Rant kayyumları - MİMDAP
Ana Sayfa Bağlantılar Biz Kimiz İletişim Mimar İş İlanları
ANA SAYFA
Rant kayyumları
Share 16 Ağustos 2022

İzmir’in Urla ilçesi yaklaşık 3 yıldır AKP’nin atadığı kayyumlar tarafından yönetiliyor. BirGün olarak kayyumlarla yönetilen ilçeyi inceledik. İlçede bu süreçte rant ve talan arttı, gerici vakıflara kıyak yapıldı.

 

 

 

 

İzmir Urla’da 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde CHP’nin adayı Burak Oğuz yüzde 67,49 oy alarak belediye başkanı seçildi. Rekor bir oyla seçimi kazanmasına karşı Burak Oğuz, Aralık 2019 tarihinde FETÖ operasyonu kapsamında tutuklandı. Göreve dönemin Urla Kaymakamı Önder Can kayyum olarak atandı. AKP iktidarı, HDP’li seçilmiş belediye başkanlarını terörle ilişkili bahanelerle görevden alarak kayyum atamasına karşı ilk kez CHP’ye ait bir belediyeye kayyum atamış oldu.

 

 

Öte yandan bir sene sonra ise AKP yine bir ilki gerçekleştirerek Can’ı görevden alarak yerine Murtaza Dayanç’ı atadı. Can’ın görevden alınmasının arkasında ise yolsuzluk iddiaları o dönem kamuoyunda dile getirildi. BirGün olarak Urla’da yaklaşık 3 yıllık kayyum yönetimlerini inceledik.

 

 

Atanan ilk kayyum Önder Can göreve geldiğinde ilk adımlarından biri daha önce belediye meclisinde reddedilen Karantina Adası’nın sit derecesini düşürmek ve ihale açmak oldu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, kayyum yönetimini fırsat bilerek adanın sit derecesini düşürdü. Adada kısa bir süre sonra restorasyon için ihale yapıldı. Adada otel yapılacağı o dönem iddia edildi. Söylentilerden sonra adaya girişler yasaklandı ve adadan tahliye edilen hastane binası AFAD eğitim merkezi ilan edildi. Yürütülen projeyle ilgili net bir açıklama yapılmadı.

 

 

 

İhale sonrası tarihi binaların restore edildiği biliniyor ancak hastanene binalarının otel ve turizm işletmeleri için hazırlandığı iddiaları hala gündemde. Adanın içeride eski bir tahassuthane ve sanatoryum binaları bulunurken, bir bölümü tarihi nitelikte yer alıyor. Kayyum atandığından beri ilçede belediye meclisi de devre dışı bırakılmış durumda.

 

 

 

Görevdeki kayyum Murtaza Dayanç ise ilçe merkezinde bulunan meydan ile ilgili, kamu binalarının yıkılarak yeniden yapımı ve yolun alt bölümüne otopark içeren Urla Meydan Projesi için kolları sıvadı. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından proje ilçenin tarihi dokusunu bozarak kentleşme yaratacağımdan reddedildi. İstediği sonucu alamayan kayyum Dayanç, projeyi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na devrederek gerçekleştirmek için çalışmaya başladı.

 

 

 

URLA MEYDAN PROJESİ

 

 

 

İlçe merkezinde halkın denize girebileceği alan oldukça kısıtlıyken, halka kalan alanda en eskisi 40 yıllık, en yenisi 20 yıllık olmak üzere 5 işletme mevcuttu. Tamamı Urla’nın yerli esnafı olan bu işletmeler Milli Emlak’a ait alanda izinsiz yapılaşma halindeyken, geçmiş dönem CHP belediyesi tarafından binalar yıkılarak halkın da mağdur olmaması amaçlanmış ve işletmelere karavan ruhsatı verilerek işletmeler dışında kalan sahil hattı halkın kullanımı için ayrılmıştı. Sezon başında kayyum kararı ile ani yıkım yapılarak, Urla Belediyesi Proje Alanı tabelası asıldı. Karavanlarla hizmet veren kafelerin deniz kıyısı yıkılırken 30’dan fazla en az 20-30 yıllık ağaç da söküldü. Sezon devam ederken alan uzun süre atıl durumunda bırakıldı. Kayyum yönetiminin “yasal değil” diyerek yıktığı yerlere aynı koşullarda tesis açmayı kararı aldığı bildirildi. Öte yandan işletmelerin hemen yanındaki TCDD kamp alanında bu yıl işletme hakkının Cumhurbaşkanının terzisine ihale edildiği iddia edildi.

 

 

 

Urla Çeşme otoyolu üzerinde Normpol adlı firmaya ait inşaat başladı. Edinilen bilgilere göre, imar izni olmayan projenin parsel satışları başlamış durumda. Öte yandan İçmeler’de Hazine adına kayıtlı 11 bin 776 metrekare yüzölçümlü taşınmaz 89 milyon TL’ye Nuça Enerji’ye, 28 dönümü 201 Milyon TL’ye Çekiçoğlu Makina Medikal’e,18 bin 93 metrekare taşınmaz ise 149 milyon TL’ye Çekiçoğlu Makina Medikal’e satıldı.

 

 

İçmeler’de, geçmişte halkın termal tedavi amaçlı gelip denize girdiği kıyıda turizm işletmeleri bulunuyordu. Uzun zamandır kullanılmayan kimi atıl durumda kimi kır düğünü gibi için işletilen araziler geçtiğimiz yıl AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla satışa çıkarıldı. Satın alan firmaların henüz faaliyete geçmediği bölgede proje bilinmiyor.

 

 

ENSAR’A KIYAK

 

 

 

Zeytineli köyünde denize sıfır Devlet Hava Meydanları İşletmesi’ne (DHMİ) ait sosyal tesis, 2014 yılında kamu bütçesinden 5 milyon TL yatırım yapılarak yenilendi. 2015 yılında ise senelik 120 bin TL’ye Ensar Vakfı’na kiralandı. 2019 yılında ise tesisin Ensar Vakfı’na 49 yıllığına bedelsiz olarak tahsis edilmesinin ardından binalar yıkılmaya başlandı. Ensar Vakfı’nın kendilerine tahsis edilen binaları yıkma hakkına sahip olmadığı öğrenilirken, bölgedeki yurttaşlar alanın ranta açılmasına tepkili. Tesisin, Hacılar Koyu’ndaki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait olduğu belirlenen Urla villalarına komşu koyun yakınında olması dikkat çekti.

 

 

MİLLET BAHÇESİ İDDİASI

 

 

 

Kum Denizi Plajı’nın yakınında belediyeye ait arazinin bulunduğu yerde millet bahçesi yapılacağı iddia edildi. Öte yandan plaj daha önce ücretsiz ve halka açıkken, 2 yıl önce kayyum Önder Can görevdeyken plajı ücretli yapıp, sahili ter örgüyle çevirdi.

 

 

 

Güvendik Mahallesi’nde belediye arazisinin Dayanç tarafından lojman yapılmak üzere imara açıldığı ortaya çıktı. Ayrıca Denizli mahallesinde ise en çok üç kat yapılaşma kararında değişiklik yapılmaksızın yürürlükte olan imar planında Belediye Hizmet Alanı’nın resmi kurum alanı olarak imar planı değişikliğinin askıya çıktı.

 

 

 

Urla’da yaşayan Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı ve gazetemizin yazarı Zeynep Altıok ile yaşanan süreci konuştuk. Ülkenin her yanında kayyumların iktidar yanlısı tutum ile imar ve rant odaklı uygulamalar gerçekleştirdiğini söyleyen Altıok, “Altın kaplamalı banyolar, kişiye özel harcamalar ile gündemden düşmeyen kayyum yönetimleri Urla’da da bir yolsuzluk iddiası ile atanan kayyumun görevden alınmasıyla kayyuma kayyum atamasıyla AKP iktidarının keyfi uygulamalarına bir yenisi eklendi. Bu değişimin ardında Urla’da yapılmak istenen 2B değişiklikleri, sit ve çevresel etki değerlendirme uygulamaları ile ilgili olarak ilk kayyumun arzu edilen esnekliği göstermemesi ve elinden geldiğince kamu yararını gözeterek tutum alması konuşuluyor” dedi.

 

 

İLÇEYİ DÖNÜŞTÜRÜYOR

 

 

 

Altıok, “Çekim merkezi olarak yükselen ve artan rakamlarda gündemde olan ilçemizde birçok usulsüzlük, halkın yaşam alışkanlıklarını etkileyen yanlış ve yanlı düzenlemeler yapılmaktadır” dedi.

 

 

 

Altıok sözlerine şöyle devam etti: “Urla’da yaşanan hızlı dönüşüm İzmir’in Kanal İstanbul’u olarak adlandırdığımız iktidarın Çeşme Projesi’nin bir devamı niteliğinde tüm yarımadayı tehdit eden bir planın parçasıdır. İlçemiz tarım arazilerinin dönüşümü, ormanların, yeşil alanların satışı, imara açılışı ile yükselmekte olan emlak fiyatlarıyla büyük rant kapısı olarak görülmektedir. Oysa Urla tarım arazileriyle, kadim kültürüyle, tarihiyle, doğasıyla ve korunmuş çok katlı imara kapalı dokusuyla korunduğunda gerek turizm gerek üretim anlamında çok önemli kaynaklarıyla korunmalıdır. Biz ilçemizde doğa talanına, doğal ve tarihi-kültürel dokunun bozulmasına karşıyız. Urla’yı koruyarak kalkınmaya katkı sağlayan bir belde olarak görüyoruz.”

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: Birgün


Yorum yazmak için


  Avustralya’nın Melbourne kentindeki Penleigh ve Essendon Gramer Okulu’ndaki (PEGS) Müzik Merkezi, McBride Charles Ryan’ın (MCR) PEGS Kampüsleri genelindeki bir dizi girişiminin bir parçasıdır. 

Copyright © 2024 All Rights Reserved | Mimdap.org