Uluslararası sermayenin yaşadığı kriz içinde, 29 Mart yerel seçimlerini karşılıyoruz. Kendi aralarındaki “Teğet mi geçti?” yoksa, “12’den mi vurdu?” tartışmalarının biz emekçiler için bir anlamı yok. Bu seçimlerin “yol, su, elektrik” olarak değil ama “işsizlik ve hak kayıpları” olarak bize geri döneceğini biliyoruz.

“Başka Bir Dünya ve Başka Bir Türkiye” isteyenler için yerel seçimlerde ortak bir yürüyüş sergilemek dışında temel başka bir yol da yok gibi.

Kenti sahiplenme ve mahallelerden başlayarak emekçilerin kent yönetimini üstlenmeleri doğrultusunda kolları sıvamadan önce bilgilerimizi, deneyimlerimizi, geleceğe dair bakışımızı ortaklaştıracağımız bir sempozyum düzenlendi.İstanbul Bilgi Üniversitesi’nde 17-18 Ocak günlerini kapsayan uluslararası sempozyuma; üç yabancı belediye başkanı ve sorumlusu ile yerli bir belediye başkanıyla; adaylar ve çok sayıda belediyenin yetkililerini yolladığı etkinliğe, mahallelerden ve akademik çevrelerden de etkin bir katılım oldu… İstanbul Birlikte Başarabiliriz Platformu’nun bir etkinliği olarak yapılan programın sonunda bir de ‘Sonuç Bildirgesi’ de yayımlandı. Çalışmayı sürdüren grup; bu çalışmaları atölyeler üzerinden sürdüreceğini belirtiyor…

Salonun fuayesinde RED Fotoğraf Grubu’nun ‘Kent Suçları’ sergisi, program aralarında ise Başka Kültür Evi tarafından hazırlanan ‘Arka Bahçede Yıkım’ ve İMECE Şehircilik Hareketi tarafından hazırlanan ‘Göç’ isimli kısa filmler gösterildi.

İki günlük programda, ‘Kente Bakış’, ‘Yerel Mücadeleler’, ‘Yerele Bakış’ ve ‘Forum’ başlıklı bölümlerle birlikte yerli/yabancı belediye başkanlarının katıldığı panel yer aldı… Panellerin son bölümüne girilirken Boğaziçi Üniversitesi’nden Kerem Morgül’ün ‘Fatsa Deneyimleri’ başlıklı sunumunun ardından; Metin Yeğin’in Latin Amerika deneyimlerini aktardığı oturumda; Leyla Güven, Küçükdikili Belediye Başkanı (DTP), Seyhan-Adana; Norbert Ludtke, Berlin – Marzahn Hellersdorf Belediyesi (Sol Parti); Cornelia Reniauer, Berlin – Friederichshain Kreuzberg Belediyesi eski Belediye Başkanı (Sol Parti); Viktoria Vatousi, Atina – Petroupoli Belediye Başkan Yardımcısı (Synaspismos) deneyimlerini anlattı…

Başka Türlü Bir Kent…
Birlikte Başarabiliriz Platformu’nun 17 – 18 Ocak 2009 tarihinde gerçekleştirdiği “21. Yüzyılda Sosyal Belediyecilik Sempozyumu”, geçmişten bugüne, bugünden geleceğe, sokaktan mahalleye, mahalleden kente, ırkçı ve cinsiyetçi olmayan, özgürlükçü, eşitlikçi, demokratik, söz ve yetkinin halkta oluğu katılımcı bir yerel yönetim anlayışına dair deneyimleri paylaşmak, yarını bu deneyimler ve ütopyalarımız üzerinden inşa etmek ve bu alanda sözümüzü çoğaltarak yükseltmek amacıyla tasarlandı.

Niyetimiz, kapitalizmin kentsel alanda ürettiği sorunları, işsizlerin ve iş bulma umudunu yitirenlerin, yoksulların, emekçilerin hak ve ihtiyaçları doğrultusunda tekrar ele almak ve bu sorunların toplumsal alanda nasıl yanıt bulduğunu ortaya koymak; noktasal sorunlar etrafında oluşmuş mücadelelerden ortak söz üretebilmek ve ortak eylem olanaklarını açığa çıkarmaktı. Bu olanakları 29 Mart 2009 yerel seçimlerine ilişkin değerlendirmek ve sermayenin emekçi sınıflara saldırılarını bu alanda karşılayabilecek birleşik örgütlenme olanaklarının araştırılmasına katkı sunmaktı. Yani sözün özü: birlikte konuşmak, birlikte tartışmak ve birlikte başarmaktı.Kentlerimizin resmini, yerleşim örüntüsünü bugün yeniden düzenleyen, kenti mekân ve mülkiyet açısından kendi ihtiyaçlarına göre yeniden örgütleyen kapitalizmin neo-liberal belediyecilik anlayışı karşısında, şeffaf, adil ve katılım olanaklarını çoğaltan bir yerel yönetim anlayışına ihtiyacımız olduğundan hareketle sempozyumda; mekân, yerleşme, kent, belediyecilik meselelerine ve bu alanda yürüyen toplumsal, sınıfsal mücadelelere dair kuramsal katkı sunan bilim insanlarını, alandaki mağduriyetlere karşı yürütülen mücadelelerin örgütlü temsilcilerini (dernekler, platformlar, inisiyatifler) ve yerel yönetimi ‘başka türlü’ algılayan siyasi çevreleri bir araya getirmeye çalıştık.

Kente bakış başlığını koyduğumuz ilk oturumda, kapitalizmin bugünkü küresel döneminde sermaye, devlet ve emek arasındaki ilişkiler yeniden biçimlenirken bu biçimlenişin kentsel alandaki yansımaları, kentsel mekânın yeniden paylaşılması sırasında yoksulların, emekçilerin dönüşen kentteki yeni konumları, başka bir kent ve başka bir gelecek mümkün diyenlerin bu çok doğalmış gibi gösterilen sürece müdahale olanakları konuşuldu.

Bundan sonraki yerel mücadeleler oturumunda bu sürece ancak örgütlü müdahale etmenin mümkün olduğunu, bunu da en küçük ölçekten başlayıp bütünü hiç gözden kaçırmadan yapabileceğimizi bize her seferinde yeniden hatırlatan yerel mücadele deneyimlerini dinledik. Bütün bu deneyimleri yan yana görmek bile bize ancak birlikte başarmanın mümkün olduğunu yeniden gösterdi.

Yerele bakış adını koyduğumuz oturumda biraz da bizim başka türlü bir kenti tasarlarken referans aldığımız, alacağımız, kentin sorunlarının çözüm olanakları üzerinde düşünen, müdahale eden kesimlerinden deneyimler aktarıldı.Son oturumda da, tüm bu deneyimlerin ışığında yerel yönetim anlayışını kapitalizmin bize sunduğu sınırların ötesinde algılayan ve gerçekleştiren yerel yönetimlerin mümkün olduğunu gösteren, belediye teşkilatını ve başkanlık makamını bu mücadelede mağdurların kullanabileceği demokratik bir mevzi olarak değerlendirme amacı güden yerel yöneticiler, bizden ve dünyadan deneyimler aktararak ufkumuzu genişletti.

Sempozyum; çok değişik alan ve kesimlerin sözünü kurabildiği bir zemin oldu. Barınma hakkından kültürel, tarihi, doğal mirasın korunmasına; engellilerin, kadınların, gençlerin ve çocukların istemleri doğrultusunda kentte var olma haklarından Tarlabaşı, Ayazma, Başıbüyük, Sulukule gibi mahalle derneklerinin kentsel dönüşüm mücadelesine, ulaşım, su, enerji ve sağlık sorunlarından kentsel hizmet üretenlerin çalışma haklarının düzenlenmesine kadar çok geniş bir yelpazede görüşler sunuldu, tartışıldı.

Sonuç olarak, yaşadığı mahallenin özgün problemlerine sahip çıkan, çözmeye çalışan, ama bunun yaşadığı kentin, ülkenin ve gittikçe küreselleşen dünyanın sorunlarından ayrı olmadığının farkında olan ve tüm bunları değiştirme gücünü taşıdığını bilen insanlar olarak geçmişe, bugüne ve geleceğe ancak ve gerçekten biz sahip çıkabiliriz.

Çünkü bu mahalleler, bu sokaklar, bu kent bizim…

Hep birlikte emekten, özgürlükten, demokrasiden, adaletten, barıştan yana başka bir dünyanın ve İstanbul’un mümkün olduğunu biliyoruz.

Bunun için ancak birlikte değiştirebiliriz, ancak birlikte başarabiliriz…

Katılımcılar
Mücella Yapıcı, Asuman Türkün, Hatice Kurtuluş, Murat Yalçıntan, Tarık Şengül, Şükrü Aslan, Besime Şen, Celal Beşiktepe, Başıbüyük, Tarlabaşı, Ayazma, Sulukule, İmece Toplumun Şehircilik Hareketi, Türkiye Çevre Platformu, İstanbul Tabip Odası, Adalar İnisiyatifi, Körler Okulu, 3. Köprü Yerine Yaşam Platformu, Sokaklar Bizim Platformu, Validebağ Gönüllüleri, Gazhane Çevre Gönüllüleri, Suyun Ticarileştirilmesine Hayır Platformu, Amargi, Sakatlar Derneği, Mor Çatı, Karşı Sanat, Tüm Bel-Sen, Birleşik Taşımacılık Sendikası, Ayaspaşa Derneği, Genç-Sen, Leyla Güven Adana Küçükdikili Belediyesi, Norbert Lüdtke Berlin Marzahn Hellersdorf, Cornelia Reinauer Berlin Friederichshain-Kreuzberg, Viktoria Vatousi Atina Petroupoli, Metin Yeğin

İstanbul Birlikte Başarabiliriz Platformu

Kaynak: Birgün

One Comment

  1. sosyal belediyeciliğin popülist yaklaşımlarla olamayacağına öncelikle vurgu yapılmalı. ikisi çok karışıyor çünkü.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir