Mimari bir açık büfe…

Hamburg, şu anda Avrupa’nın en büyük kentsel yapılanma girişimi olarak görülen HafenCity projesiyle birlikte anılan, göz ardı edilmiş ve yeteri kadar kullanılamamış olan Elbe Nehri’ndeki endüstriyel kıyısıyla yeniden değer kazanıyor.

Hiç alışveriş merkezi bulunmayan planda, metronun belirgin yeri ve otobüs durakları ile yaya yollarının araç yollarına üstünlüğü dikkat çekiyor. Bölgede 5 km araç yoluna karşılık 10 km yaya yolu yer alacak ki bu yaya yollarının da yalnızca %30’u cadde kenarında bulunacak. Yaya yollarının geri kalan %70’i yayaların caddelerden uzak biçimde etrafta dolaşmasını sağlayacak.

2020 yılı gibi tamamlanması beklenen bölge, kent merkezini %40 oranında büyütecek. Yaklaşık 1.800.000 metrekarelik alanın planı devam ederken, tasarımların büyük bölümü uluslar arası yıldız mimarlardan oluşan bir grup tarafından hazırlanıyor.

Rem Koolhaas yani OMA’nın 10 adet modüler olarak birleştirilmiş bloktan oluşan ve 23.000 metrekare alana yayılan dairesel yapısı, tiyatro, ofis, laboratuarlar, ticari işlevlerin yanında bir bilim merkezi ve akvaryumu da barındıracak.

Binanın 8500 metrekarelik bir bölümü yerin altında inşa edilecek ve büyük bölümünü akvaryum kaplayacak. Yerin üzerindeyse farklı katlardaki teraslar, kentten panoramik manzaralar sunacak.

Bu tasarım, OMA’nın 2004 yılında ödül alan şemasının devamı.

Henning Larsen Architects, Spiegel Group’un 50.000 metrekarelik genel merkezi için açılan yarışmayı kazanmıştı. Sürdürülebilirlik teması üzerine tasarlanan proje, yelkenli, beyaz kağıt ve ışıktan esinlenen iki U şeklinde binadan meydana geliyor. Binalar, biri Brooktorkai’ye bakan bir giriş ve diğeri rıhtım yoluna birleşen iki plazadan oluşuyor.

Bina, Herzog & de Meuron’un HafenCity’nin diğer yanında tasarladığı yeni Elbe Philharmonic Hall ile aynı zamanda, 2010’da tamamlanacak.

HafenCity’nin kültürel merkezi olacak olan Elbe Philharmonic Hall (Elbphilharmonie) iki farklı öğeyi birleştiriyor: Önceden var olan tuğla ambar ile sanayi tabanının üzerinde akıyormuş gibi gözüken yeni kristal çadır şekilli yapı.

Nehrin kıyısındaki bir burunda yer alan 120.000 metrekarelik bu yapı, yalnızca Hamburg’un Kuzey Alman Radyosu Senfoni Orkestrası’na ev sahipliği yapmakla kalmayacak, aynı zamanda da lüks bir otel, konut daireleri, konferans merkezi, sağlık merkezi, Klingendes Müzesi, restoranlar, gece kulüpleri ve otoparkları da barındıracak.

Behnisch Architekten de Unilever Group’un Almanya merkez binası ile bitişik konut kulesini tasarlıyor. Organik ve heykelimsi şekliyle tasarım, farklı bir mimari bütünlük taşıyor.

Code Unique tarafından tasarlanan yeni HafenCity Üniversitesi (HCU) iki kanat şeklinde olacak. Yapının her iki parçası da, ortalarındaki lobi ve meydanla birlikte nehrin kıyısında yer alıyor. Tasarımda aynı zamanda her ikisi de nehre bakan bir kafe ve bir restoran da bulunuyor.

Tasarım şu anda inşaat halinde.

Kendisi Renner Hainke Wirth, çatısı mimar Werner Sobek tarafından tasarlanan Hamburg Cruise Merkezi, dünyanın her yerinden gelen yolcular için Hamburg’un merkezine giriş kapısı olacak.

1200 metrekarelik giriş holünün arkasında yatan fikir, zekice birleştirilmiş iki benzer suda yüzen öğe olan konteynır ve yelkenden gelmiş. Duvarlar, renkli yük konteynırlarının dizilmesinden meydana gelirken üzeri de dinamik formlu yelken biçimli bir çatı ile kapanıyor.

Hamburg Cruise Merkezi’nin ana holü cruise gemilerini barındırırken aynı zamanda cruise mevsimi dışında da 800 kişiye kadar davetli kapasitesiyle farklı etkinliklere ev sahipliği yapabiliyor.

Massimiliano Fuksas da 34.000 metrekarelik yeni bir Cruise Merkezi ve otel tasarlıyor.

Bilim Merkezi ile yeni Cruise Merkezi arasında ise Erick van Egeraat’ın iki ayrık binası yer alıyor.

Spengler ve Wiescholek tarafından tasarlanan Katharinen kilisesi yanındaki Katharinen okulu da 2009 baharında tamamlanacak.

İlkokul ve gündüz bakım merkezi, çocuklar için karşısındaki parktan yürüyerek ulaşılabilir hale getirilmiş. Sınıflar parka bakıyor ve okulun içerisinde belirlenmiş alanların yanında park da okul etkinlikleri için kullanılabiliyor.

Okulun en önemli amaçlarından biri, akşamları sınıflarını ve spor salonlarını bölgedeki faklı gruplar için açmak.

Yaklaşık 13.000 metrekarelik merkez olarak tasarlanan Overseas Quarter, 275.000 metrekarelik yaşam, ofis ve alışveriş alanıyla 16 yeni binadan oluşacak.

Kıyıda yürüme alanı yaratmak ve su baskınından kaçınmak amacıyla beton kazıklar üzerine oturtulan konut yapıları şimdiden tamamlanmış durumda. Peyzajı da Miralles/Tagliabue tarafından yapılıyor.

Hamburg’un HafenCity bölgesindeki en eski ambar olan tarihi Kaispeicher B, Hamburg Uluslararası Denizcilik Müzesi’ni barındıracak. 2008 sonuna kadar tamamlanması beklenen binada 11.500 metrekarelik 10 katlı sergi salonu yer alacak.

Çevresi aynı şekilde korunacak olan 1879 tarihli binanın yeniden inşası 2005 ortalarından bu yana sürüyor.

Uluslararası Denizcilik Müzesi ile yenilenen Gebrüder Heinemann binası gibi iki belirgin yapıyla, çok yüzlü ve hareketli bir bölge, batıda Magdeburger Hafen, kuzeyde Brooktorhafen ve doğuda planlanan Lohsepark’ın çevrelediği bir noktada ortaya çıkıyor. Bölge, HafenCity Üniversitesi, müzeleri ve sergileri, bitişik tarihi ve modern yapıları ve Überseequartier bölgesine yakınlığıyla ön plana çıkacak.

Museumsbrücke köprüsünden geçen ziyaretçiler, Uluslararası Denizcilik Müzesi’nin zemin katındaki alışveriş merkezini ve Magdeburger Hafen mesire yerine kadar olan yolu da gecebilecekler. Üç binanın yaya yoluna bitişik giriş katları açık şekilde kafelerle, küçük mağazalarla ve sanat galerileriyle planlanacak. Projede, ofis, yaşam ve çalışma loftları ile sergi salonlarının da bulunacağı bir Tasarım Evi de bulunuyor.

HafenCity’nin ikinci kısmı olan Dalmannkai, farklı boyut, konum ve konseptte, kiralanabilir ve satın alınabilir konut yapılarıyla, özellikle aileler için farklı konut ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyor.

Bölgeye ilk kiracılar 2006 yazında taşınırken, ilk mağaza olan Harbour Tobacco da Feinkost HafenCity’yi takiben 2007 Temmuz’unda açıldı. Kaisers ve Kaiserperle Restoranları ile suya inen çimlendirilmiş dört basamaktan oluşan Dalmannkai Steps de ardından açılanlar.

Dalmannkai konutların bir ortak özelliği var: herbirinde mutlaka bir deniz manzarası bulunuyor.

HafenCity, U4 hattına eklenecek iki yeni istasyonla toplu taşıma ağına eklenecek. Überseequartier istasyonu da yeni akvaryumun içerisindeymiş izlenimi yaratacak.

Daha önce liman özellikli yapılardan oluşan alanların dönüşümü hem ekolojik olarak hem de Hamburg’un gelecekteki kentsel gelişmesi anlamında bir çok olumlu etkide bulunuyor. Enerjinin ekonomik kullanımı, iklim değilikliğinin etkilerinin en aza indirgemek için kilit noktası konumunda. Sürdürülebilirliği sağlayabilmek için her yol denenecek ve enerji üretiminde doğal kaynakların kullanımı da yaygınlaştırılacak.

Ayrıca bu kapsamda, çevreye duyarlı yapı malzemelerinin kullanılması da önemli bir rol oynayacak.

Kaynak: Arcspace

3 Comments

  1. muteşem bir yerde. bu açık büfeden istiyorum bende. o kadar farklı tasarımcının bir araya getirilmesi çok büyük bir kentsel proje bence. bu dönüşümün sancıları olmuşmudur acaba?

  2. bu kadar kaliteli bir açık büfe… hem mimari tatların yanayan gelmesini ifade ediyor, bu kadar ünlü isimle üstelik. daha ne olabilir ki.

  3. Hamburg’da yıllarca kaldım. Elbe kıyısında bu bölge sanayi alanları idi. Bu proje ne sabır ne planma işi görüyorsunuz. Yıllardır oldu başladı ve 2020 söz konusu. Ama bütün binalar ve tesisler hepside çok önemli. Herşey düşünülmüş. Almanların tipik davranışı, çalışkanlık sağlamlık ve uzak görüşlülük. Tümü bittiğinde muhteşem olacaktır zannımca.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir