Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mimarlık Fakültesinde bir diploma projesi. Yılmaz Kuyumcu AtölyesiBu yıl Yeni Yüzyıl Üniversitesi ilk mezunlarını verdi. Uzun ve zorlu bir süreçten ve 7 mimari proje, 2 yapı projesi, 2 şehircilik projesi, , 1 rölöve, 1 restitüsyon ve restorasyon projelerinden ve  1 uygulama projesi (öğrenciler yönetmeliklerle ilgili bir bölümden sonra hazırladıkları bir projeyi, belediye ve mimarlar odasından geçiriyorlar) 2 temel tasarım ve parametrik tasarım çalışmasından sonra diploma projelerini hazırlıyorlar. Tabi bu aşamaya gelene kadar CAD alanında bir çizim, bir BİM, iki modelleme programının eğitiminin dersler kapsamında verilmesinin de öğrencilerin kendilerini rahat ve doğru bir şekilde ifade edebilmelerinde ayrıca çok büyük katkısı var.

Yani hazırladıkları proje 16.ıncı çalışmaları. Kalite için hem öğrencilerin, hem ailelerinin, hem üniversitenin yoğun çaba gösterdiği bir sürecin sonu. Teori ile pratik arasında farklı dengelerin araştırıldığı bir dönemin bitimi.  Bu durum da şu soruyu gündeme getiriyor: mimari tasarımın teorik bölümü ile mesleğin pratiği arasındaki denge nasıl kurulmalı? Ya da başka  bir deyimle bu denge Yeni Yüzyıl Üniversitesi bağlamında ideale daha yakın bir denge mi? Bir başka soru: Bologna sürecinin çok hatalı bir yorumu sonucu bazı üniversitelerde dersler azaltılır, eğitim kalitesi düşürülürken yoğun bir mimarlık eğitimine odaklanmak, çalışmaları yayınlamak, tartışmaya açmak ülkenin mimarlık alanındaki gelişmesine katkı sağlayabilir mi? Bu ikinci sorunun cevabı kuşkusuz olumlu olacaktır. Eksik eğitim almış bir doktorun, mühendisin, mimarın ya da herhangibir meslek sahibinin topluma verebileceği zarar, yanlış bir yorumla, (asgari iken azami olarak yorumlanan) Bologna sürecinin maddi getirilerine değmez.

Birinci sorunun ise tartışmaya gereksinimi var.

Burada yer alan projelerin çok klasik bir başlangıç aşamaları var: Arazi verileri: ulaşım, manzara, rüzgar, güneş, alanının tarihi bağlamı, demiryolu ve karayolu ile çok özel durumunun incelenmesiyle çalışmalar başladı. İkinci aşamada dünyada mevcut örnek stadyumlar ele alındı ve her öğrenci bir örneği ele aldı inceledi ve sundu. FİFA’nın özel talepleri ve bu alandaki standartlar çalışmanın bir diğer konusunu oluşturdu. Bu aşama tamamlandıktan sonra plan çözümlerine geçmeden örtü ve kabuk kavramları üzerinde 20 şer alternatiften oluşan bir çalışma hazırlandı. Hemen ardından her alternatif için olasılı kesitler üzerinde duruldu. Bir başka çalışma konusu da her seyircinin uygun koşullarda ulaşması ve en iyi seyir koşullarında maçı izlemesinin sağlanmasıydı. Stadyumun eğimleri ve kesitleriyle ilgili çalışmalar dönemin ilk aşamasını oluşturdu.

İkinci ve en zorlu geçen kısmı çalışmanın çevre ile ilişkilerin kurulmasında yaşandı. Özellikle deniz kıyısından başlayarak ve demiryolu ulaşımının deniz ulaşımı ile birlikte hizmet vermesinin sağlanması çalışması, kotların düzenlenmesi, otoparkların yeryüzünde araç gözükmeyecek şekilde yeniden düzenlenmesi, kalabalıkların çevre düzenlemesi ile çelişmeden girip çıkabilmeleri, araçlarına ulaşmaları ve yan yolları kullanarak en kestirme ve süratli bir şekilde ana yollara ulaşabilmeleri dönem içinde üzerinde yoğunlaştığımız bir başka konu oldu.

Bir başka deneysel çalışma strüktür konusunun mimariyi etkileyen bir etken olarak ele alınmasıydı. Sadece yapının ayakta kalmasını sağlamasında değil aynı zamanda mimarinin, mekanın çok önemli bir parçası olmasında.

Öğrencilerin çalışmalarının yayınlanacağını bilerek çalışmaları konuya farklı bir yön getirmekte. Bunun yararları çok: eskinin bir çıta oluşturması, bireysel rekabet, bütünün iyi olması için dayanışma, tekrar tekrar kontrol etme zorunluluğu… görselleştirmeye önem verme bunlar arasında.

Eleştirilerinizin hem biz hem de öğrencilerimiz açısından çok büyük önemi var.

Eleştirilerinizi bekliyoruz.

.

 

Feza Sinem Deniz  (Resimleri büyütmek için üstlerine tıklayınız.)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

.

Pınar Bekaroğlu (projenin filmi için tıklayınız. Resimleri büyütmek için üzerlerine tıklayınız)

 

 


Alternatifler

Alternatif kesitler

 

 

 

 

 

 

 

 

.

Emre Temurlenk (projenin filmi için tıklayınız. Resimleri büyütmek için üstlerine tıklayınız.) Projenin tasarımı sırasında kullanılan çatı açılımı animasyonu için tıklayınız.

 

 

 

Kabuk etütleri

 

Kabuk kesit etütleri

Projenin nihai sunum paftaları

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

.

Orhan Keskin (Resimleri büyütmek için üstlerine tıklayınız)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

.

Fatih Kerem Altıntaş (Projenin videosu için tıklayınız. Resimleri büyütmek için üzerlerine tıklayınız)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

.

Osman Çetintürk (Projenin videosu için tıklayınız. Resimleri büyütmek için üzerlerine tıklayınız.)

 

 

 

 

 

 

 

 

.

Semih Türkcan  (Resimleri büyütmek için üzerlerine tıklayınız)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

.

Hilal Kahraman  (Resimleri büyütmek için üzerlerine tıklayınız)

 


 

 

 

.

Oğuzhan Bilgiseven  (Resimleri büyütmek için üzerlerine tıklayınız)

 

 


 

 

 

.

 İkbal Koç   (Resimleri büyütmek için üzerlerine tıklayınız)

 


 

 

 

 

 

.

 

 Zeki Güven (Fotoğrafları büyütmek için üzerlerine tıklayınız.)

 

.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

26 Comments

  1. Herkesin eline sağlık, hepsi ayrı güzel, keşke bu fonksiyon ile yapılsaydı, şu anda beton ile 30 ar kat perdeledi o bölge, denize ulaşmak için bir kaç huni var herhalde…😥

  2. Müthiş bir çalışma, bunun bizim ülkenin mimarlık öğrencileri tarafından yapıldığına inanmak mümkün değil. Jürisine katıldığım üniversitelerin hiç birinde bu profesyonel düzey yok. Bunların yanında proje karikatürleri gibi kalıyorlar. Şaşkınım, ancak kutlayabilirim elimden bu gelir.

  3. Öğrencilerim ,şimdi hepsi genç mimarlar,hepsi ile gurur duyuyorum,hepsi ile iyi kötü günler geçirdik ama çok çalıştılar yılmadılar,sonuç ortada,tüm projeler en az not alanından en çok not alnına kadar gerçekten çok zor bir konuda en ince detayına kadar canla başla çalışıp çizerek zoru başardılar,hepsi ile yürek bağım var yolları açık olsun ülkemizi gelecekte aydınlık günlere taşısınlar, sevgilerimle

  4. Şimdilerde yapılmak istenen gökdelenlerin (KOÇ+TOKİ) toplum için ne kadar anlamsız kaldığını da bu projeler vasıtasıyla görmüş olduk. Onun için de teşekkürler, gençler ve hocalarımız.

  5. Umarım gençler mezun olduktan sonra çoğu mimarlar gibi başkalaşım geçirip böceklere dönüşmezler. Çok güzel bir diploma projesi çalışması gerçekleşmiş, Türkiye için son derece umut verici.

  6. Projeler çok çok güzel. Çok ağır bir konu, ama öğrenciler altından kalkmışlar. Proje gerçekçi evet ama aynı zamanda halkın malı olan bu arsaya halkın kendisi için neler yaptırabileceğini anlattığı, gerçek mimarlığın ne olduğunu gösterdiği için de çok önemli. Yağmanın yaygınlaştığı, halka ait neler varsa haraç mezat satıldığı, peşkeş çekildiği bir dönemde alternatif sunduğu için bu çok çok önemli. Hocayı biliriz, gece gündüz sürekli peşimizdedir. Şimdi de anlaşılan öyle olmuş. Saygılar.

  7. Projeler çok güzel yalnız diploma için bu konu biraz fazla ağır. Ama başarmışlar. Demek ki iyi eğitim, çok çalışma en adı sanı duyulmamış üniversitede bile sonuç veriyor. Kutlarım.

  8. projeler gerçekten olgun. sunulan çalışma ortamı ve hocaların eleştiri zenginliği sayesinde iyi sonuçlar ortaya çıkmış. tebrik ederim.

  9. Çok güzel projeler. Diploma için bile olsa ağır bir konu verilmiş. Ancak tüm projeler başarılı. Yer seçiminin doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü: deniz ulaşımı+karayolu+yaya ulaşımı+marmaray daha iyisi can sağlığı. Otoparkların da yer altına gizlenmesi bence çok akıllıca ve başarılı. Sadece bazı projelerde sahil kısmına yeterli özen gösterilmemiş, daha çok bina yapmaya çalışmışlar ama bence mimarlık sadece bina yapmak değil onun çevresiyle ilişkilerini de kurmaktır. Hocalarını kutlarım. Ayrıca bu karanlık günlerde aydınlık projeler yapabilen, ufuk açabilen, topluma yol gösterebilen (tabi gören olursa) genç meslektaşlarımı kutlarım. İyi ki varlar.

  10. Türkiye’de mimarlar eğitim yaparlar, arada sırada bina yapanlar da çıkar. Türkiye’de sürekli, durmadan, dinlenmeden, düşünmeden, proje yapmadan bina yapan iki kesim vardır. Bunlardan ilki politikacılardır, (onlar zaten herşeyi bilirler, seçilmek onlar için yeterlidir.) birde milletin anası ile ilgilenen müteahitler. Mimarlar büfeciler, memurlar, galericiler, arada hocalar gibi alanlarda çalışırlar.

  11. O kadar gariban kaldık ki mimarlık alanında, şuradaki öğrenci projeleri bile bize cennetten projeler gibi geliyor. Kendi kendime düşünüyorum. Mecideyeköy’ün göbeğinde, iki şeritli bir yola mahkum stadda kaç maç izledim. Kaç defa iki katlıya bineceğim diye insanlarla kavga ettim. Metro yapıldığı zaman sırf bu maçlara kolay gideceğiz diye sevinmiştim. Taypi efendinin mimarlık kestiği bir ülkede, çılgın projelerle hepimizi delirttiği, ulaşımı olmayan havalimanları planladığı hemde yüzbinmilyon kişiye bu öğrencileri gönülden kutlarım. Hocalarına da diyeceğim şu: bunları madem öğrencilerinize bile yaptırabiliyorsunuz, neden yapmıyorsunuz? Mustafa Dost

  12. Yüksek binalar konusunda haklısınız. İnsanlar çevremde bir kat üste çıkmak için kavga ediyorlar. (Kentsel dönüşümdeyiz) Sanıyorum bu alanda hem marmaray istasyonu (yaklaşık 30000 kişi saat), TEM/E5/Sahil yolu bağlantısı ve Sahil yolu var. Üstüne üstlük denizden ulaşama da müsait. Bakırköy Zeytinburnu bağlantısını yapan İstanbul Caddesini saymıyorum bile. Bu yeri iyi biliyorum çünkü hemen arkası Veliefendi ve orada her yarış günü biraraya gelen onbinlerce insandan biriyim. Bütün bunlar yok iken bile ulaşım sorunu yaşamıyorduk. (eğer cebimizdeki tüm paraları beygirlere yatırmadıysak) Sanıyorum gençler buradan daha iyi bir yer bulamazlardı. Yeterli alana gelince orada bizim cehaletimizden kaynaklanan projeye güvenmeme durumu ortaya çıkyıor. Projelerde ölçüler var ve bunlardan gördüğümüz kadarıyla da sığıyor.

  13. Ulaşımı kalabalık bir yer dolayısıyla futbol stadyumu yapmak için yer seçimi uygun değil bence. Orada futbol stadyumu yapılabilecek yeterli alan olduğunu düşünmüyorum.
    Yüksek binaları sevmeyen biri olarak söylüyorum, insanlar bu yüksek binalardan satın almasalar yapılmazlar herhalde. İnsanımızın profili böyle ki, talep var ki yapanlarda yapıyorlar yüksek binaları.
    Birey olarak bilinçlenmemiz gerek, biz nasıl isek öyle yönetiliriz. Çünkü yönetenler de (içimizden insanlar) bizleriz.

  14. Bu çalışmayı anlamak için usta filan olmaya gerek yok yeni yasalar lazım:
    1.Kamu arazileri ve binaları satılamaz, kiraya verilemez ancak kamusal amaçlarla kullanılır.
    2.Hiç kimse, hiçbir parti, hiçbir politikacı kendisine kanunlar tarafından verilen yetkileri kişisel çıkarı için kullanamaz.
    3.Nitelikli mimari için ya dışarıdan mimar getirilmesi, ya da projelerin dışarıda denetlenmesi gerekir. Ülkemiz belediyeleri, koruma kurulları bu denetimi yapabilecek düzeyde değildir
    4.Mimarlık eğitimi en az 5 yıl olmalıdır. Ve her senesi dolu dolu geçmeli, tüm dersleri mimarlık bölümünden alınmalıdır.

  15. Baktığımız yer Zeytinburnu sahili, halen orada 30-40 katlı gökdelenler yükseliyor. Yanında yine AKP’nin il başkanlığı binası karşılığında verdiği imar izniyle İstanbul tarihi yarımada silüetini rezil eden gökdelenler var. Arkadakileri saymıyorum bile. Üstelik tüm bu alanlar kamunun giremediği özel şahısların yeşil sermayenin konutları. Bunların yerine genç öğrencilerin kamu arazisine kamu yapısı önermiş olmalarının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Zorluk konusuna gelince bence özellikle de şu gecekondu üniversitelerinde dersler kırpıldıktan sonraki duruma bakarsak YENİ YÜZYIL ÜNİVERSİTESİNDE (reklamı olsun diye büyük yazdım) doğru bir eğitim verildiğini söyleyebiliriz. Şehircilik açısından da Marmaray ile ilişkisi bence çok doğru, ayrıca deniz ilişkisi projelerde zayıf da kalsa yine de kısmen düşünülmüş ve çok doğru. Yanlış olan buradaki konu vs değil diğer uyduruk üniversiteler bence. Sayg

  16. Projeler çevre unsurlarını gözetmeden bakar isek gayet başarılı fakat İstanbul gibi Silüet ler şehri için fazla kaba, uyumsuz, ve saygısız. Le Corbusier bugün İstanbul için bir silüet çiziyor olsa ve altına şehir planlamacılara notlar yazıyor olsaydı eminim bu stadyumları görmezden gelirdi fakat sidney için bir silüet çiziyor olsaydı Sidney opera evini çizerdi . Bu kadar hitech binalar bence istanbula değil dubai ye yakışır. İstanbul siluetinden çok uzak yapılar olmuşlar.
    Bu kadar olumsuz eleştirinin yanında oldukça özgün tasarımlar ve yeni mimar arkadaşlarımızın estetik çizgileri oldukça etkileyici ve umut verici. Mimarlık 1 / 100 ölçekte etkileyici tasarımlara sahip binalar çizmek değildir. Bu kadar zor bir projenin bitirme projesi olarak verilmesi de genç mimar arkadaşlarımız için ayrı bir zorluk tabiki.

  17. Projelerin gelmiş olduğu olgunluk düzeyi, stadyum mimarisi için getirilen yeni açılımlar oldukça ilgi çekici ve güzel. Diplomasını alacak meslektaşlarımız açısından çok iyi bir deneyim bütün projeler. Projeleri olan meslektaşlarımızı ve hocaları Yılmaz Kuyumcu’yu kutluyorum.

  18. Özlüyorum:
    .Kente ve insanlarına değer veren mimarlığı, bu gün yapılan kenti ve insanlarını hiçe sayan mimarlık yerine,
    .kamu arazilerinin kamu için kullanımını, bunun yerine ticari meta sanılmasını,
    .çevreye saygılı mimariyi, çevreyi yok sayan mimari yerine. Öğrencileri kutlarım. Özlenen projeler yapmışlar, bir gün mutlaka…

  19. Bu projelerin yapıldığı yer şu an yaklaşık beş metre yüksekliğinde tahta perdelerle kapatılmış durumda. Ne yaptıkları belli değil. Gazetelerin yazdığına göre her biri yetmiş metre yüksekliğinde konut blokları yapıp satacaklarmış. TOKİ’ye yakışır. Gençleri kutlarım hem bu alanın halk için nasıl kullanılabileceğini gösterdiğiniz için hem de projelerinizin düzeyi için.

  20. Parametrik tasarım sonunda projelerde kullanılmaya başlamış hadi hayırlısı.

  21. Dr.Sinan Genim’in güzel bir yazısı var Milliyet gazetesinde. Yazı Mimdap’da da yayınlanmış. Gençlerin okumasını tavsiye ederim. Onun bitiş bölümünü sanıyorum hoş görürler, hatırlatmak istiyorum.
    “Sadece tasarım önemli değil
    Günümüzde mimar olmak isteyenleri bekleyen en önemli güçlük tasarım değildir. Kişisel olarak ülkemiz insanının ve özellikle genç neslin yetenek ve çalışma açısından bir eksiği olduğunu hiç bir zaman düşünmedim. Bizim ülkemizin insanları gerçekten yetenekli ve yaratıcılar. Yeter ki onların önüne koyduğumuz ve koymaya devam ettiğimiz engelleri kaldıralım. Bu nedenle gelecekte mimar olmak isteyenlerin yalnızca tasarım yaparak değil, giderek artan bürokrasi ve emredici buyrultularla da başa çıkmaları gerekiyor. Bunun içinse çok yoğun bir çaba göstermeleri ve büyük bir enerjiye sahip olmaları şart. Devlet kademelerinde proje onaylatmak hiç kimseyi mimar yapmaz. Mimar yapı yapan, çağının ötesinde geleceğe kalan ve gelecekte yaptıklarını görecek veya onların içinde mutlu bir şekilde yaşayacak insanların beğenisini sağlayacak insandır. Yaşarken kazanılan şöhret, kişinin gelecekte mimar olarak anılmasını sağlamaz.
    Bu nedenle gençlerin işi zor, zor bir işe girişiyorlar, eğer gerçek bir mimar olmak için bu zorluklarla uğraşmak istemiyorlarsa şimdiden kendilerine başka bir meslek seçmelerini öneririm.
    Sen taşla toprakla bir şeyler yaparsın o bir yapıdır.
    Birden bir şey yüreğime dokunur ah ne güzel derim.
    İşte o mimaridir.
    Le Corbusier
    Dr. M. Sinan Genim
    Kaynak: Milliyet” ve Mimdap

  22. Öğrencileri de hocalarını da kutlarım. Bir de mimarlık teknolojisini demek zorundayım. Ben Sümerspor sahasında top oynadım. Kış mevsiminde oynanan maçlarda ayağından çıkan ayakkabısını çamurda kaybedenler olurdu. Onun için maçın heyecanından önce ayakkabılarınıza hâkim olmanız gerekirdi.
    Öncelikle orada 60.000 kişinin stada gelip gitmesinin hesabı iyi yapılmıştır herhalde. Zira o yıllarda bile tribün olmayan, saha kenarından maç seyredilen bir saha olduğu halde kalabalık maçlarda tren istasyonunda birikimler olurdu.
    Projeler çok hoş görünüyorlar. Daha çok yurt dışında yapılmış bazı statlarda da görülen çatı kapamaları buradaki projelerin bazılarında da var. Fazla detayların olduğu çatıların sahaya düşen gölgeleri de fazla detaylı olmaktadır. Ben sahada da tribünde de bulunmuş bir insan olarak, bu gölgelerin sahadaki oyuncuları da tribündeki seyirciyi de mutlu etmeyeceğini sanıyorum.
    Bir de fonksiyonellik olarak Fransa’da olan bir statta yapılanı beğenmiştim. Az seyirci olan maçlarda tribünlerin üst kısmı aşağı indirilerek, seyircinin kalabalık olduğu duygusu yok edilmemiş oluyordu. Stadı gördüm ama olayı izlemedim. Ancak sahadaki oyuncular için iyi bir çözüm sanırım. Bu anlamdaki çözümler de görünüşler kadar önemli mimarlık devrimleri bence.
    Neyse eleştiri yapın dediğiniz için yaptım. Projeleri beğendim.
    Arif Atılgan

  23. ben çok başarılı buldum bütün projeleri. konu oldukça önemli bir spor yapısı ve her proje kendi farklılığını yeni mimari dille ortaya koyabilmiş. proje yürütücüsü hocalarını da kutluyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir