriyor. Bir dizi, göle doğru inen ezici teras projede baskın gözüküyor. Dev bir sergi binası da otobüs terminalinin üzerine yerleşiyor.

stockholm-plan-4

Ancak her bir tasarım için tek tek her ne düşünülürse düşünülsün, burada sergilenen fikirlerdeki çeşitlilik, özellikle kent plancılarının potansiyel bir politika değiştirme dönemine doğru ilerlemesine yardımcı olabilecek türdendir. Hükümetin kaynak sağlamanın yanında kentler için taze ve yenilikçi fikirleri desteklemesi de bu kapsamda büyük önem taşımaktadır.

Kaynak: The New York Times
Çeviri: Mimdap


Yorum yazmak için


  Avustralya’nın Melbourne kentindeki Penleigh ve Essendon Gramer Okulu’ndaki (PEGS) Müzik Merkezi, McBride Charles Ryan’ın (MCR) PEGS Kampüsleri genelindeki bir dizi girişiminin bir parçasıdır. 

Copyright © 2024 All Rights Reserved | Mimdap.org