Tek Kapılı Hanın restorasyonu aslında bir yenileme projesi özelliğini taşıyor. Büyük oranda yapının eskiye ait malzemelerinin değiştirildiğini, projesine göre yeniden yapıldığını görmek mümkün.

Hem tarihi bir yapıyı canlandırma çabasının hem de geçmiş zamanlarda var olmuş bir yapının bugün yeniden yapmanın oldukça zor olduğu gerçeğini unutmadan ve şu anda gerek binanın sahipleri gerek se projesinden uygulamasına kadar eseri ortaya çıkarabilmek maksadıyla çalışanların emeklerinin önemli olduğu gerçeğini unutmadan bazı eleştirel konulara da girmek gerekir.

 

 


Tek Kapılı Han’ın eski görünümü

Tek Kapılı Han geçmişte gerçek anlamda bir “han” fonksiyonu taşımış, üst katta ahşap olan bölüm bugünün bir konaklama birimi, oteli olarak işlev görürken alttaki kattaki tonozlu yığma taş hacimler hayvanların bağlandığı ahırlar olarak düşünülmüştür. Bunlardan daha yüksek tavanlı olan tonoz ise develerin bağlandığı ahırlar olarak zamanında hizmet vermişlerdir. Bu gün de korunan avlu malların indirilip-yüklendiği, her türlü hazırlığın yapıldığı çok amaçlı bir çok işlevin mekanı olmuştur. Klasik han plan şemasında olduğu gibi alt kat mutfağın, aş evinin ve depolamanın da günün şartlarındaki adresleridir.

Eski zamanlar Antalya Kalekapısı bölgesi

 

Projesinin bir mimarla başlayıp bitmediği, birkaç müellif ile devam ettiği anlaşılan Tek Kapıl Han için Nejat Üreyen Mimarlık Mühendislik firmasının hizmet verdiği, şantiye ve sorumluluğu daha sonra Vedat Ergün’ün yürüttüğü bilgisine ulaşılmaktadır.

 

Bugün Tek Kapılı Hanın üstten görünüşü

 

Antalya Kentiçi Dönüşümü

 

Özellikle Kalekapısı bölgesinin dönüşümü bundan yıllar önce 1991 yılında açılan “Kalekapısı Kentsel Tasarım Yarışması” ile başlandığı söylenebilir. Burada birinci gelen proje tam anlamıyla uygulamaya sokulmamış olsa bile bu yarışma ile ele alınan temel kararlar yıllar içinde yürürlüğe girdi.

 

Tek Kapılı Han eski durumu

Mesela eskiden Şarampol Caddesi trafiği olan bir caddeyken ilk olarak bu cadde yayalaştırıldı. Sonra “dönerciler çarşısı” denen bölgede yarı kapalı kamusal alan ve yayalaştırmalara gidildi. 4.Vakıf Han binası tarihi dokunun içinde çok yüksek bir kitleydi ve bu yıkılarak ortadan kaldırıldığı gibi aynı sırada İşbankası’na kadar giden tek katlı Cumhuriyet dönemi yapılan dükkanlar yıkıldı ve ardındaki hamam ve hanlar ortaya çıkmaya başladı.


Tek Kapılı Han yıkım anı ve yeni yapılan inşaat

Cumhuriyet meydanının düzenlenmesi, hükümet konağı binasının yıkılması ve o alanın peyzaj ve park alanı olarak değerlendirilmesi ile o bölgeden Kalekapısı’na kadar olan hattın yayalaştırılması yapılan son düzenlemeler olarak sayılabilir. Antalya’nın simgesi Kalekapısı bölgesinde yayalaştırma, trafik düzenlemeleri ile eski hanlar bölgesini kapatan yapılaşma yıkılınca onun ardındaki ticari bölgenin de eli yüz açılmaya, onların yenilenmesine başlanmış oldu. Tek Kapılı Han bu bölgenin tarihi hanlarından biri olarak kendini dönüştürüp bugün hayatta kalabileceği, yenilenerek kullanımda kalma deneyini yaşamaya çalışan bir yapı.

Tek Kapılı Hanının yapımının yan sokaktan görünümü

 

SÜRECE DAİR…

Antalya Mimarlar Odası kentteki gelişmelerin hem takipçisi hem de onların oluşumunda kamu adına eleştiri ve yorumlarıyla bazen de teşvikleriyle rol alıyor.

 

Tek Kapılı han yapılırken ayrılan giriş bölümü, ne kadar yetersiz…

 

Kent merkezindeki bu gelişi Mimarlar Odası Antalya Şubesi şu şekilde özetliyor: “Vakıf İşhanı’nın yıkılması bu bölgede yapılacak çalışmalarla tarihi Pazar Hamamı’nın, İki Kapılı Han’ın, Tek Kapılı Han’ın, bölgedeki sivil mimarlık örneklerinin açığa çıkarılması, Vakıf İşhanı’nın karşı sırasındaki dükkanların cephe düzenlemeleri ve sağlıklaştırmaların yapılması, okulların ve hastanenin yıkılarak bu alanın açık alan olarak düzenlenmesi, yeşillendirilmesi, bu alanın yaşamasına yönelik çok az yapı yoğunluğuna sahip kafeteryalarla desteklenmesi, Antalya Kent Merkezi’nin canlanmasında büyük katkısı olan, turistlerin her saat ziyaret ettiği salaş yapılarla hizmet veren Doğu Garajı’ndaki Altın Portakal esnafının, bu alanın altında yapılacak 2 katlı çarşıya taşınması (ülkemizin diğer kentlerinde yaşanan dönüşümlerin aksine amaç bu yapıların yerine rant tesisleri yapmak değil, meydan yeşil alan kazanımları ve yaşamın sürdürülmesine olanak sağlamaktır, esnafa başka bir yer bulunmaması halinde bu iki kat çarşı yapılmayabilecektir), yarışma sonucu elde edilen ve şu anda çarşıda barınan geleneksel el sanatlarıyla uğraşan esnafın yer alacağı Demirciler Çarşısı ve çevresinin bu alanlarla bütünleştirilmesi ile ilgili projeler hazırlanmıştır. “

 

Tek Kapılı Han yenilemesi bitmiş hali

Tek Kapılı Han Restorasyonu

Antalya basınında sık sık yer verilen Tek Kapılı Han için bakın ne tür haberler yayınlanmış:

“Antalya’da yaklaşık 100 yıllık bir harabe olarak kentin göbeğinde bulunan Tek Kapılı Han’ın restore çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Kurban Bayramı’na bitirilmesi planlanan Tek Kapılı Han, resmi bir törenle hizmete açılacak.

 

Açık avludan bir görünüm

 

Antalya’nın göbeğinde bir mezbelelik olarak yıllardır onarılmayı bekleyen Tek Kapılı Han, mal sahibi olan Özturan Ailesi’nin oğulları müteahhit Fikret Özturan tarafından restore ettiriliyor. Restore çalışması 1 Ocak’ta başlayan Tek Kapılı Han, geçmişteki dokusuna zarar verilmeden aslı gibi onarılıyor. Restore çalışmaları hakkında bilgi veren Mimar ve şantiye şefi Vedat Ergün, restore çalışmaları için Anıtlar Kurulu’ndan gerekli izinlerin alınmasının ardından Muratpaşa Belediyesi’nden de ruhsat aldıklarını ve çalışmalara 1 Ocak itibariyle başladıklarını söyledi.

 

750 traktör moloz atıldı

Tarihi bir yapıya sahip olan Tek Kapı Han’ın içerisinde 750 traktörlük moloz çıkardıklarını açıklayan Ergün, “Han 100 yıllık bir haberiydi. Antalya’nın kendine özgü taşları olan falez taşları restore çalışmaları yaparak, tarihi hanı yeniden ayağa kaldırdık. Bu çalışmalar 30 kişilik bir ekiple yapılıyor. Avlu kısmını andezit taşla kaplayacağız ve 2 tane ahşap merdiven ile Tek Kapılı Han’a son şeklini vereceğiz. Avlu’nun üstü açık kalacak” şeklinde konuştu.”(Antalya TV, 4 Ekim 2010)

 

Görüldüğü gibi kentin ortasında kalmış bir mezbeleden, yüzyıllık harabeden ve onun yerine doğru dürüst bir iş yeri yapılmasından bahsedilirken biraz da basının küçük sansasyonel yaklaşımını hafif abartılı bir dille sürdürmesi dikkatimizi çekiyor.

 

Tek Kapılı Han açık avludan başka bir açıdan görünüm

 

Başka bir haber, Esin Kümbetlioğlu tarafından Antalya Expres’te şu şekilde çıkmış:

 

“Şartlı tahliye yapıldı

Restore çalışması öncesi şartlı tahliye yapıldığına dikkat çeken Mimar Vedat Ergün, “Tek Kapılı Han’da 50 bağımsız bölüm var. Çift katlı bir yapı. Alt katlar halka hitap eden derici, kuyumcu gibi dükkanlardan oluşuyor. Üst katlar ise yemek satışı yapılan ve ofislerin bulunduğu bir alan olacak. Alt katta bulunan dükkanlardan 27 işyeri şartlı tahliye edildiği için restore çalışmasının tamamlanmasının ardından bu kişiler dükkanlarına geriye dönecek” şeklinde konuştu.

 

Açılışı Kurban Bayramı’na

1500 metrekarelik (1,5 dönümlüm) alanda Tek Kapılı Han’ın ilk yapıldığı gün ki özelliklerinin korunduğuna dikkat çeken Ergün, “Tek Kapılı Han’ın restoresini Kurban Bayramı’na kadar biterek resmi törenle açılışını yapacağız. Proje yönetici başkanı Doç. Dr. Emre Madran. Antalya’ya bir tarih daha kazandırıldı. Turizm kenti Antalya’da artık turistlerin gezebilecekleri tarihi bir han daha ortaya çıktı” şeklinde konuştu. “

 

Burada da Antalya’daki kurul uygulamaları, kurul üyesi bir hocanın Tek Kapılı Han için söyledikleri dikkate alınarak yapılan restorasyon bir anlamda tanıtılmaktadır.

 

Alt kat dükkan düzeni

Tek Kapılı Han Gözlemi

Biz mekanı görüntülediğimizde (bundan iki ay kadar önce…) ticari işlevine yeni başlamış olan hanın alt katı tamamına yakın dolu ve tutulmuş olduğu halde üst katta ticari işlev tam olarak başlamamış ve “dükkan” olacak hacimler boştu.

 

Tek Kapılı Han Girişindeki Küçük ve “büyük” dükkanların bir anlamda hanı boğması

 

Antalya kentiçi esnaf ticaretinin zannedilenin ötesinde, turistik şehir efsanesinin ardında gizlenmiş biraz yoksun, biraz fakir biraz da istismar edilmiş yönleri olduğunu gözden kaçırmayalım. Turizm gelirleri kent içine yeterince uğramadığı için kent esnafı bu gelirden faydalanmadan yeterli birikim ve kaliteye bir türlü ulaşmak mümkün olmamaktadır. Yılda milyonlarca turist gelen Antalya’da turistik alışverişin kapalı devre sistemi ile kent dışı odaklarda gerçekleştirilmesinin Antalya tarihi çarşısı ve turizm yerlerinin es geçilmesinin sorunlu bir durum olduğunu saptamakla geçelim.

Alt kat dükkan düzenine başka bir açıdan bakış

 

Dolayısıyla, Antalya’nın en merkezi yerlerinden birinde hem de tarihi bir eserin canlandırılmasıyla daha özellikli olması gereken bir mekana baktığımızda kurulan iş yerlerinin bu yenilenmiş yapıya çok uygun düşmediğini belirtmeliyiz.

 

Turizmden anlaşılan çeşitli ülkelerin bayraklarının ipe dizilmesi değildir herhalde. Üstü açık avlunun kullanılışı, bir marka dondurmacısının açtığı şemsiye, satıcıların dükkanlarının dışına fırlamış olmaları ve mallarını yığınlarla dışarıda gösterme çabaları ne yazık ki olumlayamayacağımız görüntüler. Mağazaların isimleri de öyle. Böyle bir restorasyon sonucunda tarihi mekana yaraşır bir “tabela” figürünün içinde olmalı ve böyle bir düzen sağlanmalıydı.

 

Hanın üst katına çıkan ahşap merdiven

 

Hanın “tek kapılı” olmasına rağmen Kalekapısı meydanına bakan tarafındaki küçük dükkanlardan hiç vazgeçilememiş. Hanın “girişi” neredeyse yok denecek daracık bir yola bırakılmış. Muhtemelen bir özel mülkün hanın önünde yer alması bu sorunu yaratmaktadır ve ancak, böyle bir han kompleksinin restorasyonu gibi zor bir işi yapıp önündeki bütün girişi tıkayan iki küçük dükkancığı mülkiyetine katamamış ya da o mülklerle birlikte hak sahipliği ilişkisi kurarak “tek kapılı” hanın girişinin ferahlatılmasının başarılamamış olması önemli bir eksiklik sayılmalıdır.

 

Hanın üst katında henüz çoğu boş ticari mekanlar

 

Üst kattan avlunun görünüşü


ELEŞTİRİLER

Bugüne taşınmaya çalışılan Tek Kapılı Hanın uygulama titizliği, detayların çözümü, yeni malzemelerin geçmiş formlara uyarlanmasında ustalıklar gibi tarihi yapı yenilemelerindeki kaliteyi arttırabilecek konularda bazı sıkıntıları bulunduğunu belirtmek gerekir.


Alt katta eski taş tonozlu hacimlerin dükkan birimine çevrilmesi ve taş ile yüzeylerin kaplanması

Bunları şöyle sıralamak mümkün:

1. Eskiden taş tonoz alt kat hacimlerinin tümüyle dağıtılıp sonra  yeniden imal edilmesine ve avluya cephe veren yüzeylerinin “eski örneklerine dayalı” şekilde tekrar taş kaplanmasına rağmen bu kaplamanın tavanın biraz altında bitirilmesi, taş kaplı yüzeyin altında betonun olduğu bilgisini yansıtmaları olumlu sayılacak bir yaklaşım. En azından gerçeği saklamıyor, eski tonozlu bölümleri restore etmedim, yıkıp ona benzer şekilde yeniden yaptım diyor.

 

 

Tek Kapılı Han genel görünümü

2. Yine alt kat dükkanlarının eski han kullanımındaki ahır kapı ve cephe kapakları buraya uygulanamayacağından doğraması ince tutulmuş cam ile örtülmesi dünyada denenen bir tavır olarak olumlu.

3. Açık alandaki ahşap kullanımında yöresel sıcak-yağışlı koşullara karşı yeterli dayanımı gösterecek özellikte olmayan ahşap kullanımı görülmektedir. Döşeme kaplamaları ve korkuluklarda bazı sorunlar dikkati çekmektedir ve ahşaplarda dönmeler başlamıştır.

 

Hanın üst kat ve alt kat panoraması

 

4. Ahşap işçiliği restorasyon-yenileme fikrinin gerisinde kalmış görünmektedir.

5. Yapının aydınlatması için yenilemeye uygun bir proje çalışması yapılamadığı, genel aydınlatma için dikmelere konulan sokak tipi düşük profilli aydınlatma elemanlarının yetersizliğinden dolayı, ahşap balkonun altına çok ucuz çıplak “tasarruflu” ampullerin takılması, orta avlunun halojen büyük boyutlu spotlar ile yapılması… yetersizlik ve gereksizliğin yan yana gelmiş olduğunu gösteriyor.

 

Tek Kapılı Han alt ve üst kat görünümleri

Hazırlayan: Hasan KIVIRCIK

16 Comments

  1. Duygu hanım,
    Antalya Koruma Kuruluna (Kaleiçi’nde biliyorsunuz) giderek, tez konunuzu bildirirseniz, ilgili raportör dosyasından size gerekli dökümanı çıkaracaktır. Biliyorsunuz burası 2010 da restorasyon geçirdi, önceki durumu rölevesi ve eski belgeleri mutlaka kurul dosyasında vardır.

  2. Tek Kapılı Han hakkında ege üniversitesinde bitirme tezi yazıyorum. Han planına nasıl ulaşabilirim?

  3. Ne yazıkki Han sahiplerinin tadilattan sonra eski kiracıları tekrar hana getirmesi yanlış bir uygulama olmuştur.Tarihi Tek Kapılı Han’ın tekrar turist çekebilmesi ve cazibe merkezi olabilnesi için Tarihi dokuya uygun Konsept olar
    ak belli bir mesleğe bağlı esnaflara verilmesi gerekiyordu,bu yanlışdan dönnek sanırım uzunca bir zaman alacaktır.

  4. Bu hanın Kalekapısı bölgesinden görünür hale getirilip öndeki dükkanların azgın vitrin reklam biçimleri düzenlenmesi yapılması lazım.

  5. tarihi hanın restore edildiği gibi kalmadığı, tüm emeklerin boşa gitmiş olduğu, tüm esnafın, dükkanları amacına uygun olarak istediği biçimde evirip-çevirdiği, devlet dahil kimsenin buna bir ‘dur’ demediği ortada. Yağmura-güneşe karşı koruma amaçlı yapılmış derme-çatma bıranda örtü en büyük görüntü kirliliği.
    Hanın etrafının diğer yapılardan temizlenmesi gerektiği ve bunun yapılabilirliği ayrı bir sorun. Yazık… Güçlü ve ciddi bir el uzanana kadar da yazık olacak. Kalırsa…

  6. restorayon iyide, dukkanlar ayni sefil, alanya marmaris carsisi. Duvari tasla kaplamissin adam suntadan ayakkablik yapip cakma markalari doldurmus. Ortama uygun bir semsiye yerine dondurmacinin cirkin sakil semsiyesi konmus. bina yine ikinci planda kalmis ön planda cirkinlik.

  7. herşey süper olmuş 5 sene ewwel harabe gibi bir yerdi toplamıda 10 yada 13 dükkan vardı şu anda nerden baksan 40 yda 50 tane vardır ama bn şöle düşünüyorumki doganer kuyumcusunun ordaki girişi birazdaha genişletilrse cok güzel ve ordan gecen insan larda içeriye girmek ister ve alış veriş yaparlar herşey için teşkkrlr.

  8. ticaret her şeyin önüne çıkıyor. ama onu da layığı gibi yapsalar zaten daha iyi para kazanırlar ve bu dükkanların pejmurde görünümü ortadan kalkar. bir ucuzluk var ki sormayın gitsin. çevreyi ucuzlatınca daha çok kar edeceğini düşünenler zarar ettiklerinin farkında değiller. bu restorasyon daha üstlerde olabilirdi. işin kolayına kaçılmış o da ortamı ucuzlatmış bana göre.

  9. Korumanın ve yenilemenin kuralları dahilinde yapılan çalışmayı genel manada olumlu buluyorum. Mükemmelliyetçilik güzelin ve olması gerekenin bazen düşmanı haline geliyor ve hiç birşey elde edilemeiyor.

  10. Ben bir anlamda, yapılan çalışmanın doğru olduğunu düşünüyorum.
    artı ve eksiler tartışılmalı!
    beni asıl rahatsız eden, ve anlayamadığım? avlunun yer döşeme malzemesi! ve ortada hiç bir yeşil alan bırakılmaması.
    bir toprak parçasının oradaki sıcak havayı absorbe edebileceğini hiç düşünülmemesi! sandalye ve masalar ise oranın dokusuyla tamamen ters diye düşünüyorum.
    fakat bunlar için geç olduğunu düşünmüyorum.

    kesinlikle düzeltilebilinir.

  11. O kadar “bilimsel” yaklaşımlarınız sayesinde bugün neredeyse ortada korunacak birşey kalmadı ortada Melek hanım. Tek kapılı hanın herşeyi doğru demek istemiyorum zaten bu metinde eleştirilerde yapılmış. Fakat mantık olarak ya böyle olu yoksa “bilimsel” olmaz diye ayrım yapılınca gerçekten işler karışıyor.

  12. yapılacaksa bilimsel olanı yapılısın. gerçek anlamda restore edilsin. herşeyi yıkıp ortadan kaldırıp sonra betondan tonoz yapıp üstünü taş kaplamak da ne? eski hanın detayları nerde mesela? bu bir hayali eski han ve yapılan çalışma bilimsel değil. kurul göz yummuş bence. kurul üyeleri onayladıkları projenin yapılmışını gördüler mi acaba?

  13. Antalya’da bu hanın eski halini biliyorum. Bu dar sokaklı çarşı Vakıf Hanın yüksek katlı binasının arkasında kalırdı. Ayakkabıcıların yoğun olduğu bu sokak ön sıra yıkılınca giderek kuyumcuların sıralandığı bir çarşıya döndü. Tek kapılı han berbat halde, bekar amelelerin ve sokak satıcılarının yattığı yerdi. Kelimenin tam anlamıyla handı yani.
    Bugünkü hali çok iyi bana göre. Kurtulmuş diyebilirim bu tarihi silüet.

  14. Ben yerine getirilen çabayı olumlu buluyor iyimser bakıyorum. Bazıları kırk kırk yarıp “uzman restarotör” sıfatı takınıp çok şey sıralayabilir. Bir kısmı da diyelim doğru olur bu söylenenlerin ama işte Antalya gibi bir yerde yıllardan 2010 tarihi bir hanı kentin orta yerinde haberde söylendiği gibi mezbele göünümünde. Yanabilirdi burası mesela. Geride ne kalırdı o zaman? Çok yer var el atılacak. Hepsinde ortak altı çizilecek nokta bunların bugün yaşamasıdır. Yaşamayan işler daha büyük problemdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir