Sayılarla Üretmek - MİMDAP
Ana Sayfa Bağlantılar Biz Kimiz İletişim Mimar İş İlanları
ANA SAYFA
Sayılarla Üretmek
Share 17 Şubat 2010

Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi birinci sınıf öğrencileri çok sayıda öğretim üye ve görevlisinin katılımı ile bir çalışma yaptılar. Tüm çalışmaların son derece güzel bir ortamda Yapı Merkezinin yeni mekanlarında sergilendiği bu etkinlikten öğrencilerin ve tüm katılımcıların büyük beğenisini kazandı. Bu çalışmalardan birisi Salih Küçüktuna tarafından yürütüldü. Salih Küçüktuna aşağıdaki yazıda grubunda yapılan çalışmalardan birisini tanıtırken bu çalışmanın kuramsal temellerini de açıklamaktadır.

sayilarla-1

Sayılarla Üretmek
Duyguların ve dilin ötesindeki Sayı, aritmetik, sembolik ve sınıflandırılmış mükemmel bir soyutlamadır, formları üreten ideal elementtir, içine yaşamı koyduğumuz oranları hesaplanmış yapıların geometrisindeki güçtür. Element , Cecil Balmond

sayilarla-2

Mimari geometri yüzyıllar boyunca Euclid geometrisi ve Platon düşüncesi üzerinden kurgulandı, Platon’un tanımladığı bu temel formlar sadece Mısır, Yunan ve Roma’nın önemli saydığı temel formlar olarak değil, Le Corbusier’in yeni bir mimarlığa doğru kitabında tanımladığı silindir,piramit,küp,prizma ve küre ile yeniden tanımlanarak Modernizm’in birincil geometrik objelerine dönüştü. 19.yy sonlarında Euclid geometrisinin bazı savları non-Euclidien geometri tarafından çürütülse de günümüzde bu temel formlar kullandığımız katı modelleme programlarının birincil objeleri olarak kullanılmaya devam ediyor. Non-Euclidien geometri mimarlara hiperbolik-parabolik yüzeyleri sistematik bir biçimde değiştirme-dönüştürme imkanı tanıdı. Dijital araçların gelişmesiyle ileri geometrilerin de mimarlıkta kullanım alanları hızla genişledi ve genişlemeye devam ediyor.

sayilarla-3Geometri ve mimarlık arasındaki ilişkinin ilk kez sistematik bir şekilde kurulduğu alan Mimari tasarım stüdyolarıdır. Mimarlık eğitiminin ilk aşamasında öğrenci soyut düşünmeyi mimarlık alanında uygulamayı eğitim sistematiği içerisinde öğrenmeye başlar, aşamalı olarak test eder ve sonunda soyut düşünceyi mimari ürün olarak somutlaştırır. Ben tam da bu noktada mimarlık eğitiminin doğrudan pratik ile yapılması ve bu pratiğin de aynı şekilde yaratıcı düşünme ve soyutlamanın geliştirilmesine yönelik olması gerektiğini düşünüyorum. Burada başlangıçta bir çelişki varmış gibi görünebilir çünkü doğrudan pratik yapmak anlam sorusu üzerinde yeterince durulmadığı şeklinde de anlaşılabilir, bu durumda neyin pratiği sorusu en başta sorulması gereken sorudur. Cevap olarak; sayısal düşünmenin pratiği ve bu pratiğin tasarım eğitimine etkin bir şekilde entegre edilmesi süreci. Örneğin biz bu entegrasyonu kurallı düşünme mantığıyla fiziksel modellemeler üzerinden bir dizi temel tasarım egzersizleri ile stüdyo ortaminda yaparak ilk üretimleri yapıyoruz, hedef temel algoritmalarla sistematik bir biçimde kurgulanan fiziksel mekanlar üretmek ve nihayetinde öğrencilerin kendi tasarladıkları 1:1 ölçekli bir mekan sayesinde ilk mekan deneyimlerini kazanmalarını sağlamak. Sürecin en önemli bileşenleri bilgi, malzeme ve ölçek, ölçek herşeyin ortak değeri, gerçeklikle kurulan ilişkide de en belirleyici öge, malzemenin farklı ölçeklerdeki davranışı da ancak bu ilişki pratiği üzerinden anlaşılabilen bir durum, bilgi ise bizim için sadece gözleme dayalı verilerin toplanması değil aynı zamanda verilerin işlenerek sayılallaştırılması ve tasarım sürecine dahil edilmesi.

sayilarla-4

Mimari tasarım sürecinin değişen en önemli parçası araştırma ve tasarım geliştirme safhaları oldu, özellikle son 10 yılı kapsayan süreçte sosyo-kültürel anlamda her bireyin sadece izleyici olmaktan çıkıp aktif olarak sosyal hayatta rol üstlenmesi ile nitelikli ve performans amaçlı tasarımların üretilmesinin de önü açılmış oldu. Mimarlığın kendi disiplinleri içerisinde bilginin aktif-etkin bir biçimde tasarım sürecine dahil edilmesi ve farklı disiplinlerden bilgiyi üreten kişilerin tasarım sürecine dahil olması stüdyolarının daha etkin kullanılması ihtiyacını doğurdu.

sayilarla-5Artık çok sık karşılaştığımız mimarlık ‘’Workshop’’ ları da bilginin işlendiği etkileşimli stüdyolara olan ihtiyacın hangi düzeyde olduğunun bir kanıtıdır. W.J. Mitchell’in (MIT) dediği gibi; ‘’Mimarlık, artık sadece kütlelerin ısıkta dansı degil, ayni zamanda bilginin de mekandaki dansidir’’. Dijital üretim, mimarlık eğitiminin ilk yılında pek de alışık olduğumuz bir konu değil,ancak Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Ortamında Tasarım Bilim Dalı 2009-2010 yılında öğrencilerine 1:1 ölçekli mekan tasarımı ve ilk mekan deneyimi tecrübesi yaşama şansı tanıdı. Dijital üretimler bir dizi aşama(3b tasarım aşamaları, 3b üretim araçları arayüzleri) ve araçlara (CNC, Lazer Kesiciler, Vakumlu Kalıp Cihazları, 3b Yazıcılar v.s.) bağımlı olarak hayata geçiyor, Stüdyo 5 olarak bizim ağırlıklı olarak ilgilendiğimiz ve yoğunlaştığımız kısım aslında üretimin hemen öncesindeki süreç, bir komponentin çeşitli ölçeklerde üretilerek, birbirine kenetlenme, döşeme, örüntüleme, birleşme, esneme, çoğalma ilkelerini belirlemek ve en önemlisi de kendi kendisini taşıyabilecek kapasitede bir strüktürel kurguya sahip olmasını sağladıktan sonra hayata geçirmek.

2009-2010 Güz yarıyılında final projesi olarak böyle bir strüktürü hayata geçirdi Stüdyo 5 öğrencileri. Sürecin başından itibaren öğrencilerin stüdyoyu aktif olarak kullanmaları, 1:1 ölçekli üretim heyecanı ve artan ilgileri sonucu çok olumlu etkiledi. YTÜ-MTG koordinasyonu, Stüdyo 5 yürütücülerinin katkısı ve sponsorlarımız böyle bir deneyimin yaşanmasındaki diğer önemli etkenler. Özellikle vurgulamak istediğim konu ise bütçe; malzeme testleri zaman zaman bütçe sorunlarıyla stüdyoyu etkiliyor ancak yine bu kısıtlamayı olumlu yönde kullanıp ilk deneylerimizi ve prototip üretimlerimizi daha çok kağıt ve türevi malzemeler üzerinden yapıyoruz, dijital üretim de aslında en büyük motivasyonunu bütçe kısıtlamalarından kaynaklanan problemlere getirdiği çözümlerden alıyor. Üretilen strüktür çok düşük bir bütçeyle hayata geçti, bu sonuç bundan sonraki yapılacak üretimlerle ilgili cesaretimizi büyük ölçüde arttırdı.

sayilarla-6

Peter Eisenmann, 2003 yılında İstanbul’da gerçekleşen UIA kongresindeki konuşmasında genç kuşağa ve yeni dijital araçlara dikkat çekerek, post-modern dönemin son zamanlarını yaşadığımızı ve aktif çağa girdiğimizi, bununla birlikte yeni bir mimari tasarım dilinin de gelişmekte olduğunu söyledi. Viyana MAK Galeri’deki Hernan Diaz Alonso’nun Pitch Black isimli serigsinin açılışında Lebbeus Woods benzer bir yaklaşımla şunları söyledi; Eğer mimarlık dijital araçlarla şekillenecekse, bu araçları kullanarak mimarlığın gidebileceği sınırları gösteren genç kuşak, günümüz mimarlığının önder figürü olacaktır.

sayilarla-7

Bağlantılar: Stüdyo 5
Fotoğraflar: Kıvanç İnce, Salih Küçüktuna
Stüdyo 5 2009-2010 yürütücüleri: Salih Küçüktuna, Ayber Gülfer, Dila Sel, Ebru Arkut Ulu, Aytaç Oraklıbel
Sponsorlar: Kremart Makina, Çözüm HBYS

1 Yorum
  1. yurt dışında görmeye alışkın olduğumuz bu tür tasarım stüdyolarını üniversitemde görmekten büyük mutluluk duydum. çalışmaların devamı dileği ile…

    imm | 22 Şubat 2010


Yorum yazmak için


  Avustralya’nın Melbourne kentindeki Penleigh ve Essendon Gramer Okulu’ndaki (PEGS) Müzik Merkezi, McBride Charles Ryan’ın (MCR) PEGS Kampüsleri genelindeki bir dizi girişiminin bir parçasıdır. 

Copyright © 2024 All Rights Reserved | Mimdap.org