Melih Koray Ziyareti / Arif Atılgan - MİMDAP
Ana Sayfa Bağlantılar Biz Kimiz İletişim Mimar İş İlanları
ANA SAYFA
Melih Koray Ziyareti / Arif Atılgan
Share 14 Temmuz 2014

07.07.2014 tarihinde Melih Koray ile evinde röportaj yapmak üzere Mimdap’tan Hasan Kıvırcık ve Beykent Üniversitesinden Yılmaz Kuyumcu ile buluştuk. Melih Beyin evinde önce bizi karşılayan eşi ile sohbet ettik. Biraz sonra Melih Bey geldi.

Ben 1960 lı yılların ikinci yarısında mimarlık öğrencisi iken Kadıköy’de Mimar Melih Koray rüzgârı esiyordu. Bana arkadaşlarım ‘sen de inşaatlarına Melih Koray gibi tabelanı mı asacaksın’ diye takılıyorlardı. 1970 li yıllarda mimar olduktan sonra da Melih Koray Kadıköy’de çok ünlüydü. Kendisini daha sonra daha yakından tanımıştım. Bazen Mimarlar Odasının Kadıköy’deki toplantılarına gelirdi.

 

 

Kendisiyle ilgili duygu, düşüncelerimizi paylaştığımız kısa sohbetten sonra sorularımızı sormaya başladık.

Melih Koray’a, öğrenciliğini sorduğumuzda ‘parlak bir öğrenci olmadığını, ancak geçer not alarak mezun olduğunu‘ söyledi. Aklıma Konservatuardan çıkarılan, daha sonra alanlarında çok başarılı olan ünlü sanatçılar geldi. Demek her alanda olduğu gibi sanatta da sahadaki performans daha ön plana çıkıyor diye düşündüm. Bir de kendisinin havai bir öğrenci olduğunu hayal ettim. Zaten O mimarlık yaptığı yıllarda da havaiydi.

 

 

Projelerini yaparken, işverenin talebini mi yoksa kendi bildiğini mi yaptığını sorduğumuzda, soruyu bitirmeden ‘olur mu, ben kendi bildiğimi yaparım’ dedi. Ardından, mimarlık sadece tasarlamak mı yoksa tasarımla birlikte uygulamak mı diye sorduğumuzda ise ‘uygulamasız mimarlık olmaz, ben bu sebepten gerektiğinde kavga edip karakolluk bile oldum’ şeklinde cevap verdi.

 

 

Melih Bey projelerini arşivlememişti. Sadece fotoğrafları bulunuyordu. Bu duruma üzülmemek elde değil. Eminim zamanla belediyelerden veya başka yerlerden projeleri elde edilecektir. Ancak bu tip insanlar ‘benim eserlerim aranacak, korunacak onun için arşiv yapayım’ diye düşünmezlerdi ki. Onlar halka hizmet ederler, sonunda halk onların eserlerini sanat eseri olarak belirler ve korur. Tarihe geçmiş ünlü ressamların, bestecilerin de öyle olmamış mıdır? Onlar dünyayı terk ettikten sonra bazı eserleri ortaya çıkarılmış ve korumaya alınmamış mıdır?

Kadıköy’de eğer bugün Bağdat Caddesi olayı varsa bu Mimar Melih Koray’ın binaları sayesindedir. Melih Koray’a ait binalarda insanlara zenginlik hissettirilir. Binalarının cepheleri ise çeşitli malzemelerle desenlenmiş adeta bir doğa manzarası gibidir. Bugün bu binalar yıkılmaktadır. Melih Koray binaları kesinlikle korunmalıdır.

 

 

Kendisiyle söyleşi yaptığımız günün ertesinde Bağdat Caddesinde bazı binalarının yıkıma hazır hale getirilmiş olduğunu gördüm.

Melih Koray ardında veya yanında herhangi bir kurum vs olmadan piyasa denilen arenaya çıkmıştı. Bileğinin gücü ile adını marka yapmıştı. İnsanlar Melih Koray imzalı binalardan konut alırken biraz daha fedakârlık yapmaya razı oluyorlardı.

 

 

Kurumsal desteklerle iyi bir meslek insanı olunur ve eserler yapılabilinir. Sanatçı olmak ve sanat eseri yaratmak için özgür olmak gerekir. İnsanlar, sanat eserlerini zamanla onlara değer vererek belirler ve onların saklanmasını sağlarlar. Bu şekilde, o eserleri yaratmış olan sanatçılar da özellikle kendilerine hizmet ettikleri halk tarafından belirlenmiş olurlar.

 

7 Yorum
  1. Söylediğiniz gibi Arif bey, bir mimar bileğinin gücü ile bir yere varırsa bir anlamda marka oluyor. Onun binası tercih ediliyor.
    Yıllarca bu yönde tartışmalar yapılır ama mimari niteliğin yükselmesi kriteri tam olarak ne toplum ne de mimarlar arasında anlaşılmaz. Daha çok ilişki kurmak, odaya yakın olmak, bazı tutumları savunmak filan gibi kriterler öne çıkarılır. İnsanların işiyle ve işindeki başarıyla yükselmesi ne güzel bir şey değil mi?

    oğuz bingöl | 14 Temmuz 2014

  2. Bir an önce Melih Bey’in binalarının listesini çıkarıp tescil başvurusu yapmalıyız.
    Arif Atılgan

    Arif Atılgan | 15 Temmuz 2014

  3. Melih bey gibi mimarlık ortamımızın nadide kalmış büyüklerinin bire bir söyledikleri hepimiz için önemli. Mesela Melih bey şimdiye kadar ne oda ne de mimarlık dergileri ve sizin dışınızda mimarlık portallarının arayıp sorduğu biri değildi. Portallar ve oda yayınları daha çok kendi dar üçgenleri ve dar çevrelerinde önemli bulduklarını yayınlıyorlar. eser vermiş ama sessiz kalanaların sesini bize duyurduğunuz için sağololun.

    Fuat Önal | 15 Temmuz 2014

  4. Y. Mimar Melih Koray bey bir mimari ekoldür. Biz onun binaları ile büyüdük Kadıköy de. Arif Hoca ya müteşekkiriz bu girişimi için, tarih yazdı yine…. Yılmaz bey e de teşekkürler.

    ahmet vefik alp | 16 Temmuz 2014

  5. Liseden mezun olunca teknik üniversiteye girmek istedim,puanlarım yeterli olmadı,bir sene İstanbul Üniversitesine fizik,matematik bölümüne gittim,o sırada bir okulun çayında Melih Korayla tanıştım,bana G.S.A Mimarlık bölümü 2 ci sınıfında olduğunu,okuldan memnuniyetini ve mimarlığın ne olduğunu anlattı,benim de aklım yattı Akademinin imtihanlarına girdim ve mimar oldum;gerek okul yıllarında gerek daha sonra Melihle çok yakın arkadaş olduk,daha sonra ikimizin ofisi de Kadıköyde Efes handa yanyana idi.Sonra ben İstanbul tarafına gçince koptuk.Gerek insan ve arkadaş olarak,gerek mimar olarak çok başarılıdır,kendine göre bir uslubu vardır,bu ona çok iş yapma imkanı vermiştir.

    Erdem Talu | 20 Temmuz 2014

  6. 60’lı ya da daha sonraki yıllarda yapılan binaların tescil talebi genellikle reddediliyor ne yazık ki !

    Muteber Osmanpaşaoğlu | 20 Temmuz 2014

  7. Melih bey müstesna bir kişilikti. Kadıköy’de çok imzası var. Yok edilmezse bir bir tabi.

    Keriman Önkibar | 29 Mart 2020


Yorum yazmak için


  Avustralya’nın Melbourne kentindeki Penleigh ve Essendon Gramer Okulu’ndaki (PEGS) Müzik Merkezi, McBride Charles Ryan’ın (MCR) PEGS Kampüsleri genelindeki bir dizi girişiminin bir parçasıdır. 

Copyright © 2024 All Rights Reserved | Mimdap.org