CSO CUMHURBAŞKANLIĞI SENFONİ ORKESTRASI BİNASI AÇILDI - MİMDAP
Ana Sayfa Bağlantılar Biz Kimiz İletişim Mimar İş İlanları
ANA SAYFA
CSO CUMHURBAŞKANLIĞI SENFONİ ORKESTRASI BİNASI AÇILDI
Share 4 Aralık 2020

1992 senesinde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Binası için açılan yarışmayı kazanan Semra ve Özcan Uygur’un projelerine başlanması ve bitirilmesi 28 yıl sürdü.

 

 

 

 

 

 

3 Aralık 2020 de yapılacak gala ile binanın açılışı yapılmış olacak.

Ancak alınan bilgiye göre, yapının tasarımcısı Semra ve Özcan Uygur bu galaya kendileri bilet alarak katılacaklar.

 

 

 

CSO KONSER SALONU AÇILIYOR, KADIN MİMARIN ADI “Değerli Eşleri”

 

 

 

1992 yılında Mimari proje yarışması ile elde edilen Atatürk Kültür Merkezi Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu ve Koro Çalışmaları binaları bugün açılıyor. Ankara’nın kültürel olarak çok önemli bir mekâna kavuşuyor olması mutluluk verici. Ancak Anıtkabir ile Ankara Kalesi’ni birbirine bağlayan aksın tam orta yerinde konumlanan tasarımları ile birincilik ödülüne layık görülen meslektaşlarımız Semra Uygur ve Özcan Uygur’un 28 yıllık emekleri ve birikimleri ile şekillenen Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu’nun açılışına davet edilmemeleri sosyal medya ortamına yansımıştır. Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Kalemi ile yapılan görüşmede bir yanlışlık olduğu ifade edilerek, mimar meslektaşlarımızın daha sonra davet edildiği tekrar sosyal medya üzerinden yayınlanmıştır.

 

 

Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri tarafından bu yanlış anlaşılmaya dair yine sosyal medyada yapılan paylaşımların dili ise ülkemizde yoğunlukla karşılaştığımız “Kadının Adı Yok” dedirten yaklaşıma bir yenisini eklemiştir. Yapının müellifi olarak yaklaşık 30 yıldır CSO binalarına emek vermiş kadın meslektaşımızın Bakanlık yetkilileri tarafından müellif olarak değil de, “değerli eşleri” şeklinde tanımlanması kabul edilebilir değildir.

 

Türkiye’nin ve Ankaralıların uzun yıllardır beklediği ve kültürel bir mekân olarak çok önemli işlev görecek bu yapının, her yanıyla çağdaş Türkiye’nin yüzü olarak yola çıkması gereklidir. Bu kapsamda, öncelikli davetliler arasında, mimar müellifleri, yarışma jürisinde görev alanlar ve bu süreçte büyük katkıları olan Mimarlar Odası Ankara Şubesi ve mimarlık örgütlerinin davet edilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğine önem verilmesi kültüre ve nezaket kurallarına göre yapılması gerekendi.

 

 

Anıtlar ve anıtsal yapılar eser sahipleri ile birlikte hatırlanır, uygulamadaki nezaketsizlik ise yönetenlerle birlikte hatırlanacaktır. Bir kez daha bu anıtsal eserin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen mimarlar Semra Uygur ve Özcan Uygur’a teşekkür ederken, Türkiye’nin çağdaş uygarlık düzeyine ilerleyebilmesi için kadının adını her yerde öne çıkartarak daha çok mücadele etmemiz gerekliliğini kamuoyuna bir kez daha ilan ediyoruz.

 

 

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu

 

 

 

 

 

 

TASARIMCISINI DAVET EDEMEMİŞLER

 

 

 

 

 

Bakın Celal Abdi Güzel bu konuda ne diyor:

 

 

 

“Semra ve Özcan Uygur tasarladıkları ve 28 senedir emek verdikleri, CSO yapısının açılışına davetli olmadıkları için bilet alarak gideceklermiş. Bu ülkede mimara, tasarımcıya, sanatçıya, düşünce insanına verilen değer bu. Bu konularda niye bu durumdayız sorusunun yanıtlarından biri.”

 

 

 

Güven Birkan ise şunları söylüyor:

 

 

 

Davet edilmiş olsalardı bile bilet alıp da gitmeleri hoş bir jest olurdu. Bu ülkede mimarlık mesleği siyasetçilere rağmen uygulanıyor ve çok yavaş da olsa yerleşiyor. Bu tasarımların vahiy yoluyla gelip inşaat firmalarının bürolarına kimse farkına varmadan girdiğinin düşünülebilmesi bile bu toplum için büyük bir ilerleme, hiç değilse “proje” denen bir şeyin farkına varılmış demektir. Böyle bir salonun tasarım sürecinin başından itibaren mimarın bir akustik uzmanı birlikte çalışması gerekirken, mimarlara “siz projenizi yapıp bize teslim edin, biz akustik uzmanı ile gereken görüşmeleri yaparız” diyen bir İDARE’ye rağmen bu işi yürütebilmiş olmak, başlı başına bir başarı. Ankara, bu mimarların hakkını ödeyemez. Mimarlık ekibinin başarılarının sürmesini dilerim. Salona adını veren ve bir bakıma toplumu temsilen buranın sahibi olan makamın da bu sayede müzik ile haşır neşir olma fırsatına kavuşacağını umarım.

 

Mehmet Berksan: 

 

Uygur Mimarlık, mimarı olduğu binanın açılışına davet edilmemiş. Benzer bir rezalet 145 yıl önce Paris’te olmuştu. Charles Garnier de mimarı olduğu opera binasının açılışına davet edilmemiş, biletini parayla almıştı. (Not: Paris’te sonradan binaya mimarının adı verildi!)

2 Yorum
  1. Uygur’lara teşekkür borçluyuz öncelikle. Sonra devlet yetkililerinin tutumunu, bu unutkanlığını kınıyorum.

    Seracattin Uluçınar | 4 Aralık 2020

  2. Tasarımcısını sevmeyen bir ülkede yaşıyoruz. Bir işi yaptırdıktan sonra unutma bir hafızasızlık değil sadece. Kültürsüzlük, kullanım atma alışkanlığının başka bir boyutu.

    Cemal Kozlu | 6 Aralık 2020


Yorum yazmak için


  Avustralya’nın Melbourne kentindeki Penleigh ve Essendon Gramer Okulu’ndaki (PEGS) Müzik Merkezi, McBride Charles Ryan’ın (MCR) PEGS Kampüsleri genelindeki bir dizi girişiminin bir parçasıdır. 

Copyright © 2024 All Rights Reserved | Mimdap.org