|
29 Ocak 2010 |
Geleceğe dair öngörü niteliğinde oldukça spekülatiften gayet pragmatike reçeteler…
Bu tam da her yayında entelektüel bir hevesle yıllık beklentilerin yayınlanma zamanıdır. Metropolis Magazin de “Sırada Ne Var? 1-5-10” başlığıyla mimarlık ve tasarım konusunun liderlerine, kendi konularında 1, 5 ve 10 yıl içerisinde neler beklediklerini sormuş. Umarız bu öngörüler geleceğe ilham kaynağı olurlar…
Sırada Ne Var: HİZMET
1 Yıl: Çevre Fikri
Çok büyük, umumi restoranlardan uzaklaşarak, daha özel ve belirli mutfaklara odaklanmış, çevresinin etkisinde gelişmiş restoranlara ilgi artıyor.
5 Yıl: Oteller, Yeni Kültür Elçileri
Modern oteller kendi içine kapanmış, sıkışmış durumda. Ya kent içinde güvenli bir cennet ya da kendi başına bir mekan olma çabasındalar. Oysa ki otel çok daha farklı bir role bürünebilir: bir mekanın temelini yoğunlaştırmak ve saflaştırmak, ziyaretçinin bir yüzey üzerinde dinlenmesini değil mekanın DNA’sına nüfus etmesini sağlamak.
10 Yıl: Taşınabilir Yeşil Pazarlar
Şu anda Abu Dhabi’de, bir pazarın ortasındaki özel çarşı fikrine dayalı bir proje gerçekleştiriyoruz. Toptan satışçıların tersine küçük perakendecilerden meydana gelen, daha uzun süreli kiralanabilen bir mekan…
Sırada Ne Var: YAPI
1 Yıl: Yüksek Dayanıklılığı Olan Çelik
Çeliğin, daha sağlam olması amacıyla kimyasal yapısı üzerinde çalışmalar yapıldı, böylelikle kırılmalara karşı daha dayanıklı hale getirildi. Normale göre pahalı ancak giderek daha uygun hale geliyor.
5 Yıl: Kendi Kendini Yenileyen Beton
Michigan Üniversitesi Profesörlerinden Victor Li, kendi kendini yenileyen betonu ortaya koydu. Karışımı sayesinde, artık yol döşemesinde bir çatlak olduğunda ve bu birkaç kez ıslanıp kuruduğunda, karışımın içinde bulunan ekstra çimento çatlağı kapatmaya başlayacak. Tıpkı elinizdeki bir yaranın iyileşmesi gibi, sadece iz kalacak.
10 Yıl: Köprü Görüntüleme Aygıtı
Özellikle köprülere çatlak/yarıklarını, sıcaklık değişimlerini, baskı düzeylerini farklı noktalardan ölçecek aygıtlar yerleştirilmeye başlanıyor ve böylelikle anlık olarak gerçek koşullar hakkında bilgi edinilebilecek.
Sırada Ne Var: MALZEME
1 Yıl: Dayanıklı Biyo-Polimerler
Petro-kimyasal benzerlerine oranla geri dönüşüm zorluğu ve düşük performans konusunda endişeleri, tamamen çözünebilmeleriyle yıkan yeni biyo-polimerler geliştirildi.
5 Yıl: Şeffaf Elektronikler
Prototiplerini gördüğümüz, enerji verildiğinde parlayan şeffaf, pencere benzeri malzemeler ve şeffaf plastik filmlerin üzerindeki LED aydınlatmalarını kullanacağız. Tamamen şeffaf telefon ve bilgisayarlardan hala uzak olsak da, bilgileri camın ya da sadece gerektiğinde göreceğimiz şeffaf yüzeylerin üzerinden akarken izleyeceğiz.
10 Yıl: Çöplüklerdeki Madenler
Çöp toplama alanlarına bugün çok fazla değerli malzeme gidiyor. Temel hammaddelerin dahi çok pahalı hale geldiğini ve daha da pahalanacağını düşünürsek, yakında çöplüklerde maden aramaya başlayacağımızı söyleyebiliriz.
Sırada Ne Var: ULAŞIM
1 Yıl: Hükümet Fonları
%20’ye %80 oranındaki ulaşımın toplu taşıma yönünde değişmesini ummak çok da gerçekçi değil maalesef. Bu koşullar altında da tıkanıklığı yenmeye uğraşmak yanlış bir hedeftir. Çünkü tüm değerli noktalar kentsel alanlardır ve tıkanıklık yaşanmaktadır.
5 Yıl: Daha Yavaş Yollar
Yapılan hemen hemen tüm ulaşım yatırımları karayollarına bağlı dev bütçeli, büyük yatırımlar. Sistem, en yoğun saatlerde en fazla hıza ulaşabilmeye odaklanmış durumda. Ancak daha küçük ölçekli yatırımlar yapılması lazım ve bunun olabileceğini düşünüyoruz çünkü bir nokta gelecek ve kompleks yapıların trafiği emdiğini görecekler. O zaman ulaşım yapısının değişeceğini umuyoruz.
10 Yıl: Kentsel Bir Tesis Olarak Transit Ulaşım
Transit toplu taşıma daha çok orta ve üst-orta kesimin kentsel hizmeti haline gelecek. Artık yalnızca fakirlerin kullanacağı bir sistem olarak görülmeyecek. Yavaş yavaş yalnız yaşayan kişilere uygun, transit taşımayla entegre olabilen evler yapılmaya başlandı ki bunun da gelecekte daha kentsel ve daha kompakt banliyöler olacağını düşünmemizi sağlıyor.
Sırada Ne Var: PEYZAJ MİMARLIĞI
1 Yıl: Yeni Su Setleri
New Orleans’taki felaketten sonra artı yüzyıllardır kullanılan setlerin eskisi gibi işlevini yerine getiremediğini görmeye başladık ve daha sağlam bir yapı ile bu setlerin iyileştirilmesine başlandı.
5 Yıl: Kent Lavabosu
Peyzaj Mimarlığı artık projelerin daha geniş çevresel sistemlerin birer parçası olarak makro ölçekte belirli alanlarda nasıl çalıştığını anlayarak gelişiyor. “Kent Lavabosu” projesi, kentin mevcut fiziksel ve sosyal arazi kullanımı içerisinde karbon depolamak için yeni, gömülü yapılar yaratmayı öngörüyor.
10 Yıl: Yumuşak Kıyı Mühendisliği
Artan deniz seviyelerine karşı savaşırken, aralarında “yumuşak kıyı mühendisliği” dediğimiz konunun da yer aldığı çok çeşitli yaklaşımlar geliştirmemiz gerekiyor. Hollanda’da, Kuzey Denizi’nin en derin yerinden çıkarılan kumla kıyı bölgesinin önü kapatılıyor. Böylelikle deniz seviyesi yükselse de dalgakıran görevi gören bir kıyı oluşturulmuş oluyor.
Sırada Ne Var: TİCARET
1 Yıl: Potansiyelinin Altında Kullanılan Kentsel Mekanlar
Kentsel mekanlarda “büyük kutu” evrim geçiriyor. Artık pek çok büyük marka, çok daha ucuz olan, neredeyse yerin altındaki alanlara yerleşerek yüzeyde çok daha küçük izler bırakıyorlar.
5 Yıl: Karma Kullanım
Artık yavaş yavaş sadece “alışveriş merkezi” değil, “herşeyin” içerisinde bulunduğu mekanlar yaratılmaya başlandı. Ticari ofisleri konut, kamu binaları, kamusal hizmetler, kütüphaneler, dini hizmetler, okullar, herşey tek bir kompleks içerisine yerleştiriliyor. Bu aslında kamusal ve özel yatırımların bir araya gelmesi için de oldukça yaratıcı bir çözüm.
10 Yıl: Kişisel Alışveriş Noktaları
Yeni alışveriş merkezlerinde, ileri teknoloji sayesinde alışveriş yaparken, alacağınız şeylerin nereye nasıl uyum sağlayacağını görme şansınız olacak. Ya da bugünkü internet alışverişinin biraz daha ötesinde mekansız alışveriş imkanı yakalanacak.
Yazı ve Görseller: Metropolis Magazine
Çeviri: Mimdap
inanılmaz hoş ve bilgilendirici bir araştırma ile sırada ne olduğunu anlıyoruz. teknolojinin ve ona bağlı mesleki alanların gelişimi önümüzdeki yirmi yıla damga vuracak güçte bu belli açıkçası.
burçak gürcan | 1 Şubat 2010