1967 yılında, “Derhal inşa edilmesi lazım.” denilerek proje süremizin kısıtlandığı Danıştay eski binası, ödenek yetersizliği nedeniyle 12 yılda tamamlanabilmişti. 1979 yılında hizmete giren yapı, yıkıldığında 36-37 yaşlarındaydı. Herhalde doğal ömrünü de tamamlamamıştı.

 

 

 Danıştay Binasının maketi

 

 

 Danıştay Binası apar topar, yargı süreçleri bitmeden yıkılıyor…

 

 

Danıştay binası, yıkılan ilk binamız da değildi. 1979 yılında tamamlanan bir başka binamız olan İstanbul Zincirlikuyu’daki Hisarbank’ın eski binası da yaklaşık bir yıl önce sessiz sedasız, üzerine çekilen perdenin ardında yıkılmıştı. Hiç değilse, o binanın kısmen yıkılmış halini görmemiştim. Her iki bina da inşa edildikleri zaman, geniş bir şekilde yayınlanmış, beğeni kazanmışlardı. Hisarbank eski binası benim çok sevdiğim, taşıyıcı sistemi açısından özgün sayılabilecek, Sedad Hakkı Bey tarafından övgü almış bir bina idi.

 

 

   Doğan Tekeli

 

Ben, oldum olası yapıların uzun süre korunamayacaklarını biliyor, ciddi ve haklı gerekçelerle yıkılması zorunlu hale gelen yapıların yıkımlarının, doğal karşılanması gerektiğini savunuyordum. Örneğin; İstanbul’un, 19. yüzyıldaki haliyle korunmasının imkansız olduğuna inanıyordum. Yeter ki bir kültürel miras sayılan, mimari ve tarihsel değeri ile simgeleşen bir yapıya kıyılmasın.

 

 

Bu düşüncelerle; duygusal yönden ne kadar bağlı olursam olayım, sonuçta bir ticari yapı olan Hisarbank’ın yıkımını, kuşkusuz gene de üzülerek, ama “ölümün çaresi yoktur” gibi bir teselli duygusu ile karşıladım.

 

 

 

 

Danıştay’a gelince; Cumhuriyet yönetiminin bir döneminde, büyük ekonomik sıkıntılar içinde tamamlanabilen ve zamanla Ankara’nın Sıhhiye bölgesi kent hafızasında yerini almış, önemli bir kamu yapısıydı. Sapasağlam, ekonomik ömrünü tamamlamamış bu yapının, yargının yürütmeyi durdurma kararına rağmen kasti olarak alelacele yıkılmasını elbette derin bir üzüntüyle karşıladım. Hele yarı yıkık haliyle yayınlanan boynu bükük fotoğrafı bende bir şok etkisi yarattı. Başıma bir darbe almış gibi oldum. Şimdi bu kıymetli arsaya, iktidarın “yatay, yerel ve özgün yapılaşma” talimatına karşın çok daha büyük, çok daha yüksek bir yapı yapılacağına neredeyse adım gibi eminim.

 

 

 

 

Kaynak : xxi.com.tr

One Comment

  1. Göz göre göre ne varsa kimseye sormadan yok edip başka izleri silmeye çalışıyorlar. Bunun başka izahı olamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir