Tasarım: Toyo Ito

Tama Sanat Üniversitesi, Tokyo banliyölerinde kurulmuştur. Ana giriş kapısından geçince, alan, küçüklü büyüklü ağaçlarla örülü bir ön bahçenin arkasında yukarı doğru bir eğimle yükselmektedir.Mevcut kafeterya, üniversite içerisinde öğrenciler ve çalışanların ortak kullanımındaki tek alandır. Bu nedenle tasarımda ilk sorgulanan konu “kütüphane olarak özelleşmiş bir tesis nasıl herkesin kullanımına açık tasarlanabilir?” olmuştur.

İlk fikir, zemin katta, içinden kütüphaneye girmek isteyen – istemeyen herkesin geçebileceği aktif bir geçiş noktası olarak tasarlamaktı.

Bu insanların binanın içinden rahatlıkla geçebilmeleri ve binayı görebilmeleri için, rasgele sıralanan kemerlerden oluşan bir yapı ile, yükselen zeminin ve ön bahçe görüntüsünün binayla birlikte devam ettiği hissi yaratmak düşünüldü.

Karakteristik kemerler çelik plakalarla oluşturulup betonla kaplandı. Planda bu kemerler, birbirini birkaç noktada kesen kıvrımlı çizgiler üzerine yerleştirildi. Bu kesişimlerle, kemerler tabanda oldukça ince tutulabildi ve buna rağmen üzerindeki katı taşıyabilir oldu. Kemer genişlikleri 1,8 ile 16 metre arasında değişti ancak uzunlukları 200 mm’de tutuldu.

Kemer sıralarının kesişimleri, farklı birimlerin yumuşak biçimde birbirinden ayrılmasını da sağladı. Farklı biçimlerdeki raflar, çalışma masaları, duyur olarak kullanılan cam bölmeler, bu ayrı bölümlere hem kendine özgü bir karakter verdi, hem de görsel ve mekansal süreklilik sağladı.

Eğimli zemin katta, dergilerin son sayılarının bulunduğu büyük cam bir masa ile video izleme bölümü, öğrencilerin otobüslerini beklerken vakit geçirebilecekleri bir alan sağlıyor.

Merdivenlerden yukarı çıkıldığında, kemerlerin altında geniş ancak alçak kitap rafları görülüyor. Bu rafların arasında ise değişik boyutlarda çalışma masaları yer alıyor. Üzerinde son teknoloji ürünü bir fotokopi makinesinin bulunduğu geniş masada, kullanıcıların profesyonel düzenleme yapabileceği bir alan yaratılmış.

Değişik genişlikteki kemerler arasında yaratılan mekansal çeşitlilikle, ziyaretçinin kendisini gün ışığıyla doldurulmuş bir tünelin içinde hissetmesi sağlanmış.

Kütüphane, herkesin, bir ormanda ya da mağarada gezinir gibi, kitaplar ve filmler ile kendi stillerinde ilişki kurmalarını sağlayan bir alan; yalnızca içinden geçerken bile karşılıklı ilişki kurulabilecek pasaj gibi bir yer; yaratıcılığın yeni bir formunun başlayıp tüm sanat üniversitesine yayılacağı bir odak noktası yaratılmış.

Kaynak: Dezeen
Çeviri: Mimdap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir