SİT'TİR ET! - MİMDAP
Ana Sayfa Bağlantılar Biz Kimiz İletişim Mimar İş İlanları
ANA SAYFA
SİT’TİR ET!
Share 26 Mart 2020

Denizli deki ve başka yerlerdeki tarihi, mimari, kültürel mirasın korunmasına dair dergilerde, gazetelerde birçok yazı yazdım. Doğal çevre, doğal SİT ile ilgili epey mücadelenin içine girdim.

Yüz binlik davalara muhatap oldum. Çoğunda da kamu adına başarılı oldum ve olumlu sonuçlar aldım. Bunlar kişisel cümlelerim.. Başkanlığında bulunduğum, üyesi olduğum kurumlarla da kamu yararına, koruma alanında birçok başarıya imza attık. Denizlideki değerlerin yok olmasını önledik. Pamukkale, lokal SİT’ler ve bazı eski Denizli Evleri bunlara örnektir.

 

 

 

 

Denizli’de siyasi ve idari kurumların başlarındaki bazı kişiler dönem dönem iyi. güzel ve hayırlı işleri için iyi niyetlerle ilin yararına girişimde bulunurlar. Ama bu girişimler yıllara, zamana yayılır, bir türlü gerçekleşmez. Pamukkale-Karahayıt Termal Sağlık Merkezi de bu iyi niyetli girişimlerdendir. Siyaset, bürokrasi, idare, Üniversite ve Sivil Toplum; “Uluslararası Termal Karahayıt Sağlık Merkezi” Konusunda daima birlikte olmuştur. Yeri dahi ayrılan bu merkezin neden hala gerçekleştirilemediğini ben anlayamam!.. Arkasında ekonomik tröstler mi vardır özel hastaneler arka planda bu işe karşı mıdır? Nedir? Anlaşılmaz bir durum ortada dımdızlak durmaktadır.

 

 

KARAHAYIT TERMAL MERKEZE NE OLDU?

 

 

Termal Sağlık Merkezi’nin hala oluşturulamadığı bir süreçte. Pamukkale ve Kırmızı Su’yun, bu merkezi besleyen bir unsur olduğu gerçeği unutularak, son zamanlarda KIRMIZI SU’yun Doğal Sit olmaktan çıkarılması ya da SİT sınıfının yumuşatılması düşüncesi, girişimleri ve kararlarını biz tam bir CİNNET olarak değerlendiriyoruz. Ayrıca Denizli Turizmi, ekonomisi, kalkınmasına bir darbe, ‘ düşmanca bir girişim” diye düşünüyoruz!. En ufak turistik, tarihi, kültürel değeri turizm için, ekonomi için kullanmamız gerekirken. Tilkinin peynir tartması misali, zaman içinde kemire kemire doğal ve kültürel değerlerimizi yok etme gibi berbat bir huyumuz var!..

 

Huyumuz kurusun!..

 

 

Denizli ye dışarıdan gelen birisi, öce Pamukkale’ye. Laodikeia’ya Karahayıt Kırmızı Su ya gitmek, görmek istiyor. Kent içinde görecek yeni restore edilmiş yerlerimiz de olmasına karşın bir sokak koruması olmadığı için kent içinde kalmıyor. Bir türlü gelişmeyen Turizmimizden yakınırken. Turizmimizi, dolayısıyla yerel ekonomimizi ve kalkınmamızı destekleyen bize özgün değerleri ortadan kaldırmaya yönelik girişimleri biz anlayamıyoruz? Bu kötü, ‘ Haince girişimlerin arkasında kim var? Açıkça Denizli ekonomisi aleyhine olacak Doğal ve Kültürel Değerlerin yok edilmesine yol açacak bu kararları kimler alıyor?

 

 

Bürokrasinin içinde yer alan ve hala temizlenmemiş “Fetöcüler” mi? “Neo Fetöcüler” mi? Avrupa ya da Amerika nın.ülkemizin kalkınmasını önlemek için içimizde besledikleri kişiler mi? Kimler?!..

 

 

BU; TURİZME, EKONOMİYE, KALKINMAYA DA BİR DARBEDİR!..

 

 

Biz en küçük döviz için çırpınırken, turizmimiz gelişsin, ihracatımız artsın, cari açığımız kapansın diye uğraşırken, değerlerimizi yok etmek isteyenleri fena halde merak ediyoruz?

 

 

Yukarıdaki satırlara dair en son girişim Pamukkale-Karahayıt KIRMIZI SU’yun Doğal Sinikten çıkarılması girişimleridir. Bu girişimleri Türkiye Turizmine. Ekonomisine.Kalkınmasına karşı -Düşmanca” bir girişim olarak düşünüyoruz!.. Yabancı bilim adamları geldiğinde. PAÜ’nün bilim adanılan, onları Kırmızı Su’ya götürüp termal sıcak su kaynaklarını ve canlı traverten oluşumunu gösterirler. PAÜ nün bu olumsuz girişimden haberleri var mı bilemiyoruz? KIRMIZI SU nun başına gelen sadece bir Doğal SİT’in yok edilmesi değil, bilimsel, ünik bir oluşumun da ortadan kaldırılması olacaktır.

 

 

KIRMIZI SU Doğal SIT alanına SİT’tir et!1 demek, koruma alanından çıkarmak sadece Türkiye ekonomisine değil, Türkiye’nin sahip olduğu bilimsel bir kanıtı da ortadan kaldırmak olacaktır..

 

 

Bu Türkiye’nin kalkınmasına da ‘‘SİT’tir et” demektir!..

 

 

Denizli bu kadar da Cinnet Geçiriyor olamaz!..

 

 

 

Süleyman BOZ

Kaynak : www.deha20.com

1 Yorum
  1. Mevzu doğayı amaca uygun kullanmak ve tüketmek olunca,maalesef gerisi teferruat oluyor. Böyle bir yoz kültürün içindeyiz işte.

    Erdal Ersöz | 26 Mart 2020


Yorum yazmak için


  Avustralya’nın Melbourne kentindeki Penleigh ve Essendon Gramer Okulu’ndaki (PEGS) Müzik Merkezi, McBride Charles Ryan’ın (MCR) PEGS Kampüsleri genelindeki bir dizi girişiminin bir parçasıdır. 

Copyright © 2024 All Rights Reserved | Mimdap.org